Naşide Göktürk'ün yaşamını yitirmesinden sonra bazı gazeteler ve internet siteleri Göktürk'ün yerine Tutkun'un resimlerini koydu. Sosyal medyada da yayılan bu görüntüler üzerine Tutkun bir yıldır sokakta, uçakta, mahallede karşılaştığı herkese, 'Ölmedim yaşıyorum' diyerek onların garip bakışlarındaki merakı gideriyor. 2006 yılında böbrek üstü bezlerinde oluşan tümör nedeniyle bir süre tedavi gören Tutkun'un bazı dinleyicileri annesi ve ablasını arayarak başsağlığı bile diliyor. Tutkun'u sokakta karşılaştığı bazı vatandaşlar, "Naşide hanım siz ölmediniz mi?" bazıları ise "Şükriye hanım siz ölmediniz mi?" diye tepki veriyor. Tutkun, "Naşide'nin ölümünün üzerinden neredeyse bir yıl geçti halen, 'Başsağlığı' mesajları, telefonları alıyorum. Beni ölmeden mezara koydular" diye konuştu.
"SİZ ÖLMEDİNİZ Mİ NAŞİDE HANIM"
Naşide ile aynı dönemlerde sahneye çıktıklarını belirten Tutkun, "Onun gibi benim de saçlarım kısa. Turneye gittiğimizde ona Şükriye bana da Naşide derlerdi. Bu duruma ikimiz de çok alışmıştık. Gülüşür, geçerdik. Naşide kansere yakalandı ve geçen yıl yaşamını yitirdi. İyi bir dostumu, can yoldaşımı kaybettim. Benim de onun gibi saçlarım kısaydı. Bizi birbirimize çok benzetirlerdi. Bana onun ismiyle ona da benim ismimle seslenirlerdi. Bu durum çok sık yaşandığı için gülüp geçerdik. Ancak Naşide'nin yaşamını yitirmesinden sonra bu içinden çıkılmaz bir hale dönüştü. Beni yolda görenler çok üzgün bir şekilde yanıma gelip, 'Geçmiş olsun çok üzüldük' demeye başladılar. Benim 2006'da geçirdiğim hastalığı kastettiklerini anlıyordum. Sonra bana 'İyiysiniz değilmi Naşide hanım' demeye başlayınca, durumu anladım. Bende onlara, 'İyiyim, Naşide değilim. Maalesef onu kaybettik' diye cevap veriyorum. Bu kez sokakta insanların bir kısmı 'Naşide hanım siz ölmediniz mi?' derken diğer bir kısmı, 'Şükrüye hanım siz ölmediniz mi?' demeye başladı. Bu karışıklığa neden ise bazı haberlerde benim ismimle Naşide'nin resimlerini, bazılarında ise Naşiden'nin isminin yanına benim resimlerimi koymuşlar. Bu karışıklık hayatımızı kabusa çevirdi" dedi.
"ANNEM, 'YAŞIYORSUN' DEĞİL Mİ DİYE ARIYOR"
Annesinin zaman zaman kendisini arayıp, 'Yaşıyorsun değil mi kızım' diye yokladığını belirten Tutkun, "Hem anneme hem de ablama ulaşıp, 'Başınız sağolsun' diyenler var. Bu durum bir yıldır devam ediyor. Yaşar ne yaşar ne yaşamaz oyunundaki gibi oldum. Beni ölmeden mezara koydular" diye konuştu. Abla Ayça İşvanoğlu ise, "Her telefonum çaldığında yüreğim ağzıma geliyor. Şükriye'yi nasıl arayacağımı bilemiyorum. Elim ayağım boşalıyor. Bu telefonlara alıştım ama, 'Ya doğruysa' diye kafama takıyorum. Telefon açıp, durumu öğrendikten sonra derin bir oh çekiyorum..."
"TAKSİCİ PARA ALMADI"
İnsanlar dehşet içinde kendisine baktıklarında büyük bir üzüntü yaşadığını belirten Tutkun sözlerini şöyle sürdürdü: "Ölüm haberini okudukları bir sanatçının adeta hortladığını düşünürcesine parmakları ile beni gösteriyorlar. Halen de bu devam ediyor. Herkes duysun ben ölmedim, yaşıyorum. Google 'Şükrüye Tutkun' yazınca hemen öldü mü, yaşıyor mu diye yazılar çıkıyor.
Geçenlerde havalimanına gitmek için taksi çağırdım. Taksici 5 dakika bana baktı, 'Sizin ölüm haberinizi okudum. Nasıl yaşarsınız?' dedi. Ben anlatınca o kadar sevindi ki, ölmedim diye Kuzguncuk'tan havalimanına kadar götürüp para almadı" şeklinde konuştu.
"SİZİ İYİ GÖRDÜM NAŞİDE HANIM"
Üsküdar, Kuzguncuk'ta bir kahvede otururken Şükrüye Tutkun'u gören bir Ülkü isimli bir Kuzguncuk sakini yanına gelip, 'Sizi iyi gördüm Naşide hanım' deyince ilginç bir an yaşandı. Olayın gerçeğini anlattığımızda Ülkü hanım, "Ben Naşide hanımın öldüğünü duymamıştım" diyerek Tutkun'a sarılıp gitti.