Oyuncu İlkin Tüfekçi'nin eski futbolcu olan babası İlyas Tüfekçi, uzun süredir ALS hastalığıyla mücadele ediyor. Fenerbahçe ve Galatasaray'da bir dönem fırtına gibi esen Tüfekçi, zor günleri kızının desteğiyle atlatmaya çalışıyor. Yıllardır babasının iyi olması için mücadele eden genç oyuncu, o süreçte yaşadığı acı dolu anları anlattı: "Ruhsallığa girişte herkesin kendine özgür bir anahtarı olduğuna inanıyorum. Benim anahtarım da babamın hastalık süreci oldu. Bir gün 'Babana trakestomi açılacak' dediler. Trakestomi ne bilmiyorum, bundan sonrası nasıl olacak bilmiyorum; tam bir bilinmezlik.
Bir yandan Allah'a çok inançlısın ancak teslim olmak yerine farkında olmadan direniyorsun. Sonra ikna oldum. Ameliyathane önünde hüngür hüngür ağladım. 15 dakikalık ameliyat bana 150 saat gibi geldi. Gırtlağı delindi. İşlem biter bitmez beni içeri aldılar, uyuyordu. Gözünden bir damla yaşın süzüldüğünü gördüm. O kadar etkileyiciydi ki." Genç oyuncu benzer bir anı altı yıl önce oynadığı atv dizisi 'Kara Para Aşk'ta yaşadığını söyledi: "Dizide de böyle bir sahneyi çektim ben. Orada 'Pelin' karakterini oynuyordum.
'Ömer Demir' (Engin Akyürek) karakteri vuruluyordu. Ardından hastanede bekliyorduk. Çok ağlamıştım, çok hüzünlü bir sahneydi. Bu anların gerçeğini babamı ameliyata aldıklarında yaşadım. Dizi sahnesi en duygusal anımda gerçek oldu anlayacağınız. Kim bilir yarı baygınken ne hissetti ve o yaş süzüldü gözünden. Babamın ne kadar güçlü olduğunu gördüm, kendi gücümle tanıştım. Ancak diyorum ya gücümüzü fark edip deneyimlemek için hastalıklara, zorluklara ihtiyacımız yok."
'GERÇEK ŞİFA SEVGİ'
Babasının hastalık sürecinden çok dersler çıkardığını belirten Tüfekçi, "Hasta yakını olmak oldukça engebeli bir yolculuğu beraberinde getiriyor. Ya kaybolacaksın, ya kendini bulacaksın. Önce kaybolduğumu ve durduğumu sandım ancak bilmiyordum ki bu benim hiç koşmadığım kadar hızlanacağım bir sürecin başlangıcıydı. Ben kendimi merkezledim ve yaşamı seçtim, babamın da yaşamı ve yaşamayı seçtiğini gördüm" deyip ekledi: "Kaygılarımı, korkularımı, evhamlarımı aldım karşıma, önce yüzleştim, sonra ruhumdan özgürleştirdim. Elbette pıt diye olmadı. Deniz dalgalıydı, su yutup boğulma tehlikesi de vardı. Ancak tüm dalgaları lehime çevirmeyi başardığımı düşünüyorum. Yani şükürler olsun ruhumla el ele verdim, boğulmadım. Şimdi dilediğim suda yüzebileceğimi biliyorum. Gerçek şifa Allah'ın bizlerin kalbine koyduğu sevgi. Bu sevgiyi nasıl yaşayacağımız ve yönlendireceğimiz elimizde."