Ünlü reklamcı Nail Keçili'nin kızı, Önder Öztarhan'ın eski eşi, iş kadını Nazlı Keçili özel hayatına dair
GÜNAYDIN'a konuştu. Cemiyetin ünlü simasıyla, yaşadığı zor günlerden aile hayatına birçok konuya değindiğimiz keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
İki kız annesi olmak nasıl bir duygu?
Kız evlat sahibi olmak dünyanın en güzel şeyi. Aramızdaki bilgi alışverişi çok kuvvetli. Kızlarım beni besliyor ve onlardan çok şey öğreniyorum.
Kızlarınızı büyütürken nelere özen gösteriyorsunuz?
Ayakları yere sağlam basan genç kadınlar olmaları için çalışıyorum. Kocaya, anneye, babaya kimseye bağlı olmadan, meslek sahibi olmalarını, sevdikleri işi yapmalarını istiyorum.
Evin tek kızıydınız, çocukluğunuz nasıldı?
Ben prenses gibi büyüdüm. Özellikle babamın bana çok ilgisi vardı. Arkadaşlarım bana 'iyi ki çok şımarık biri olmadın' der.
EN BÜYÜK TECRÜBE KRİZLE KARŞILAŞMAK
Peki babanızın bu tutumu sizde doyumsuzluk yarattı mı?
Yaratmadı çünkü annem ayakları yere çok sağlam basan bir kadındı. Babamı frenlerdi.
Kendiniz için ayakları yere sağlam basan bir kadınım diyebilirsiniz?
Önceleri öyle olmadığımı düşünüyordum, zamanla hayat şunu tecrübe ettirdi; bu bir anda olmuyor. Altın tepside sunulduğunda hayat çok güzel sanıyorsunuz. Ama hayatın iyi günü kötü günü var. Kötü şeyleri ben de yaşadım ve işte o zaman sallanıyorsunuz. Ben onları da avantaja çevirerek güçlü durduğumu düşünüyorum.
Hayatın altın tepside sunulmadığını ne zaman anladınız?
Babamın 2000 yılında tutuklanması benim için çok zordu. Bir anda büyümek zorunda kaldım. Çok şükür ki annem ve eski eşim (Önder Öztarhan) bana çok destek oldular. Güçlü olduğumun farkında bile değilken, meğer hepsiyle başa çıkabilirmişim bunu gördüm.
Nasıl zorluklar yaşadınız?
Düşünsenize Türkiye'nin 28 büyük ve önemli şirketi benim elimde kaldı. İyi günde kötü günde herkesi görüyorsunuz. Ne elbiseler gördüm içinde insan yoktu diyebilirim. Dost çevremde, iş dünyasında. İyi konumda ve güçlüyken herkes yanınızda oluyor, size saygı gösteriyor.
Sizi ayakta tutan şey ne oldu?
Doğru yoldan şaşmadığınızda, en önemli şeyin aile ve dostlar olduğunu gördüğünüzde gidenlerin çok da bir önemi olmuyor. En büyük tecrübeyi krizlerle karşılaşınca öğreniyorsunuz.
Ama kolay olmuyordur...
'Bu olayın da hayırlısı buymuş' deyip devam etmelisiniz. Hem evlilik hayatımdaki sıkıntılarımda hem de iş hayatımda sıkıntılı dönemlerimde, kişisel gelişim kitapları okumak, eğitimlere gitmek iyi geldi.
HİÇBİR ZAMAN KOCAMA SIRTIMI DAYAMADIM
Bir kadın her zaman kendi ayakları üzerinde durmalı dediniz. Peki siz babanıza ya da eşinize hiç yaslanmadınız mı?
Ben üniversite hayatım bitene kadar
hatta evlenene kadar babama sırtımı çok
güzel dayadım. Rahat bir hayatım oldu.
