'Dolandırıcılık' ve 'kara para aklama' suçlaması yöneltilen Bahar ve Nihal Candan (Gülnihal Çiçek) kardeşlerin de arasında bulunduğu 22 şüpheliyle ilgili yürütülen soruşturma tamamlandı. Savcılık, Bahar Candan'ın 'Suç örgütüne üye olma ve örgüt faaliyeti kapsamında kişinin kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık' suçundan 2 kez olmak üzere 14 yıldan 44 yıla kadar cezalandırılmasını isterken, geçtiğimiz ay serbest bırakılan Nihal Candan'ın (Gülnihal Çiçek) ise aynı suçlama kapsamında 8 yıldan 24 yıla kadar hapsi istendi. İddianameye göre suç örgütünün lideri 'Kaan' kod adlı ihraç polis memuru Onur Apaydın ve İlker Oflu'ydu. 'Sazan sarmalı' yöntemiyle sözde kamu kurumlarından aldıkları araçları piyasa fiyatlarından yüzde 25 indirimli bir şekilde vatandaşlara satma vaadinde bulunan çetenin, 35 farklı eylemde yaklaşık 41 milyon 526 bin lira dolandırdığı ortaya çıktı. Bahar Candan'ın örgütün gizli muhasebecisi ve kasası olduğu saptanırken, hem Bahar hem Nihal Candan'ın sosyal medyada yüksek takipçiye ulaşması ve ekran yüzü olmaları nedeniyle mağdurların şebekeye güven duymasına neden oldukları vurgulandı. Oluşturulan güvenle mağdurlardan yüksek meblağlı araç siparişleri alındı. Mağdurların sosyal çevresine ulaşıldı ve çevresinden de aynı şekilde araç siparişi alındı. Mağdurlar devamında ise örgüt içerisine çekilmeye çalışıldı.
ÖRGÜT LİDERİ İLE YAKINDI
Bahar Candan, iddianameye göre örgüt lideri Onur Apaydın'la çok yakındı. Soruşturma kapsamındaki ilk yapılan 4 Mayıs 2023 tarihli operasyonda Apaydın gözaltına alındığı sırada bile yanında bulunuyordu. Bu durum o dönemki kolluk görevlilerinin tuttuğu tutanağa da yansıdı. İddianameye göre Bahar Candan, örgütün bankacılık, nakit para işlemleri ya da sanal para ödemelerini kendi hesabı üzerinden gerçekleştirdi. Bu yolla Candan'ın suç gelirlerini akladığı vurgulandı. İddianameye göre tutuksuz yargılanan Nihal Candan da Instagram ve sosyal medyada çok sayıda takipçiye ulaştı. Ekran yüzü haline gelmesinden dolayı, suç örgütü tarafından dolandırıcılık eylemlerine yönelik olarak düzenlenen özel toplantılara katılarak, mağdurların kandırılmasında etkin rol oynadı. Nihal Candan'ın bu şekilde örgütün hiyerarşik ve organik yapısı içerisinde yer aldığı ve dolandırıcılık suçuna iştirak ettiği belirtildi.
HER ŞEYDEN HABERDARDI
Bahar Candan'ın el konulan telefonunda yapılan incelemeler ile mağdur ve şüphelilerin verdikleri ifadelerden, operasyon tarihine kadar örgüt lideri Onur Apaydın ile irtibat halinde olduğu anlaşıldı. Candan, bu kişinin ihraç polis memuru ve hakkında yakalama kararı bulunduğunu, sahte kimlik kullandığını bilmesinden dolayı teknik takip uygulamasına yönelik de tedbirli davrandı. Candan'ın bu şekilde örgütün gizliliğine de riayet ettiği vurgulandı.
UCUZA ARAÇ KURNAZLIĞI
İlk aşamada, mağdurlara, tanıdıkları vasıtasıyla ulaşarak güven kazandıktan sonra, vergi dairesi, icra dairesi, TMSF gibi resmi kurum ve kuruluşlarla yakın ilişki içerisinde olduklarını, kurum birim amirleri vasıtasıyla ihale yoluyla aldıkları araçları piyasa fiyatının altında bir bedelle sattıkları anlatılıyordu. Çete üyeleri, mağdurlara whatsapp uygulaması üzerinden araç ve fiyat listesi bile göndermişti.
ARAÇ BEDELLERİNİN YÜZDE 10'U PARAVAN FİRMALARA
Şebekenin araç teklifinde bulundukları, gönderilen listeden beğendiği araçları almak isteyen mağdurlarla anlaşma sağlandığının vurgulandığı iddianameye göre, araç bedelinin yüzde 10'u paravan firmaların hesabına gönderiliyordu. İddiaya göre, şebeke mağdurlardan araç ücretleri ve komisyon bedellerini peşin olarak aldıktan sonra çeşitli bahaneler öne sürerek vaat ettikleri araçları teslim etmiyordu.