Nuri Bilge Ceylan için vakti zamanında "Yılmaz Güney'i bile geçti, Türk Sineması'nın doruk noktası artık o" diyen ben, tabii ki bu büyük ustanın filmine sıfır veremem.
Ceylan, sıfırı filmin tanıtımından aldı. Bugün Dostoyevski bile mezarından çıksa, reklam yapamazsa romanını sattıramaz. Çok klişe bir söylem olacak, ama devir pazarlama devri...
Tabii reklamın da dozajı var. Elif Şafak gibi senenin 365 günü röportaj vermeyeceksin, ama tıpkı onun kitap kapağında yaptığı gibi filmin afişi için kafa yoracaksın.
'Bir Zamanlar Anadolu'da'nın afişi, Türk afiş sanatında klasik 'kelle' akımını benimsemiş. Bu akımı "Filmde ne kadar oyuncu varsa afişe koyalım, tanıdık gören filme gelir" lafıyla özetlemek mümkündür.
AFİŞ OLMAMIŞ
Evet, afişte, 'kelle' akımının en berbat örneği 'Abdülhamit Düşerken'de olduğu gibi (tam 14 kelle vardı) abartı yok, ama Muhammet Uzuner, Taner Birsel ve Yılmaz Erdoğan görselleri de "Evet, biz de bu filmdeyiz" demekten öteye geçemiyor.
Oyuncuların bu devasa vesikalık fotoğraflarını gördükten sonra, alttaki bit kadar insan kümesi ve arabanın sembolik anlamı nedir diye düşünmeye bile gerek duymuyorsunuz...
Kusura bakmayın ama bu afiş hiçbir şey anlatmıyor. Filmin ne teması, ne de öyküsü hakkında fikir veriyor.
Bari izleyicinin dikkatini çekecek ya da gaza getirecek küçük bir spot koysaydınız!
Ne yazık ki, Türkiye'de afiş demek filmde oynayan oyuncuların toplu fotoğrafını koymaktan ibarettir. Aslında Ceylan bu alanda öncüdür, eski afişlerinde filmlerinin en anlamlı, görsel açıdan en müthiş sahnelerini kullanırdı.
Haklısınız, eskiden amatör oyunculara rol verirdi ve afişte oyuncular ikinci planda kalırdı. Benim üzüldüğüm nokta ise; 'Bir Zamanlar Anadolu'da' popüler olanla, gerçek sanatı en iyi şekilde harmanlarken, aynı duygunun afişte kırıntısına bile rastlanmaması. Bu kez popülerlik, yani keller abartılı ve anlamsız duruyor.
Sadece filmin afişi değil, fragmanı da izleyiciyi çekmiyor, öyküye dair ipucu vermiyor.
Evet, buram buram 'Bu bir Ceylan filmi' diyor fragman ama usta yönetmenin hayranları zaten bu filme gözü kapalı gidecek. Asıl marifet Ceylan'ı bilmeyenleri, sanatsal sinemaya uzak olanları, salona çekecek bir fragman ve afiş yapmak...
Gelelim en çok kızdığım noktaya... Hep ne diyoruz: "Bu bir Nuri Bilge Ceylan filmi". Yani filmin en önemli reklam malzemesi yönetmeni, hatta oyunculardan bile önce geliyor ama kendisi ortalıkta yok. Yine dillere destan ketumluğu ön planda, röportaj vermiyor!
Aslında tüm bunları boşuna yazıyorum. Çünkü Ceylan'ın kendisi istemiyor reklam yapmayı. Eğer Ceylan bunu bir erdem olarak görüyorsa da yanılıyor.