Ve döndüm. Laf aramızda kalsın, bir ara sanki hiç dönemeyecekmişim gibi hissettim. Yapımcı Erol Köse'den iyi olmasın ama bizde de yalan yok; her şey belgeli.
Buradaki 'biz'leme hissiyatı, nereden gelir bilemiyorum, insan kendini niçin çoğullar ki? Neyse...
Döndüm işte.
Sanki bilgisayarımla arama tren girmiş gibiydi, tren!
Duygu treni, öfke treni, küsme treni... Çuff çufff da çuff çufff.
Soğumuştum her şeyden, herkesten. Hani insan görmek istemezsin ya, hani dört bir yanını canavarlar sarmış gibi gelir ya, hani rüyanda uçurumdan aşağı yuvarlanırsın da kimse elinden tutmaz ya... O hesaptı işte.
KAFAYI TEMİZLEDİM
Her sabah kapıya gelen gazeteleri içeri alıp tek bir sayfa bile açmadan akşam kapının önüne geri koyuyordum. Sanırım bünyemde can yanması fazlası vardı. Çaktırmadan "Tıp" demiştim kendime. Konuşmak faydasız, anlamıştım. Besbelli bıkmıştım.
Her şey bu kadar da üst üste gelmezdi hani.
İnsan taş olsa çatlardı hani. Maşallah, benden başka herkesin benimle ilgili kuracak cümlesi vardı.
Neyse, dedim ya; artık döndüm.
Gittim, dinlendim, kafayı temizledim, şükretmeyi tekrar öğrendim ve geldim.
Bana çok şey oldu da hiçbir şey olmadı yani. Geçti yani. Zaten her şey gelip geçer, değil mi?
E peki, Beren'e ne oldu? İzindeyken Beren Saat'in haberlerini gördüm internette.
Yargı kokulu soru buydu; "Beren'e ne oldu?"
Geziyormuş Beren, gecelere akıyormuş Beren, içki içiyormuş Beren, gülücükler dağıtıyormuş Beren, sonra karalar bağlıyormuş Beren.
Gömleğinden sutyeni görünmüş Beren'in.
Eskisi gibi değilmiş artık Beren.
Dağıtmış ayol, dağıtmış resmen.
Öyle diyorlar. Zaten hep bir şey derler.
İNSAN OLDU İNSAN!
Ben de şöyle derim o zaman; Beren insan oldu insan. Genç kız oldu. Normal oldu. Çok şükür, çıktı o kusursuzluk abidesi robot kadından. Sanırım öğğğğğğ geldi 'gerektiği' gibi davranmaktan.
Bunaldı önüne dikilen gizem perdesinden.
Çok beğendim ben bu Beren Saat Eylül 2011'i.
Çünkü gerçek geldi gözüme.
Sevgilisinden ayrılıp da somurtuyorsa helal olsun.
Maske takmıyor demektir.
Efkarını dağıtmak istiyorsa, birkaç kadeh içiyorsa, arkadaşlarıyla Beyoğlu'nda geziyorsa, konserlere gidiyorsa, kimseden çekinmiyorsa, istediği gibi yaşıyorsa; helal olsun. Sefası olsun.
Canına değsin.
Bu kız 'Fatmagül'den, 'Bihter'den, o mükemmel reklam yüzünden ibaret değil ki.
Hayat onun; gençlik gelir geçer, duygu onun, o da kırılır, o da güler, o da kızar, o da ağlar, o da eğlenir.
Oh yaşasın!