"Zindanda, çatık kaşlı yaşıyorum ve hayatın son vapuruna biletsiz biniyorum. Beni bu vapura yönlendiren cahilliğimi kullanan, hata ve kusur işlememe neden olanlar nerede? İşte benim de, bu yaşam çağının lordlarının mermileri ile oluşmuş çok yara izim var!"
(Ogün Samast'ın Taraf gazetesine yolladığı mektuptan...)
Ahmet Kaya, sözleri Yusuf Hayaloğlu'na ait 'Hani Benim Gençliğim Nerede?' isimli şarkısında ise şöyle diyor:
"Bu ne yaman çelişki anne, kurtlar sofrasına düştüm / Hani benim gençliğim nerede?... Yağmurları biriktir anne, çağ yangınında tutuştum..."
'Hani Benim Gençliğim Nerede?' şarkısının öznesi bir devrimci, yitip giden gençliğinin hesabını soruyor...
Samast ise katil olmaya sürüklenirken, genç ve cahil olduğunu söylüyor.
Yani o da farklı bir açıdan "Hani benim gençliğim nerede?" diyor!
Milliyetçi gençlerin, Ahmet Kaya şarkılarıyla kafa çektiklerini üniversite yıllarımdan bilirim. Türkiye'ye dair en yaman çelişkilerden biridir bu aslında:
Kaya'nın sevmediği, eleştirdiği düşünce yapısındaki insanların onu dinlemeleri... Hem de kafa çekerken, en damardan sohbetlerinde...
Ben bu garip durumu, genlerimize kazınan arabesk hüzne bağlıyorum.
Acıyı, melankolik duyguları nereden geldiği bile önemli olmadan seviyoruz...
YAZI TARZI ARABESK
Samast, Taraf'a yazdığı mektupta hayatını da kaleme aldığını ve kitabı 4-5 ay içinde piyasaya çıkaracağını duyurmuş.
İşte filmlik bir öykü daha: Bir gazeteci-yazarı öldüren katilin hapiste yazar olması!
Size bir şey söyleyeyim mi?
Katil Samast'ın kalemi çok arabesk, 'Kurtlar Vadisi' jargonunun etkisi altında ama okutturuyor, duygusal yoğunluğu yakalıyor!
Hrant Dink ne büyük adammış.
Öldükten sonra da okutmakla kalmıyor, yazdırtıyor da!