Köşemize her zaman destek ve övgü mesajları gelmiyor doğal olarak. Arada beni eleştirenler de var tabii. Olsun, hepsi başımın üstüne...
Okurum Galip Gerede de geçenlerde TRT ekranlarında izlediğim belgeselden ilham alarak kaleme aldığım Fatih sondaj gemisi ile ilgili yazımın kupürünü kendi sosyal medyasında kullanıp, üstüne de "Artistlerin ne yaptığı bitti, sıra buraya kadar geldi" diye yazmış...
Galip beyin köşemi ne sıklıkla okuduğunu bilemiyorum. Ama beni yakından takip edenler biliyor ki burası ağırlıklı olarak bir televizyon kritik köşesi. Yani televizyonun içinden geçen her şey, bu köşenin kapsama alanı içinde yer alıyor. Ayrıca televizyonların haber ve tartışma programlarına, reality yapımlarına konu olan gündelik olaylar da benim ve okurlarımın ilgi alanına giriyor. Örneğin, perşembe günü tüm köşeyi denizlerimizi esir alan müsilaj kabusuna ayırmıştım.
Evet, magazin de yazıyorum Galip beyciğim. Sizin deyiminizle 'artistlerin ne yaptığı' ile de ilgileniyorum. Bu kez artistler yerine gurur verici bir belgeseli yazarak sizi hayal kırıklığına uğratmış olabilirim. Ama siz keşke ülkemize milyar dolarlar kazandıran bir geminin hikayesinden bu denli rahatsızlık duymasaydınız...
Ne zaman ayrı, ne zaman bitişik?
Köşemizin katkı şampiyonlarından sevgili Ali Aktulga dostum, sosyal medyada karşısına çıkan bir 'dokundurmayı' paylaşmış. Sadece espri amaçlı bu metin için umarım bahse konu olan ünlü dostlarım alınmaz...
"De-da ekleri ne zaman ayrı, ne zaman bitişik yazılır? Şu şekilde anlatayım: Dâhi (üstün zekalı) anlamına gelen de-da'lar ayrı yazılır: Örneğin: Vasco de Gama, Alex de Souza, Leonardo da Vinci... 'Dâhi' anlamını taşımayan de-da'lar ise bitişik yazılır: Örneğin: Seda Sayan, Hande Yener, Ajda Pekkan, Arda Turan..."
Mucizevi iyileşme
Şair ve radyo programcısı dostum Gökhan Karaduman bu kez de TRT'nin Bir Zamanlar Kıbrıs dizisini mercek altına almış:
"Ağabey merhaba. TRT çok başarılı dizilere imza atıyor ama, hem kanal, hem de proje büyük olunca, hatalar da büyüyor. Bir Zamanlar Kıbrıs'ın sezon finalinin 30'lu dakikalarında Nicos Sampson hasta yatağından Frankenstein gibi uyanıyor. Gel gör ki adam yakışıklılığından bir şey kaybetmemiş. Saçlar jölelenmiş, taranmış... Uyanır uyanmaz Grivas hemen ayağa kaldırıyor. Yahu biraz hasta süsü verilmesi çok mu zor? Kemal Dereli bu adamı resmen deşmedi mi? Ya da ekrana '1 ay sonra' yazılması da mı gelmiyor akıllara?"
Çukur'un lokomotifi
Show TV'nin efsane dizisi Çukur'un finaliyle birlikte izleyicileri derin bir hüzün kapladı. Bakalım Ay Yapım bu büyük ilgiyi gelecek sezon bir 'sürprize' dönüştürecek mi? Ya da gerçek final, gelecek yıl bir sinema galasıyla mı izleyicinin karşısına çıkacak? Bekleyip, göreceğiz.
Okurumuz Tuğba Çanakçı ise diziyi izleme sebebini, başarılı oyuncu Aras Bulut İynemli'ye bağlayanlardan...
"Ben Çukur dizisini izleyen birisi değildim fakat Aras Bulut İynemli oyunculuğu ile olsun, bu başarı ve popülariteye rağmen her zaman mütevazı duruşu, efendiliği ve çizgisini hiç bozmamasıyla olsun takdir ettiğim genç oyuncuların başında yer almıştır benim için. Kendisini Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisinde izlerken çok iyi bir oyuncu olacağını, gelecek vadettiğini anlamıştım. Öyle de oldu. Çukur dizisine gelirsek, fenomen bir dizi olarak unutulmaz diziler arasındaki yerini aldı. "
Gaf kürsüsü
Çukur'un final bölümünde Yamaç'ın (Aras Bulut İynemli) yaşlılığını Tamer Yiğit canlandırıyordu. Ancak bizim Yamaç kahverengi gözlü olmasına rağmen yaşlandığında (!) aniden renkli gözlere kavuşuvermişti.
Zap'tiye
Ünlülerin hayatı kaçmakla geçiyor. Eskiden sadece magazin kameralarından kaçarlardı. Şimdilerde yasak partileri basan polislerin elinden sıvışmaya çalışıyorlar.
Ne demiş?
Milli tekvandocu Yusuf Tekin, Atv Ana Haber için yaptığı gösteride taş, tuğla, tahta önüne ne çıkarsa kırdıktan sonra şöyle dedi: "Tek kırmayacağım şey kalp..."