Sağ olsun hâlâ da destek olur bana. Ama
annem de her zaman şunu öğütlerdi 'Baban
bugün var yarın yok, kocan bugün
var yarın yok'. Bir eş seçerken en önemli
olan şey, hayatı paylaşmak üzerine olmalı,
birbirinizi tamamlamak olmalı. Eş seçimlerinin
eğer aile kurulabilecekse yapılması
gerektiğine inanıyorum ve dolayısıyla bir
kocaya sırtını dayamak gibi bir sistemim
olmadı hiçbir zaman.
Kendiniz olmaktan mutlu musunuz?
Evet, bugünkü halimden ve yaptığım işten
çok mutluyum. Kendimden çok memnumum.
Tekrar evlenmeyi düşünmediniz mi?
Hayır düşünmedim, iki kız çocuğum var
ve çok mutluyum. Düşünmüyorum ama
hayatı bilemezsiniz tabii. Hiçbir zaman
büyük konuşmamak lazım, ben asla bunu
yapmam dememek lazım. 20 yaşındaki ben
ile 40 yaşındaki ben, aynı kişi değil.
40 yaşındaki Nazlı, 20 yaşındaki Nazlı'ya ne söylerdi?
Hayatta acele etme derdi.
DEJENERASYONA ÇOK KARŞIYIM, GENÇLER ÇOK RAHATLAR
Eşinizle ayrı olmanıza rağmen çok sık bir araya geliyorsunuz. Aranızda nasıl bir iletişim var?
Biz çocuklarımızın ailesiyiz, hiçbir zaman
eşimle aramızdaki problemleri çocuklarımıza
yansıtmadık. Onlara her zaman, bir aile olduğumuzu
hissettiriyoruz. En önemlisi şu ki; çocuk
sahibi olduktan sonra eşinizle ayrılsanız bile
çocuklar her şeyin üstünde olmalı. Onların sağlığı
ve huzuru, ebeveynlerin önceliği olmalı. Biz
çocuklarımızla arkadaş olan bir anne babayız.
Boşanmalar çok arttı ve çocuklar çok mutsuz.
Ebeveynlerin hırslarını çocuklarına yansıtmaları
o kadar yanlış hareketler ki, yıllar sonra bunlar
tatsız tecrübelerle geri dönüyor anne babalara...
Çocuklar, gençler arasında uyuşturucu bağımlılığı
arttı.
Aile içinde koyduğunuz kurallar var mı?
Dürüstlük, şeffaflık, etik değerler, büyüklere
sevgi ve saygı çok önemlidir. Dejenerasyona çok
karşıyım. Yani medeniyet ve dejenerasyon başka
bir şey, geri kafalılıkla aklı başında olmak başka
bir şey. Medeni ve dünya standardında çocuklar
yetiştirmeliyiz evet ama gelenekleri de korumalıyız.
Bazı şeyleri yapmanın, yaşı olduğunu çocuklar
bilmeli. Çocuklar günümüzde maalesef rahat
davranıyorlar ve dejenere oldular. Gençler arasında
kötü bir gidişat var, popüler kültür, sosyal
medya bunu kötü bir yola soktu.
MODA OLAN NFT PROJELERİNDE YER ALACAĞIZ
ArtKolik'teki çalışmalarınız nasıl gidiyor?
ArtKolik'te sanat eğitimlerine yüz yüze ve online olarak devam ediyoruz. Eğitimlerimiz kapsamında, İstanbul'un sanatsal ve mimari mekanlarını geziyoruz. Son günlerde çok moda olan NFT projelerinde yer alacağız. Bazı sanat ve kültür insanlarının NFT'lerini yapacağız ve marketimizde satışa çıkartacağız. Yine teknolojiyle sanatı birleştirdiğimiz bir çocuk projemiz var. Sylvan Eğitim Sistemleri ile iş birliğine yaparak, bilim alanında 6-12 yaş arasındaki çocuklara deneyli Stam programları, kodlama eğitimleri vereceğiz. Bu eğitimler Akmerkez'de olacak ve 1 Kasım'da başlıyoruz.