Şu yaşıma geldim, diplomaside böylesine küstah bir tavır, bu kadar aleni bir tehdit görmedim. Kahraman ordumuz, ülke güvenliğini sağlamak, Güneydoğu sınırımızda açılması olası terör koridorunu engellemek adına her yönüyle son derece haklı bir sınır ötesi operasyon için gün, hatta saat sayarken, Trump'ın bizi tehdit etmeye kalkıp da nasıl gerçek amacını deşifre ettiğini gördünüz mü? ABD Başkanı, "Türkiye benim bilgeliğimi aşarsa, Türk ekonomisini tamamen imha ederim. Bunu daha önce de yaptım" dedi.
Her fırsatta ABD'nin ve onun maşalarının yanında yer almayı 'muhalefet' sananların aklı umarım başlarına gelmiştir.
FETÖ'ye kol kanat geren, Ortadoğu'daki ortağı İsrail ve PKK ile iş birliği yapıp sinsi planı Büyük Ortadoğu Projesi'ni hayata geçirmeye çalışan, dijital platformlarda ekrana sürdüğü Türkiye karşıtı dizileriyle bel altından algı operasyonu yapan, Türkiye'nin kendini korumak için giriştiği silah projelerini sekteye uğratmaya çalışan (Patriot ve F 35 olayları), Türkiye düşmanı terör örgütlerini özenle koruyup besleyen, fırsatını bulduğu anda manipülasyon yaparak Türk ekonomisinin dengelerini bozmaya çalışan ABD ve Trump'ın gerçek yüzünü şimdi gördünüz mü?
Trump'ın Türkiye'yi tehdit etmeye çalışırken yaptığı itiraf ise kan dondurucu. Ne dedi ABD Başkanı? "Türkiye ekonomisini imha ederim, daha önce de yaptığım gibi..." Uyanın efendiler... Yeni dünyada savaşlar artık harp meydanlarında yapılmıyor.
Yıllardır bu sütunlarda anlatmaya çalıştığım derdimi bir kez daha seslendirme zamanıdır:
Türkiye'nin içinde bulunduğu, ikinci bir Kurtuluş Savaşı'dır.
Safları sıklaştırıp meseleyi siyaset üstü görerek, hem fiziken, hem ruhen 'İstiklal Savaşı ruhuna' bürünme, devletin yanında olma vaktidir. Aksi, ihanettir!
Belli ki bir dönem 'Çırak' yarışmasında önüne gelen gençlere büyük bir zevk ve iştahla "Kovuldun" diyen Donald Trump, Ortadoğu'dan kovulmayı hazmedememiş olmanın mide sancılarını yaşıyor.
Ama biz tarih boyunca krallara, imparatorlara, diktatörlere, çarlara boyun eğdirmiş milletiz.
O cahil müteahhide de haddini bildiririz inşallah.
Gazamız mübarek olsun!
Bunun adı devrimdir başkaldırıdır
Dünyanın en ikonik moda markalarından Gucci'nin yeni yüzünü gördünüz mü? Firmanın son defilesine katıldığında herkesin gözlerinin hayretten fal taşı gibi açılmasına sebep olan Ermeni asıllı model Armine Harutyunyan, son derece mütevazı bir güzelliğe sahipti. (Yaradan'dan ötürü kimseye 'çirkin' denilemeyeceğine inanırım) Herkes burnuna estetik yaptırmak için plastik cerrahların önünde kuyruk olurken, onun burnunun ucu neredeyse dudağına değmek üzereydi. Son dönemin lüzumsuz modası 'çene törpüleme' operasyonuna girse, ameliyatı iki gün sürerdi. Kalın kaşları ise Kahtalı Mıçı'yı kıskandıracak cinstendi. Buna rağmen Gucci onu 'yeni yüzü' seçmişti. Peki neden? Bunun pek çok sebebi var. Sıralayayım: Gucci, estetik operasyonlar sonucu güzelliğin adeta 'tek tip' olmasına karşı bir devrim, bir isyan ve başkaldırı başlatarak, sempati kazanmayı hedefliyordu. Ayrıca müşteri profilini görece daha mütevazı katmanlara doğru derinleştirmek arzusundaydı. Yani sadece güzel ve bakımlı kadınların tercihi olmadığını ispatlamak istiyor, böylece pazar payını genişletiyordu. Sonuncusu ise; Gucci, bu 'sıra dışı' seçimiyle hiçbir paralı reklam kampanyasında sağlayamayacağı kadar fazla 'medyada yer alma şansı' yakalamıştı. Giderek semiren estetik sektörü, tekerlerine çomak sokan Gucci'yi her alanda protestoya, hatta dava etmeye hazırlanıyordur muhtemelen!
Ne demiş?
"Yiyecekleri ilaç olarak görmek gerekir. Az yerseniz beslenirsiniz, çok yerseniz zehirlenirsiniz." (atv'nin kahvaltı haberlerinde konuşan Dr. Ayça Kara'nın sözleri)
Gaf kürsüsü
Dünyaca ünlü Amerikan çizgi dizisi South Park'ın Çin'i konu alan son bölümünde, hükümetlerin vatandaşlara yönelik baskıcı politikalarından bahsedilirken Türkiye'den TOMA'lı müdahale görüntüleri kullanıldı.
Zap'tiye
İstanbul ve Ankara'da temizlik personeli olmak için tam 1400 üniversite mezunu başvuruda bulunmuş. Acaba diyorum, artık mezuniyet törenlerinde havaya kep yerine süpürge-faraş mı fırlatılsa?