Güzel oyuncu Didem Balçın, bu sezon TRT 1'deki 'Yalaza' dizisinde rol alıyor. Osman Sınav imzalı dizide 'Alev Yanardağ' karakterini canlandıran Balçın, "Şimdiye kadar oynadığım en zor rol çünkü bana çok benziyor" diyor. Sınav'la çalışmanın kendisine çok iyi geldiğini söyleyen ünlü oyuncuyla yeni dizisini ve gelecek hedeflerini konuştuk...
Yalaza ne demek? Bir kültür değil mi?
Evet. İnsanlara bir şeyleri şaka yaparak öğretmek, işletmek gibi... Senaryo danışmanımız Hasan Kaçan zaten. Yalaza kültürünü Osman Hoca (Sınav) çok iyi biliyor. 'Ekmek Teknesi' havası var biraz dizide.
Osman Sınav gibi bir isimle çalışmak nasıl bir duygu?
Ben genelde her diziden birilerini kazanmaya çalışırım. Burada da Osman Hoca'yı kazandım. O kadar mutluyum ki. Onunla çalışma duygusu, onun setteki varlığı bana işimi daha iyi yapma duygusu veriyor. Konsantrasyonumu artırıyor.
GÜZEL GÖRÜNMEYİ TAKMAM
Didem Bellucci diyormuş size...
Birinci bölümü çektik, Osman Hoca montaja gitti. Geldikten sonra "Didem Bellucci'yi çağırın bana" dedi. Arabadan indiğim, ağır çekimle yürüdüğüm bir sahne var. O çok konuşuldu. Tip olarak Monica Bellucci'ye benzemiyorum tabii ama onun bir havası vardır ya, Osman Hoca da beni ona benzetmiş. Normalde benzetilmeyi sevmem ama Osman Hoca'dan bunu duymak çok hoşuma gitti. O günden sonra Osman Hoca beni Didem Bellucci diye çağırıyor.
Seyircinin de beğenisini kazanmış 'Alev'... Sosyal medyada hakkınızda 'Ne güzel gözler, ne güzel gülüş...' gibi güzelliğinize dair yorumlar okudum...
Oynarken güzelliğimi hiç takmam. Yani güzel görüneyim, saçım başım güzel çıksın gibi bir derdim olmadı. Tam tersine bunlar benim hiç düşünmediğim şeyler. Bu işte Osman Hoca beni nasıl güzel gösteriyorsa artık... (Gülüyor)
Şımartıyor mu bu durum sizi?
Bunlardan şımarmamayı öğrendik. Bu mesleği yapan herkesin bunu algılayışıyla ilgili bir durum. Ben o yorumları okuyunca şunu düşünüyorum. Bazen benim çok yakınımdaki insanlar bile bana sevgilerini belli edip güzel şeyler söylemezken, tanımadığım insanlar bunu daha çok söyleyebiliyor. O yüzden ben her yoruma dönüş yapmaya çalışıyorum.
Bu diziyle farklı bir seyirci kitlesini kazandığınızı düşünüyor musunuz?
Evet. 'Çakallarla Dans' serisinin ayrı, 'Diriliş'in ayrı seyircisi vardı. 'Diriliş'te oynadığım 'Selcan' karakterinden böyle bir kadına dönüşmek seyirciyi şaşırttı. Ben bugüne kadar hep dişi ve uç roller, kötü kadınlar oynadım. 'Alev', öyle değil. 'Alev', Didem'e en yakın rol. O yüzden benim için en zoru. İzleyenin 'Bu o değil' demesi karakterin benden farklı olması gerekiyor.
'Selcan'dan 'Alev'e dönüş nasıl oldu?
Aslında hiç alakası yok. Onu orada bırakıp 'Alev'i yarattım. Ben orada 'Selcan'ı oynarken 'Çakallarla Dans'taki 'Fatma'yı oynayan aynı kişi olduğuma inanmıyorlardı. Hep aynı roller gelir normalde ama bana hep farklı roller teklif edildi. O yüzden hiçbir karakter üstüme yapışmadı. Bunda tabii ki tiyatronun da katkısı var. Ben dönem işi yaparken, aynı zamanda tiyatroda komedi oynuyordum.
Bu dizi de komedi zaten...
Evet ama oynadığım karakterin komiği yok. Komedinin içinde dramatik unsurlar taşıyan bir karakteri oynuyorum. Farklı bir komedi anlayışı var.
OLAYLAR KARIŞACAK
'Alev'in dramı ne?
'Alev', Taraklı'da doğmuş ama ani bir kararla küçük yaşlardayken ailesiyle birlikte başka şehre gitmişler. Ne olursa olsun Taraklı'ya geri dönmemesi gerektiği öğretilmiş 'Alev'e. Annesi ve babasını kaybedince yapayalnız kalmış. Yanlış bir evlilik yapmış, kocasından şiddet görmüş, aldatılmış. Pis işlerle uğraşan kocasının paralarını alıp kaçıyor. Taraklı'ya bu şekilde dönüyor. Çocukluk aşkı 'İbrahim'i (Sinan Albayrak) bulmak amacıyla...
Buluyor ama dertler bitmiyor...
Evet. O da evlenmiş, dördü kız beş çocuğu olmuş. Kızlar ilk başlarda 'Alev'i babalarına ayarlayıp istemedikleri kadın 'Nalan'dan onu uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Ama 'Alev'le 'İbrahim' yakınlaşınca, kızlar baş kaldırıyor. Babalarını paylaşmak istemiyorlar.
'Alev' kabul ettirecek mi kendisini?
Zor bence. Evlenmeyi düşünüyorlar ama evlenemiyorlar. 'Alev'in eski kocası 'Kadir' de Taraklı'ya geldi, 'Alev'in izini buldu. Olaylar karışacak. 'Alev'in öncelikli derdi 'Kadir'; onu çözmesi gerekiyor.
?TARAKLI'DA 3 BİN KİŞİ YAŞIYOR, BİZİMLE BİRLİKTE 3 BİN 100 OLDU
Dizi çekimleri Adapazarı Taraklı'da yapılıyor. Nasıl geçiyor sizin için şehir dışı set ortamı?
Şehir dışı set ortamına alışığım. Taraklı, çok
sessiz sakin bir yer. 3 bin kişi yaşıyor, bizimle
birlikte 3 bin 100 oldu. Oradaki insanları gözlemliyorum;
şu kadar çalışayım, bir yerlere yetişeyim
gibi dertleri yok. 12'de set saati var. 12'ye beş kala
çıkıyorum otelden. Aslında hayata öyle bakmak
lazım. Herkesin kazandığı kendisine yetiyor. Biz
oraya gittiğimizde sebze bulamadık. Çünkü herkes
sebzesini meyvesini kendisi yetiştiriyor. Canımız
kabak çekmişti bir gün, komşumuz Ayşe Abla'dan
aldık da yaptık. Ben oradan her dönüşte yeğenime
kasa kasa meyve getiriyorum.
Yaşamak ister misiniz öyle bir yerde?
Şu anda yaşamak istemem. Herkeste olan bir
kaçış planı, emeklilik hayatı hevesi bende yok.
Mental yorgunlukla alakalı bir şey. Ben sakin sessiz
bir yere gitsem üç gün sonra sıkılırım. Tempoya
alışmışım çünkü. İş yapmıyorken daha depresif,
daha bunalımda biri oluyorum. Ben çalışırken güçleniyorum.