Türkiye bir haftadır Kayseri'den çıkan düğün şarkıcısını konuşuyor. Sakın ola ki düğün şarkıcılarını hakir gördüğüm falan sanılmasın. Türkiye'nin pek çok yeteneğinin düğün salonlarından çıktığını iyi bilirim.
Fatih Bulut kardeşim de işte o salonlardan çıkmış.
Seslendirdiği "Çok Sevdim Yalan Oldu" şarkısına çektiği klibi Youtube'a yükleyince, hayal bile edemeyeceği şeyler olmuş.
Sekiz günde 15 milyon kez izlenmiş.
O süre içinde dünyanın en çok izlenen 12'nci şarkısı olmuş.
Fatih Bulut'u ve şarkısını cuma günü iki ayrı kanalın magazin programında ve üç ayrı haber bülteninde izledim. Onun adına sevindim tabii ama müzik zevkimizin, sanat kültürümüzün gelip dayandığı son nokta beni endişelendirdi. Tamam, her malın bir alıcısı vardır. Özellikle sosyal medyada tık'lanma ve izlenme oranları beğeniden ziyade, 'meraktan' da kaynaklanır.
Bir de 'sürü psikolojisi' devreye girince o tık'lar kartopundan çığa dönüşür.
Ama müziği kültürden soyutlayıp 'mal' ucuzluğuna indirgersek, her şeyden önce yarınlarımıza ihanet etmiş oluruz.
Beğenen, severek izleyenlerin müzik zevkine saygı duymakla birlikte bu şarkının bende hiçbir duygu uyandırmadığını söylemek zorundayım.
Emeğe saygısızlık etmem istemem ama orgun başına geçip 15 dakikada bestelenebilecek, sözleri de akla ilk gelen cümlelerden oluşabilecek bir 'mırıldanma' gibi geldi bana.
Önceki hafta da Reynmen'in şarkılarındaki müzikalite tartışma konusu olmuştu.
Ne yalan söyleyeyim, müziğimizin geleceği adına büyük kaygı duymaya başladım.
Sanki birileri bu milletin asırlara yayılmış seçkin müzik zevkini değiştirmek için sosyal medyayı kullanıp 'operasyon' yapıyormuş, hissettirmeden deri altımıza bir şeyler şırınga ediyormuş hissine kapıldım.
Bu ülkede bize bir zamanlar 'Evde beş, arabada onbeş' rezilliğini de şarkı olarak dinletmişlerdi hatırlayın. Devamındaki ahlaki erozyonun sonuçları ortada.
Domino etkisinden endişeliyim.
Birileri önce müzik kalitemizi, sonra hayat kalitemizi düşürüp, her geçen gün biraz daha 'aza razı' bir topluma dönüştürmek istiyor olmasın bizi?