Evde kal çağrısına uyan herkes şu günlerde büyük bir dönüşüm içinde; sıkılmayanlara özeniliyor, sıkılanlar da sistem dışı kaldık diye üzülüyor. Koronavirüs hepimize hayatı ne kadar da hızlı yaşadığımızı, ertelediklerimizi, ihmal ettiklerimizi hatırlattı. Küresel dünya farkındalığında birçok insan gerçekte neye ihtiyaç duyuyorsa onları keşfetmeye başladı. Henüz keşfe başlamayanlar, karantinada sıkılanlar şunu unutmamalıdır ki; evimizden daha güvenli bir yer yok, keyfini de en güzel şekilde çıkarmamız gerek, tıpkı New York'ta yaşayan fotoğrafçı Jeremy Cohen gibi. ABD, Covid 19 salgınında Çin ve İtalya'yı geçti, hasta sayısı 100 bini aştı. Ülkede salgının merkez üssü New York. Karantinada olan Jeremy ve Tori'nin hikayeleri öyle yaratıcı ki, "Evde çok sıkılıyorum" diyenlere ilham olsun.
FENOMEN OLMA YOLUNDALAR
Brooklyn'de yaşayan 28 yaşındaki Jeremy Cohen, karantina günlerinde karşı binanın çatısında dans eden bir kız fark ediyor. Kız her gün aynı saatte tek başına çatıda dans ederken bir gün birinin onu karşı balkondan izlediğini fark ediyor. İşte o an başlıyor her şey. Jeremy ona el sallıyor, o da ona. Jeremy o anı New York Post'a şöyle anlatıyor: "Uzaklardan çok sevimli olduğunu fark ettim. Bu karantina sırasında, herkesin sosyal etkileşim için çabaladığını düşünüyorum. Aman Tanrım, bir kız; uzun zamandır bir tane görmedim."
Jeremy Cohen, bir kağıda telefon numarasını yazarak drone'una bantlıyor ve kıza göndermek için havalandırıyor. Kendini umutsuz romantik olarak tanımlayan Jeremy, "2020 çok kötü bir başlangıç yaptı ama yine de atışımı yapmam gerekiyordu. Drone'umu aldı ve sanırım işe yaradı" diyor. Ve Jeremy'nin beklediği oluyor, 28 yaşındaki Tori Cignarella, o gece ona mesaj atıyor. Hemen sosyal izolasyona uyan bir ilk buluşmayı planlıyorlar. Biri çatısında, diğeri balkonunda yemek masası kuruyor, görüntülü konuşmaya başlıyorlar. Karşılıklı yemeklerini yerken bu sıra dışı durumun fotoğraflarını çekip sosyal medyaya yüklüyorlar. Şu an ikisi de bu paylaştıkları hikayeden dolayı fenomen olmuş durumda. En son Jeremy, şişirdiği dev balonun içine girerek hiç temas etmeden ona çiçek götürüyor, ortaya çok eğlenceli görüntüler çıkıyor. Instagram'daki hesapları @jermcohen ve @toricig; hikayelerini baştan sona izleyebilirsiniz. Tüm karamsar haberlere inat nice güzel karantina hikayeleri dinlemek dileğiyle...
ESKİ SEVGİLİYE MESAJ ATANLARDAN İTİRAFLAR DEVAM EDİYOR
Geçtiğimiz günlerde yazdığım 'Karantina günlerinde eski sevgilinize mesaj atar mısınız?' yazısından sonra maillerim kilitlendi. İtiraflarını yazanlar, hikayelerini de anlatmış. Sosyal araştırmamda okur maillerinden de anladığım üzere, eski sevgiliye mesaj atanların çoğu kadın. Hatta bazıları yazıya kızmış, 'Ne var atamaz mıyım, güzel ayrıldık ama merak edemez miyim?' diye. Bir okur şöyle yazmış email'inde: '18 yıllık evliyim ama bütün eski sevgililerime iyi misiniz diye mesaj attım, ne yapıyorlar merak edemez miyim? Hem bundan iyi bahane olmaz diye düşündüm. Bunu yapanlara fırsatçı demişsiniz yazınızda, haklısınız valla ne diyeyim.'
Bir diğer okur e-mail'i de şöyle: 'Karantinada evlenmek istiyor herkes demişsiniz yazınızda. Yalnızlıktan değil o, bu devirde düğün yapmadan işi masrafsız kapatmak istiyorlar da ondan.'
Okurlardan gelen e-mail'leri okumak karantinamın en güzel zamanlarını geçirmemi sağlıyor, iyi ki varsınız.
HOME OFİS ÇALIŞMA KAZALARI
Koronavirüs salgını sebebiyle tüm dünyayla aynı anda evden çalışma (home ofis) modeline geçtik. İş yerindeki ciddiyeti ev haline adapte etmek de zor olabiliyor. Örneğin ben üniversitelerin tatil olmasıyla beraber Nişantaşı Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencileri için verdiğim sanal eğitimlerde saçımı, makyajımı yapıp kamera karşısına geçiyorum. Üzerimde lazer ceket var ama altımda pijama. Kamera arada geneli görecek diye aklım çıkıyor. Diğer yandan kedim de tam büyük bir heyecanla anlattığım sırada kameranın önünden geçiyor, tüm ciddiyet bozuluyor. Bunu bir arkadaşıma anlatırken, evden canlı yayın yapan spikerin eşinin yarı çıplak odaya girdiği videoyu attı; bir oh çektim, 'Benim kedimden ne olur?' diye.
Duyduğum en eğlenceli home ofis hikayesi şu oldu: Arkadaşımı telekomünikasyon şirketinden bir çalışan arıyor, tüm ciddiyetiyle 'Görüşmelerimiz kayıt altında' derken bir anda 'Dur babacığım' demeye başlıyor. 'Alo, yanlış oldu galiba' diyor arkadaşım, çalışan 'Kusura bakmayın çocuk girdi araya, evde çalışma sistemi işte' diye devam ediyor. Bakalım karantina günlerinde daha hangi home ofis kazalarına tanık olacağız...