Kelebek yazarı Cengiz Semercioğlu, ünlü yönetmen Sinan Çetin'in oğlu Rüzgar Çetin'in alkollü olarak kullandığı araçla polis aracına çarpıp polis memuru İsmet Fatih Alagöz'ün hayatını kaybetmesine ve polis memuru Emre Tetik'in yaralanmasına neden olduğu davayla ilgili 'Rüzgar, Sinan Çetin'in oğlu olmasaydı...' başlıklı çok talihsiz bir yazı kaleme aldı. Köşe yazarları bazen bir olay hakkında kamuoyunda oluşan algının zıttı yazılar yazabilir. Bu tarz yazılar risklidir; eğer argümanlarınız sağlam değilse, eksik bilgi verirseniz ve bir kişi lehine empati kurmayı abartırsanız, toplumda da yanlış bir algı oluşmasına neden olursunuz.
Cengiz, yazısında kazaya Rüzgar Çetin ve babası Sinan Çetin'in cephesinden bakmaya çalışırken, neredeyse kaza sırasında emniyet kemeri takmayan polisi suçlu ilan etmiş.
Kazayla ilgili bilirkişi raporunda, 'polis memurları emniyet kemeri takmış olsaydı ölüm ve yaralanmalar meydan gelmeyebilirdi' ifadesi yer alıyor. Bilirkişiler, bu nedenle Rüzgar Çetin'in tam kusurlu değil asli kusurlu olduğunu savunuyor. Öte yandan iddianamede, Rüzgar Çetin'in 0.90 promil alkollü olduğu ve bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne, bir kişinin yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle, üç yıldan 22.5 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
ALKOLDEN BAHSETMİYOR
Cengiz'in yazısında, Rüzgar'ın alkollü araba kullandığına dair tek bir cümle yok. Bu nasıl empati kurmaktır? Kazanın videosunda da net bir şekilde görülüyor ki Rüzgar, hızla karşı şeride geçip polis aracının üstüne çıkıyor. Cengiz bundan da bahsetmiyor. Yazıda sanki Rüzgar, hafifçe polis arabasına çarpmış da, polis emniyet kemeri takmadığı için hayatını kaybetmiş gibi bir hava var! Ya polis aracı yerine, o an orada yayalar olsaydı?
Bu arada polisin emniyet kemeri takmamasının kusur olarak lanse edilmesi de hatalı. Elbette keşke kemer taksalardı, keşke bütün polisler kemer taksa ama Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 150. maddesinde, görev sırasında polislerin emniyet kemeri takmak zorunda olmadıkları açıkça belirtiliyor.
Meseleye bir de şu açıdan bakın. Teröristler bir polis aracına saldırıyor, polisler karşılık vermek için emniyet kemerlerini çözene kadar öldürülüyorlar. Yani yasa gereği, kaza sırasında görevde olan şehit polis İsmet Fatih Alagöz, emniyet kemeri takmadığı için kusurlu bulunamaz.
SİNAN ÇETİN'E KİM GICIK?
Cengiz'in yazısında asıl tartışmalı bölüm ise şöyle: 'Sinan Çetin'in oğlu olduğu için herkesin gözü bu davanın üzerinde, herkes 'Aman Rüzgar tutuksuz yargılanmasın' derdinde... Bu dava giderek Sinan Çetin'den 40 yılın intikamını alma davasına dönüşüyor sanki. Çünkü Sinan Çetin bildiğini her zaman bodoslama söylediği için, çıkıntı olduğu için 40 yıldır bu ülkede antipatik bulunur, sevmeyeni seveninden çoktur... Davayla ilgili yapılan haberlere ve yorumlara bakıyorum, hep şehit polis ve ailesinin penceresinden...'
Sadece Cengiz değil, başka yazarlar da güya Sinan Çetin'den intikam almak için Rüzgar'ın tutuklu yargılandığını savunuyor.
Yahu Sinan Çetin'den kim intikam almak istesin? Evet, Sinan Çetin sivri dillidir ama sivri dilini her zaman muhalif çevreleri eleştirirken kullanmıştır. Sinan Çetin her dönemde iktidarın yanında olmuştur. Sinan Çetin'e gıcık olan varsa, onlar da sol görüşlü insanlar ya da ünlü yönetmenin bazen aşağılayıcı ifadeler kullandığı sinema yazarlarıdır.
Vallahi ben hiç Rüzgar içerde yatsın diye Sinan Çetin aleyhine bir kampanya başlatıldığını görmedim. Ha Rüzgar bir ünlü çocuğu diye kayırılmasın, dava adil bir şekilde yürütülsün diye yazanlar olmuştur; bu da haklı bir istektir.
ADALET İSTİYORLAR
Alkollü araç kullanıp hızla karşı şeride geçip polis aracının üzerine çıkan ve bir insanın ölümüne neden olan bir kişinin, adil yargılanmasını istemekten daha doğal ne olabilir ki? Benim tüm çıkan yazı ve haberlerden anladığım kadarıyla Sinan Çetin, şehit polis İsmet Fatih Alagöz'ün ailesi kendisiyle görüşmeyi reddettiği ve oğlunun ağır bir ceza almasından korktuğu için 'Rüzgar, Sinan Çetin'in oğlu olmasaydı...' diye bir algı oluşturmaya çalışıyor.
Allah, kimseyi böyle bir duruma düşürmesin, her baba oğlunu kurtarmak için çırpınır ama diğer tarafta da boş yere hayatını kaybetmiş bir polis, yetim kalmış çocuklar ve gözü yaşlı bir aile var. Asıl empati kurulması gereken, İsmet Fatih Alagöz'ün ailesidir. Kazada yaralanan polis Emre Tetik, Çetin hakkındaki şikayetinden vazgeçti. Alagöz Ailesi ise adaletin yerini bulması için geri adım atmadı.
İKİ KEZ EHLİYETİNE EL KONDU
Alagöz'ün babası Ahmet Çetin Alagöz, Sinan Çetin'in görüşme taleplerini reddetti, ünlü yönetmenin gönderdiği mektubu da geri yolladı. Baba Alagöz, Rüzgar'ın üç yıldan 22.5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmasını bile az buluyor ve 'Bu davanın örnek olması için alkollü araç kullanarak devletin polisini şehit eden bir kişinin çok ağır ceza almasını istiyoruz' diyor.
Elinizi vicdanınıza koyun; Alagöz Ailesi'nin adalet mücadelesine mi empati duyarsınız, yoksa ehliyetini aldığı günden bu yana 28 trafik cezası yiyen, şehit polis Alagöz'ün aracına çaptığı yere yakın bir mevkide 2006 yılında yine hızlı araç kullandığı için cipiyle takla atan, daha önce iki kez alkollü araç kullanmak suçundan ehliyetine el konulan Rüzgar Çetin'e haksızlık yapıldığını mı düşünürsünüz?