Çorlu Ahi Evran Meslek Lisesi'nde kaydedilen görüntülerde; öğrencilerden biri, ders anlatmaya çalışan öğretmeni sürekli taciz ediyor.
Öğretmene el kol şakaları yapan öğrenci, bir süre sonra öğretmeni kucağına alıp birkaç metre taşıyor.
Görüntülerin sosyal medyada büyük tepki çekmesinin ardından öğretmen ve öğrenciler hakkında idari soruşturma başlatıldı.
Bu haberi okuyunca Şener Şen'in bir röportajında söyledikleri aklıma geldi: "Biz çocukken dayak da yedik.
Dayak zaten o dönemin eğitim biçimiydi, dolayısıyla farkında değildik dayak yediğimizin...
Çünkü herkes dayağını yemiş, öyle okula gelmiş oluyordu.
Şimdiki çocuklara yüksek sesle bağırınca çocuk bunalıma giriyor." Bahse varım; Şen, öğretmenlik yaparken öğrenci dövmüştür. Şen'in dediği gibi, dayak o dönemin eğitim biçimiydi.
Bizim kuşaktan dayak yemeyen yoktur herhalde.
Dayak disiplini sağlıyordu ama özgüvensiz çocuklar yetiştiriyordu.
Şimdi çocuklar özgüvenli, hatta o kadar özgüvenli ki; öğretmenini dersin ortasında kucaklayıp onu maskaraya çeviriyor!
Çorlu'daki öğretmen disiplini sağlayamamış ama olayda asıl suçlu öğrenciler.
Öğretmen arkadaşlarımdan sürekli dinliyorum; veli ya da öğrencilerin en ufak şikayetinde öğretmenler hakkında soruşturma açılıyor. Bazı sorunlu okullarda öğretmenler, dışarıda öğrencilerden dayak yememek için hep alttan alıyor.
Geçtiğimiz yıl İzmir'de bir lisenin müdürü, okulda yapılacak veli toplantısı öncesi iki öğrencisi tarafından tüfekle vurularak öldürülmüştü. Elbette bu istisnai bir durum ama artık öğretmenlik eskisinden daha zor bir meslek. Tıpkı doktorlar gibi, öğretmenler de sık sık saldırıya uğruyor.
Çorlu'daki olay geçiştirilmemeli ve okullarda disiplin sağlanmalı. Elbette dayakla disipline etme devri çoktan geçti, kimse şiddeti savunamaz ama öğretmenlerin otoritesini ve gücünü artıracak tedbirler alınmalı.