Komedyen İbrahim Büyükak'ın yazdığı 6'ncı, yönettiği ikinci film olan 'Mutluyuz' seyirciyle buluştu. Büyükak'ın Yasemin Sakallıoğlu ile başrolü paylaştığı film, evliliklerini kurtarmak isteyen bir çiftin yaşadığı eğlenceli olayları konu ediniyor. Büyükak'la bir araya geldik, filmi ve ilişkileri konuştuk...
Filmin çıkış hikayesi neydi?
Ben bir kadın hikâyesi yazıyordum. 3 kadın oynayacaktı, ben sadece yazıp yönetecektim, oynamayacaktım. Oynayacak olan kadınlardan biri Yasemin Sakallıoğlu'ydu. Sonra takvimsel sıkıntı yaşadık, benim bazı işlerim çıktı, o filmi hayata geçiremedim. Geçiremeyince diğer oyuncuların takvimini de kaçırmış olduk. Haziranda Yasemin'le bir yerde karşılaştık. Filmi sordu, "Takvimden dolayı o iş olmayacak" dedim. O da bana "Ben sana içimden geçeni söyleyeyim mi? Sen zaten senede bir film yapıyorsun, bu filmi çekmeyince boş geçirmiş olacaksın. Bu seneyi boş geçirme, senin de oynayacağın bir şeyde ben de oynamak isterim" dedi bana, cesaret verdi. Ben de ona bu hikâyeden bahsettim...
Hemen başka filme geçtiniz...
Evet, cepte tuttuğum hikâyelerden biriydi bu. Bir karı-koca üzerinden evlilikleri kurtarma hikayesiydi. Çok sevdi. "Hemen yazsana bunu yapalım" dedi. Gerçekten senaryo daha üç cümleyken Yasemin bana inandı ve beraber bir yola çıktık. Senaryoyu Ağustos gibi bitirdim, Aralık'ta da vizyona soktum. İnanılmaz hızlı gelişti.
EŞİME DE DANIŞTIM
Senaryo anlamında Yasemin Hanım'ın katkısı oldu mu?
Çok. Benim ona anlattığım hikâye 3 cümleydi, ortada senaryo yoktu. İlişkilerini kurtarmak isteyen bir çift terapi oteline giderlerse neler olur diye not almıştım sadece. Sonra o senaryo izlediğimiz hale geldi. Bunun böyle çok komik ve eğlenceli bir film olmasında Yasemin'in de etkisi çok. Çok da iyi bir oyunculuk sergiliyor. Onunla oynamaktan çok memnunum. Filme de bana da çok güç verdi.
Karşılıklı sahnelerinizin çok eğlenceli geçtiğini düşünüyorum...
Evet, zaten çok gülen iki insanız. Dalağımız düşüktür biraz. Gerçekten gülmekten çekemediğimiz yerler çok oldu.
Gerçekte de terapi otelleri var mı? Nereden aklınıza geldi?
Gösteri de yapan psikolog bir arkadaşım var. O böyle kamplar yapıyor. Bireysel olarak psiko-tatil diye gidilen yerler var. Onun videolarını izledim. Biz bunun çift versiyonunu yapmış olduk. Aslında fena fikir de değil. Buradan girişimcilere fikir de vermiş olduk. (Gülüyor)
Bu filmi yazarken eşinize de danıştınız mı? Evet, kendisi uzman psikolog olduğu için psikolojik sahnelerde hep ona danıştım. İki karakterin birbirlerinde aradıkları şeyleri bulmamda eşim Nurdan bana çok yardımcı oldu.
'Ferhat' ve 'Aslı', kanka diyebileceğimiz iki yakın arkadaşken sevgilileri tarafından terk edilince, arkadaşlıkları ilişkiye dönüşüyor ve evleniyorlar. Önce şunu sorayım, hiç terk edildiniz mi?
Hayır. Ben şu an evli olduğum kişi ile çok uzun yıllardır beraberim. Belki ortaokulda lisede falan olmuştur. Ama onların da bende çok derin izler bıraktı diyeceğim bir şeyleri yok. Zaten diyemem eve gidince Nurdan kafamı kırar.
Peki, yakın arkadaşa aşık olunur mu ya da kankadan karı-koca durumuna geçilir mi?
Filmde bu çift de bunu yaşıyor aslında. 'Yasemin'in oynadığı karakter, "Biz galiba arkadaşlıktan evliliğe geçemedik" diyor. Ama bence en güzel sevgili en yakın arkadaşlardan olur. Benim eşim de yakın arkadaşımdı sevgili olmadan önce, iyi bir ilişkide partnerin en yakın arkadaşın olmalı. İlişkiyi uzun ömürlü tutan da zaten karşındakiyle iyi anlaşmak. Biz öyle yaşıyoruz.
Evlilik başka bir müessese ama...
Evet, katılıyorum bambaşka bir şey. Hatta kimsenin kimseyi çekmediği bireysel bir çağda yaşıyoruz. Bu yüzden boşanmalar artıyor. Evlenmek ciddi bir olay.
Bir yandan güldürürken ilişkilere dair sözü olan da bir film. Hatta bu yanıyla terapi gibi...
Kesinlikle. Hatta böyle bir kamp olsa da gitsek diyecekler. Herkesin güleceği, dediğin gibi ilişkilerine dokunuşları olan sözler içeren bir film. Mesela 'Ferhat', 'Aslı'ya "Seninle mutlu olmak kadar mutsuz olmak da güzel" diyor. Cemal Süreya'nın çok sevdiğim bir dörtlüğü var: "Kim istemez mutlu olmayı Ama mutsuzluğa da var mısın?" Bizim filmimizin de önermesi bu, anlatmak istediğimiz şey bu.
KADIN KOMEDYENLE YAPTIĞIM İLK FİLM
Bu filmi diğerlerinden ayıran şey ne?
En büyük farkı bir kadın komedyenle birlikte yaptığım, bir kadın karakterin bu kadar baskın olduğu ilk filmim. Mesela 'Bayi Toplantısı' çok erkek filmi gibidir. 'Yol Arkadaşım' bile naif bir film olmasına rağmen kadın karakter 50. dakikada girer. Burada ilk defa bir erkek komedyenle kadın komedyen aynı baskınlıkta. Kadın izleyicinin de seveceği küfürsüz bir komedi. Seyirci ilgi gösterirse devamı da gelebilir.