Türk sinemasının gündeminde bu hafta yine çok konuşulacak mevzular var. Bundan 5-6 yıl önce Uğur Yücel;
Türk halk müziğinin en büyük ses ve saz ustalarından Neşet Ertaş'ın hayatını konu alan bir senaryo yazmış.
Ertaş'ın yayın hakları temsilcisi Hasan Saltık ise ailenin ortak kararı olarak, filmin yapılmasını istemediklerini Yücel'e iletmiş ve senaryo rafa kalkmış. Gel zaman git zaman, son yıllarda Türk sinemasına jet hızıyla giriş yapan yapımcı Mustafa Uslu da Neşet Ertaş'ın hayat hikayesini film yapmak için Hasan Saltık'ı aramış. Saltık, yine ailenin film yapılmasını istemediğini Uslu'ya iletmiş ancak Uslu ısrarcı çıkmış ve başka kişiler üzerinden aileye ulaşmaya çalışmış.
Ancak sonuç yine aynı;
Ertaş Ailesi film yapılmasını istemiyor, nokta.
Türk sinemasında bomba etkisi yaratacak esas mesele ise; şu an kulislerde, hayattayken UNESCO tarafından 'yaşayan insan hazinesi' ilan edilen Neşet Ertaş'ın hayat hikayesinin filme çekileceğinin konuşulması...
Bunu yayan da Uslu'nun ta kendisi. Hem de ailenin teklifi reddetmesine rağmen... Peki yasal varislerin izni olmadan bu film nasıl çekilecek, gerçekten merak ediyorum. Hatırlayacaksınız; yakın zaman önce benzer bir tartışma, Ahmet Kaya'nın Malatya'dan Paris'e uzanan hayat hikayesini perdeye taşıyacak olan 'Ahmedo İki Gözüm' filmi hakkında Kaya'nın ailesiyle yaşanmıştı. "Yasal varislerin, kendilerinden izin alınmadan Ahmet Kaya'yı dolaylı ya da dolaysız konu alan, çağrıştıran, onun hikayesinin anlatıldığı ya da esinlenmeler içeren, eserlerinin yer aldığı hiçbir projeye, Türkiye Cumhuriyeti sınırları ve tüm dünya kapsamında izinleri yoktur" denilmişti.
Ertaş'ta da durum aynı ancak Uslu, her filmiyle davalık olmaya alışkın olduğu için pek önemsemiyor olabilir.
Ertaş ve Kaya gibi büyük isimlerin filmlerini izinsiz yapmak demek; hiçbir eserine, müziğine, sözüne, özel görüntüsüne yer verememek demek.
En önemlisi de; böyle büyük değerlerin ailelerinin fikrine saygısızlık etmek demek. Sinema sahiplerinin birlik olup; fikri çalınan, izinsiz çekilen filmleri yayınlamaması ve bu durumun telif hakları açısından iyice denetlenmesi gerekir. Türk sinemasının geçmişini korumak ve geleceğininin temiz, şeffaf bir zeminde ilerlemesi için bu şarttır.
***
Yönetmenin anlaşması yok
Yapımcı Mustafa Uslu'nun Dumlupınar filmiyle ilgili iddiaların bir bölümünü geçtiğimiz hafta bu köşede okumuştunuz. Şimdi üçüncü iddiayla devam ediyoruz: Filmin senaryosunun, Seda Demirtaş'ın hikayesinden çalınarak yazıldığı iddisıyla ilgili, filmin senaristi Mert Dikmen Twitter'da açıklama yaptı. Dikmen, filmin senaryosunu Demirtaş'tan ilham alarak yazmadığını ve özgün senaryosunu, başka bir ismin 17 yıl önce yazdığı senaryoyla birleştirdiğini açıkladı. 'Haber yapmadan önce lütfen araştırın' diye yazdı. Bahsi geçen yönetmen ve senaristle görüştüm; herhangi bir anlaşmaları ve birleştirme olmadığını söylediler. Yalan açıklama yapan Mert Bey'e, 'Lütfen anlaşmalarınızı imzalayın ve öyle açıklama yapın' diyorum. Ayrıca 17 yıl önce yazılmış, ödül almış senaryonun sahibi, Türk sinemasının önemli isimlerinden biri. Bugüne kadar hayata geçmiş bir senaryosu olan biriyle neden senaryosunu birleştirsin? Bu mümkün mü?
***
'Türk İşi Dondurma' da çalıntı mı?
Tarih 26 Temmuz...
Şirket mail adresime, İbrahim Tunç isimli bir okurdan mail geldi. Şöyle başlıyordu: Merhaba Funda Hanım, 21 Temmuz 2019 Pazar, 'Teaser'da oynadı ama filmden vazgeçti' başlıklı yazınızla ilgili benim de paylaşmak istediğim bir durum oldu.
'Türk İşi Dondurma' filminin benim senaryomdan intihal edildiğini düşünüyorum, kısmen de bundan adım gibi eminim.
2014'ten beri telif hakkı bende olan 'Beyaz Kayanın Aslanları' adlı projem aynı hikayeyi anlatmaktadır. 2015'te Mustafa Uslu'nun yanında çalışan ünlü yönetmenlerden birinin jüriliğini yaptığı, Türsak Vakfı'nın düzenlediği En İyi İlk Senaryo yarışmasına bu projemle katıldım. Üç sene sonra gidip sinemada, eşimle birlikte kendi yazdığım senaryoyu izledim! Bu çok acayip bir durum. Beyaz Kayanın Aslanları projemin adının, Türk İşi Dondurma filminin neresinde geçtiğini bir düşünün. İzlediyseniz, projemin adının nereden geldiği açıkça orada gözükmektedir. Bu arada intihal edildiğini söylüyorum; hukuki süreç başlatmak üzere avukatım bir çalışma üzerinde.
Kabul ederseniz; senaryomun tam metnini okumanız için tasdikli bir kopyasını size sunabilirim." Bu mailde anlatılanlar bir iddiadır. İstediği takdirde, konuyla ilgili Mustafa Uslu'nun cevabını ileriki günlerde yine bu köşede okuyabilirsiniz.