Sosyetik güzel Rachel Araz, son dönemin dikkat çeken sosyal medya fenomenlerinden oldu. Araz, herkesin kendisini İspanyol sandığını ama aslında doğma büyüme İstanbullu olduğunu söylüyor. Anne-babası Mardin'de tanışıp evleniyorlar. Annesini çok küçük yaşta kaybeden Araz, kardeşi ve babasıyla hayata sıkı sıkı bağlanıyor.
İŞ İÇİN TAKTİK YAPTI
Araz, Sabancı Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra iş bulma konusunda ilginç bir macera yaşadığını anlattı: "Mezun olunca büyük bir firmaya girmek istedim. İnat ettim. Aylarca e-maillerime dönmediler. Ben de bir taktik yapayım dedim. Tam bir hafta boyunca art arda 13 kere CV'mi attım. Böylece e-mail kutularında mutlaka bir e-mailimi görürler diye düşündüm. Ayrıca aynı hafta her gün şirketlerine gidip 'İnsan kaynaklarından CV'mi istiyorlar' diyerek CV'mi danışmaya bıraktım. En sonunda çağırdılar ve işi aldım."
Araz, bu iş macerasının ardından da sosyal medyaya adım attı. Ünlü fenomen, beş yıl önce de iş insanı Sami Kiresepi ile evlendi ve iki çocuğu oldu. Sosyal medyada çok zaman geçirmesine rağmen çocuklarının fotoğraflarını koymamaya özen gösterdiğini söyleyen Araz, "Çocuklarım bu mecrada olmayı kendileri isteyeceği yaşa gelene kadar onlar adına fotoğraf paylaşmak istemiyorum" dedi.
Kötü enerjiye inandığını belirten Araz, "Eşim Sami ile fotoğraf paylaşırken 'İnsanlar ne der, çok güzel fotoğraf acaba iyi niyetli olmayan yorumlar yapılır mı?' diye düşündüğümde mutlaka bir şeyler oluyor. Fotoğrafı paylaştığım akşam sudan sebeplerle kavga ediyorduk. 'Bu su bardağı niye burada?' gibi hiçbir önemi olmayan konularda tartışırdık. Kesin kötü enerjiyi çekiyordum" diye konuştu.
'SOĞAN DİYE İSİM TAKTILAR'
Geçtiğimiz aylarda sosyal medyada eşiyle bir canlı yayın yaptıklarını söyleyen Araz, burada hiç beklemediği bir durumun yaşandığını da sözlerine ekledi. Sosyetik güzel, canlı yayında eşiyle aralarında geçen diyaloğu şöyle anlattı:
"Eşimi sosyal medyadaki paylaşımlarımda yer almaya zor ikna ediyorum. Ayda yılda bir kere olur. O da çok zorladığımda. Böyle şeyleri hiç sevmiyor. Bir gün canlı yayında eşimle konuşuyorduk. Daha önce bana hiç söylemediği bir şeyi pat diye orada söyleyiverdi. Beni soğana benzetti. 'Seni, katman katman olan ve cücüğüne yaklaşınca iyi kalbini, iyi niyetini gördüğümüz, herkesi saran bir soğana benzetiyorum' dedi. Sonra etrafımda bunun esprisi döndü. Bana, soğan diye ad taktılar."