Okurlarımla gurur duyuyorum. Çünkü sadece olumsuz eleştiri için klavye başına geçmiyorlar. Gerektiğinde, hak edene takdir ve teşekkürlerini de esirgemiyorlar. Okurumuz Mehmet Fatih Yavuz da öyle yapmış. Ekranda karşısına çıkan güzellikleri ve duyduğu minnet hislerini paylaşmış:
"Merhaba Yüksel Bey, sizin vasıtanızla teşekkür etmek için bu yazıyı yazıyorum. Türkiye'de yaşanan olaylar karşısında göstermiş olduğunuz hassasiyet bizim hislerimize de tercüman olmakta. O yüzden ilk olarak size teşekkür ediyorum. Ormanlarımız yanıyor, içimiz yanıyor, yangınla canlarını hiçe sayarak mücadele eden kahramanlarımıza teşekkür ediyorum.
Diğer bir konu: Karşılaştığım gençlerde çok fazla yabancı kelime kullanıldığına şahit olmaya başladım. Belki hedef kitleleri bu gençler olduğu için kola firmaları reklamlarını 'Okey mi? Yes ve no' gibi kelimeler üzerine kurmuş durumda. Benim anlamadığım, RTÜK bu reklamların yayınlanmasına nasıl izin veriyor? Yabancı turistlerle anlaşmak için kullanılan 'Tarzanca' korkarım ki yakın bir gelecekte resmi dilimiz olacak. Bunun en çarpıcı örneğini Masterchef programında görmek mümkün. Genç şef adayları sürekli 'Yes şef' demekte. Neyse ki Mehmet Şef buna müdahale ediyor. Bu konudaki hassasiyetinden dolayı Mehmet Şef'e teşekkür ediyorum.
Ayrıca, olimpiyat oyunlarında mücadele eden tüm sporcularımızla gurur duydum. Bu pırıl pırıl gençlerimize, onları yetiştiren ailelerine ve destekleyen herkese teşekkür ediyorum."
KARINCALARI HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?
Karıncayı bile incitmekten sakınan zarif insanlar tarafından okunuyor olmak ne güzel bir duygu. Neden mi söz ediyorum? Buyurun, gedikli okurumuz Süleyman Bilgin'in incelikli mektubunu okuyun:
"Selam güzel insan, geçenlerde Facebook sayfamda yayınladığım bu yazım, beklediğim ilgiyi görmedi, paylaşan olmadı, üzüldüm. Sen ne dersin merak ettim:
SİGARA İÇENLER, KARINCALARI KORUYALIM
Yıllar önce çevremdeki arkadaşlarımı uyarmıştım, sağ olsunlar 'Doğru söylüyorsun' demişlerdi, şimdi de buradan tüm sigara içenlere duyurmak istedim. Yolda yürürken gökten araba büyüklüğünde bir ateş topunun üzerinize düştüğünü hayal edin ve bundan sonra içtiğiniz sigaralarınızı rastgele yere atmayın. O attığınız izmaritin, bir karıncanın üzerine isabet edebileceğini aklınızdan çıkarmayın. Mümkünse attığınız yeri görün ve de ayağınızla ezip söndürün. Bu yazımı okuduktan sonra eş dost sohbetlerinde bu konuyu dile getirin ve onların da duyarlı olmalarını sağlayın."
YAZAR NOTU: Okurumun tespit ve görüşüne katılmakla birlikte bir ekleme yapma ihtiyacı hissettim. Sigara izmariti sadece karıncalar için değil, biz insanlar ve tüm orman canlıları için de büyük tehlike yaratıyor. Sigara, orman yangınlarının da başlıca sebeplerinden. Gelin şu mereti hep birlikte bırakalım!
YOĞURDUMUZA BÜYÜK HAKSIZLIK
Köşemize sürekli katkı veren sevgili okurum Murat Aydın, bu kez de dünya mutfaklarına kazandırdığımız en önemli ürünümüz yoğurdumuza yapılan haksızlık hatta saygısızlık için kalemini oynatmış:
"Önceki hafta cumartesi günü Sahil Güvenlik filminde bana göre biz Türkleri inciten bir cümle vardı. Filmin bir sahnesinde cesedi görünce 'Çok kötü, yoğurt gibi kokuyor' sözleri yer aldı. Orta Asya'dan beri Türklerin dünyaya armağan ettiği, ismi bile dünyada yoğurt olarak bilinen bu sağlık mucizesi besinin böylesine yersiz ve karalayıcı kullanılmasını kınıyorum. Hatta filmin dublajında o cümleye yer vermeyip misilleme de yapabilir, biz de onların önem verdiği bir şeyi kullanabilir, mesela 'Çok kötü, elmalı turta gibi kokuyor' diye değiştirebilirdik. Hayır, yıllarca 'F..k' kelimesi 'Kahretsin' diye tercüme edilmedi mi sanki?"
Zap'tiye
Göreve geldiğinde "Özümüze döneceğiz, altyapıya önem vereceğiz" diyen Trabzonspor Kulübü Başkanı Ahmet Ağaoğlu dördüncü yılında 32 yabancı futbolcu transfer ederek rekor kırdı. Trabzon'un özü Afrika'da değil sayın başkan, Maçka'da...
Gaf kürsüsü
Olimpiyatlar bittikten sonra bile vitamin firmasının ".... Filenin Sultanları'na başarılar diler" diyen reklamı yayınlanmaya devam etti. Hani bu vitamin, hafızayı ve dikkati arttırıyordu yahu?
Ne demiş?
"İnsan yenildiği zaman değil, vazgeçtiği zaman kaybeder."
(Didem Arslan'ın Show TV'deki programının sloganı)