Galatasaray Lisesi'nin kapısına sırtınızı verin, karşınıza Çiçek Pasajı gelir. Onun hemen yanından içeri girdiğiniz sokak da Sahne Sokak'tır. Balıkpazarı işte buradan başlar. Eskiden buralarda çiçek ve balık ağırlıklı tezgahlar bulunurdu. Şimdilerde ise bolca meyve ağırlıklı tezgahlar, yolun iki yanına sıralanmış duruyor. Sahne Sokak'ın sonuna doğru ise sağ koldaki manavın köşesinden içeriye kıvrılan Nevizade Sokak bizi karşılıyor. Burası sağlı sollu tarihi binalarla dolu ama binalar bakımsızlıktan dökülüyor. Binaların alt katları, yan sokaklar hep meyhane... Beyoğlu'nun gece hayatında önemli bir yer tutan Nevizade'de yaz kış ayrı bir keyif yaşanıyor. Hele yazları... Masalar, sokaklara dizilir, sazlı kemanlı fasıl cümbüşleri sokaklara taşar. Bu yoğunluğun içinde yolu bulup yürümek zorlaşır. Ancak yine de İstanbul' un olmazsa olmazlarındandır Nevizade Sokak...
Meyhanelerle dolu İnsan kalabalığı, sigara dumanı, meyhanelerin dimdik merdivenlerinden teraslarına ulaşmaya çalışmak, birbirinden alakasız müzikler dinlemek ayrı bir zevktir. Her bir yandan yükselen "Buyrun, buyrun, buraya buyrun" sesleri karşısında kısa bir süre kararsız kalıp, nihayet bir mekana oturduğunuzda ise masaya hemen o kocaman çelik tepsi gelir... Eskilerde Balıkpazarı'nın en ünlü meyhanesi Krepen Pasajı'ndaki, Mösyö Avgeri'nin işlettiği Zaharapulos imiş. Kıbrıs olaylarından sonra Mösyö Avgeri Yunanistan'a göçmüş. Şimdi yerinde yeller esen Krepen Pasajı'nın devamı niteliğinde bu sokak...Örneğin Yorgo Usta'nın meşhur İmroz Meyhanesi'nin esas adı da buradan geliyor. İmroz hiç şüphesiz sokağın en meşhur meyhanesi, ama Demgah ve Abbas da ondan aşağı kalmaz.
Altın gibi değerli Sokakta neredeyse bütün dükkan sahipleri birbirlerini tanır veya akrabadır. Ayrıca insanları rahatsız edebilecek dilenci, tinerci gibi tipler sokağa alınmaz. Şimdi diyeceksiniz ki; neden anlatıyorsun Nevizade'yi? Burayı bilmeyen yok ama o içiçe, 30 metrekare dükkanların fiyatlarından haberi olan var mı? Geçenlerde sohbet ederken öğrendim ki, son devredilen dükkan için 1 milyon 50 bin YTL verilmiş. Üstelik alan kişi de memleketinde toprak, tarla, İstanbul'da da ev satmış. Yanlış anlamayın, bunca birikimini satıp Nevizade'de dükkan satın almıyor, sadece dükkanı devralıyor! Verilen para, hava parası!!! Ben de bir arkadaşımla Nevizade'deki bir dükkanın camında 'Devren kiralık dükkan' yazısı gördüm. "Ne kadardır?" dedim. Arkadaşım şu cevabı verdi; "Sor, eğer 500 bin YTL istiyorsa, hemen tutalım." Soramadık ama muhtemelen o da hayli yüksek bir rakamdı. Ancak şunu anladım. Buradaki dükkanlar, taksi plakası gibi değerli ve her geçen gün de değerleri artıyor.