Uzun yıllardır televizyon ve beyazperdede boy gösteren, başarılı oyunculuğuyla da dikkat çeken Mehmet Usta, Sabah TV'ye konuştu. "Oyunculuk 'Ben de oyuncu olayım' diye karar verilen bir şey değil" diyen Usta, mesleği için "Bu bir hediye" ifadelerini kullandı. "Ekmek Teknesi dönüm noktamdı" diyen oyuncu, açıklamalarıyla izleyenlere keyifli dakikalar yaşattı. İşte röportajın detayları…
-Öncelikle hayat nasıl gidiyor, nasılsınız iyi misiniz?
Hayat son dönemde biraz fazla değişti. Bu yeni döneme uyum sağlama zamanı. Bir işim yoksa biraz kendime vakit ayırıyorum.
OYUNCULUĞUN DOĞANIZDA OLMASI LAZIM
-24 yıllık bir oyunculuk kariyeri... Hepsinden konuşacağız fakat nasıl bir çocukluk geçirdiniz, bu mesleği yapmaya nasıl karar verdiniz bunları öğrenerek başlamak istiyorum.
Oyunculuk "Ben de oyuncu olayım" diye karar verilen bir şey değil. Onun sizin doğanızda olması lazım. Ben ilk kamera önüne çıktığımda 6 yaşında filandım. Bir önlük reklamıyla başladım. Okulda zaten türlü etkinliklere katıldım. Çocukken de film anlatır gibi hikayeler anlatırdım. Bir de sanıyorum bu bir hediye. Tabii ki üstüne bir şeyler koymanız gerekiyor.
-Oyunculuğu büyük bir tutku ile yaptığınızı görüyorum. Fakat bu mesleği tercih etmeseydiniz, sizce şimdi hangi işle meşgul olurdunuz?
Sanıyorum akademisyen olmayı tercih edebilirdim. Arkeoloji de bana çok uyabilirdi. Çok yönlüyüm aslında.
-Fakülte yıllarına kadar Uzakdoğu Savunma Sanatları ile ilgilendiğinizi okumuştum. Bu spora olan ilginiz nereden geliyor?
Spora olan ilgim benim hep var. Şimdi pek vakit bulamıyorum. Herhalde o da dönemsel bir şey. Çocukluk ya da gençlik döneminde insanların spora yönelmesi onu bir sürü şeyden koruyor. Bir de dövüş sanatlarında kendinizi tanımaya başlıyorsunuz. Bunların oyunculuğa da çok katkısı olduğunu düşünüyorum. Bu almış olduğum eğitimleri bugüne kadar hiçbir projede kullanmadım. Kullanmak isterdim. Aslında oyuncu her şeyi ister. Çünkü kendinizi zorlamayı istiyorsunuz.
EKMEK TEKNESİ DÖNÜM NOKTAMDI
-Kariyer yolculuğunuz Ruhsar ile başlıyor, bir döneme damga vuran Ekmek Teknesi dizisi ile devam ediyor. Hayatınızın dönüm noktası tam olarak burada başlıyor diyebilir miyiz?
Doğru. Hayatımda yapmış olduğum en enteresan işlerden biriydi. Ben çok fazla televizyon projesinde olmadım. Yapmış olduğum her iş özel oldu. Biz Ekmek Teknesi'nin her bölümünü oturup seyrediyorduk ya. Değişik bir ekip ruhumuz vardı. Ölü diye bir ismi sempatik hale getirebilmiş olmak da enteresan geliyor bana. Ayrıca Ölü karakteri aslında yoktu, senaryoda vardı ama nasıl olacağına dair bir fikir yoktu. Bu da bana cazip geldi. Birkaç ay araştırdım. Sonra karakteri var ettik.
BÜYÜK BİR DENEYİM OLDU
-Daha sonra arada birkaç proje var fakat hafızalarımıza kazınan, hala adından söz ettiren bir Bez Bebek diziniz var. Hayat verdiğiniz Şoker çok ilginç bir karakter idi, teklif geldiğinde ve ilk okuduğunuzda neler hissetmiştiniz?
Daha önce yapılmamış bir şeydi. Çocuğa bir şeyi zorla sevdiremezsiniz. Çocukların gönlüne girebilmek önemli bir şey. Ben biraz batının noel babası gibiyim, biraz pinokyo hikayeleri gibiyim Şoker ile. Zaten biraz da Joker'den evrilme diyebiliriz. Biz onu komple greenbox da çektik. Dolayısıyla mekan duygusu yok. Herhalde en çok bloombox'ta oynayan oyuncu benim. 114 bölüm Bez Bebek, büyük bir deneyim oldu.
OYUNCULUK KIYAFET GİBİ, İYİ BİR ASKI OLMAYI BAŞARDIĞINIZ ZAMAN GÖMLEĞİ BİR ŞEKİLDE UYDURUYORSUNUZ
-3 sezon boyunca Şoker'i canlandırdınız. Hareketleri ve konuşma biçimiyle çok kendine has bir karakterdi. Zorlandığınız oluyor muydu?
Başlangıcı zor oluyor. Çünkü bir karakter yaratmaya çalışıyorsunuz. Onun ilk araştırması, ona bir elbise büründürmek işin zor tarafı. Ama bir yerden sonra çok içselleştiriyorsunuz. Oyunculuk biraz kıyafet gibi, iyi bir askı olmayı başardığınız zaman o gömleği bir şekilde uyduruyorsunuz.
-Kötü bir karaktere hayat vermenin her zaman daha zor olduğunu düşünmüşümdür. Nasıl tepkiler alıyordunuz çevrenizden?
O biraz uçarı bir karakter. Kendine göre erdemleri var. Kötü bir şeyi göstermek, kötü bir şeyi sevdirmek olmamalı. O karakterin de yapmış olduğu her şey kendi başına bir iş açtı. Hiçbir zaman da kötü şeyden beslenmedi.
-Peki televizyon işini mi sinema filmini mi daha keyifli buluyorsunuz?
Oyunculuğun her tarafı değerli. Yeter ki sevil. Bu kadar sevgi arsızı mıyız? Evet (gülüyor).
-Biraz da kariyer planlarınızdan bahsedelim isterim… Hayatınızın hangi dönemindesiniz, neler yapmayı planlıyorsunuz bundan sonra?
Hayatımın en güzel dönemindeyim. Çünkü hayat çok güzel bir hediye. En güzel dönem şu an. Hele ki noksansızsanız. Sevdikleriniz var, sizi sevenler var. Bu başlı başına çok kıymetli bir şey. Anın keyfini çıkartmak lazım.