Maral Büyüksaraç isimli genç bir oyuncudan, ilginç bir e-posta geldi:
"Merhaba. Oyuncuyum.
Adım Maral Büyüksaraç.
Dört ülkede dört kadına şiddeti anlatan bir belgesel film yaptık. Adı 'Faint Sound'.
Yönetmenimiz, Boston Üniversitesi'nde okuyan bir öğrenci.
Onun tezi ve festivaller için hazırlandı. Türkiye'den konumuz Özgecan Aslan. Ben Özgecan'ı canlandırdım. Projede Erkan Can, Hatice Aslan gibi çok önemli oyuncular yer alıyor.
Filmimize çok destek geldi.
Amacımız Meclis'te Özgecan Yasası'nı gündeme getirmek.
Filmimizin geliri de Umut Vakfı'na bağışlanacak. Gündemdeki bir konu olduğu için köşenizde yer verebileceğinizi düşündük.
Bize destek olursanız sevinirim.
Sizin köşeniz çok okunuyor.
Genç bir oyuncu olarak da sizin köşenizde olmayı çok isterdim." Hemen arama motorlarından filmi araştırdım.
Medyada neredeyse hiç yer almamış.
Haberim olmadığı için bir medya mensubu olarak utandım.
Keşke sivil toplum kuruluşları ya da destekçi firmalar sponsor olsaydı da bu önemli çalışma, bir gala ile tanıtılabilseydi.
Medya olarak 'hunhar cinayetin' reyting ve tiraj kaymağını yiyip bitirdikten sonra gerisi maalesef bizi ilgilendirmiyor ne yazık ki... Oysa Özgecan olayını bir 'vaka' değil, yıllara yayılacak bir 'sosyal mesele' olarak ortaya koymak zorundayız.
Bu konuda çok eksiğimiz var, çook...