Olivia Palermo, bildiğimiz ünlülerden değil. New York doğumlu 31 yaşındaki oyuncu, bunun çok daha ötesinde. 2008'de yayınlanan TV şovu 'The City'nin yanı sıra Palermo, kendi hayat tarzını oluşturmayı ve markalaşmayı başardı. Instagram'da bir fotoğraf paylaşımının üzerinden 48 saat geçmeden, üzerindeki kıyafetin stokları tükeniyor. Palermo, telefon kabından takıya, köpek kıyafetlerinden cilt bakım ürünlerine kadar her ürünü pazarlayabilecek güce sahip.
Cosmopolitan dergisinin sayfalarına taşıdığı Palermo'yu karşısında canlı canlı görenler, tahmin edilenin aksine ünlü oyuncunun gösterişçi veya sahte biri olmadığını söylüyor. Aslında doğal makyajı, hafif dağınık saçları, parmak uçlarına kadar uzanan militer desenli, geniş kalıplı sweatshirt'leri ve erkeksi çizgiye sahip botlarıyla bu tavrını vurguluyor.
Gideceği herhangi bir davette ne giyeceğine sadece kendisinin karar verdiğini söyleyen Palermo, "Kıyafet ve ayakkabılarınızı nasıl muhafaza ediyorsunuz, bir süre sonra hepsini birilerine veriyor musunuz?" sorusuna şöyle yanıt veriyor: "Şimdilik hepsi evde duruyor. Düzenli biriyim ve kendime ait bir sistemim var. Muhtemelen kurduğum sistem diğer insanlarınkinden farklıdır. Çünkü yılın her dönemi seyahat ettiğimden, mevsimlerden ziyade renk ve modellere göre ayrım yapıyorum ve fazla yer kaplamaması açısından ince kıyafet askılarını tercih ediyorum."
'THE CITY BENİM İÇİN İYİ BİR EĞİTİM OLDU'
Palermo, moda haftaları için seyahat ettiği dönemlerle ilgili şöyle konuşuyor: "Açıkçası programım çok yoğun oluyor. Saat başı bir defileye veya toplantıya yetişmem gerekiyor. Önceliğim tasarımcılar ve koleksiyonları olduğundan, elbette kıyafetlerini giyerek onlara destek vermeyi önemsiyorum ama gün içinde saat başı bunu yapacak zamanım yok."
Olivia Palermo; iç mimar annesi ve 25 yıl boyunca Doyle Açık Artırma Evi'nin couture departmanında çalışan halası sayesinde küçük yaşta modayla tanışmış. Okul yıllarında modadan uzaklaşarak spora merak sarmış ve spor yorumcusu olmak istemiş. "Çok gayretli bir çocuktum" diyen Palermo sözlerine şöyle devam ediyor: "Öğrenme güçlüğü çektiğimden, o dönem benim için her şey daha zordu. Bu konuyla ilgili fazla detaya girmek istemiyorum. Önemli olan, insanların farklı alanlarda yaratıcılıklarını sergileyebilir olması. Okul sınırları içinde olmasa bile yaşım ilerledikçe yaratıcılığımı gösterebildim."
Palermo, üniversiteden mezun olur olmaz senaryoya dayalı reality şovlarından biri olan 'The City'de yer alma fırsatı bulmuş. Programda ünlü bir markanın halkla ilişkiler departmanında çalışan Palermo, kötü kalpli ve soğuk kadın imajıyla karşımıza çıktı. Ünlü oyuncu, bu imajı silmekte zorlanıp zorlanmadığıyla ilgili şunları söylüyor: "O süreçte çok şey öğrendim. Eğlence sektörü modadan farklı bir alan ve yaşadıklarım sayesinde hayatımı nasıl yönlendirmek, neye odaklanmak istediğime karar verdim. Bu konuda söyleyecek negatif düşüncelerim yok. Hepimiz zaman içinde gelişiyoruz. Bir moda evinde işlerin nasıl yürüdüğünü, bir imparatorluğun nasıl devam ettiğini gözlemleme fırsatı buldum. Benim için iyi bir eğitim süreciydi."
Yaşadığı tecrübelerden beslenen Palermo, bugüne dek aldığı hiçbir karardan pişman olmadığını sözlerine ekliyor.
MAKYAJ EŞYALARINI KİLİTLİ POŞETTE SAKLIYOR
Oliva Palermo, seyahat zamanlarında her şeyi ayrı ayrı kilitli poşetlere koyuyor. Fondötenleri bir poşette, makyaj fırçaları ayrı poşette... Sonra hepsini tek çantada birleştiriyor. Onunla çalışan herkes zaman içinde ondan çok şey öğreniyor ve kişisel tarzını bu doğrultuda geliştiriyor. Palermo, aldığı ulaşılabilir markaların ürünlerini bile terzide kendine özel şekilde düzelttiriyor.