2016 yılında yapımcı Mustafa Uslu ile nikah masasına oturan Sinem Uslu Mart 2019'da da ikiz bebekleri Mustafa ve Kemal'i dünyaya getirmişti. 2.Sayfa programına konuk olan Sinem Uslu merak edilen her şeyi anlattı. İşte Sinem Uslu'nun açıklamalarından satır başları…
Mustafa'nın doğum günü vardı. Biz de yeni tanışmışız kendisi atları çok seviyor benim annem de ressam. Ne hediye alacağımı düşünürken anneme gittim 'benim bir arkadaşım var, atları çok seviyor ona büyük bir tablo yapar mısın?' dedim. İlk defa böyle bir şey istiyorum, annem de anladı zaten. Sonra babam resmi görünce 'bu resim ne' diye sormuş. Annem de 'Sinem istedi' demiş oradan biraz anladılar. Sonra ben de önce anneme sonra da babama söyledim. Tanıştılar Mustafa yemeğe geldi sohbet falan derken babamla çok iyi anlaştılar. Şu anda da çok iyi arkadaşlar.
NASIL EVLİLİK TEKLİFİ ETTİ
Bir gün otururken 'Benimle evlenir misin?' dedi. Ben de 'ömür boyu' dedim. Her şey çok hızlı gelişti.
İKİZ BEBEK SÜRPRİZ Mİ OLDU?
Biz hep diyorduk ki 'Allah nasip ederse iki üç sene gezelim ondan sonra da ikiz olsun. Ben bir kerede iki çocuğa birden sahip olayım. Zaten yaşım 34. Ondan sonra 'tüp bebek yapalım' dedik. Sonra test yaptırdık 15 gün sonra sonuçları almak için aradım 'evet, pozitif' ben o gün hapşırmaya korktum. 'Allah'ım çocuklarım şu an bende' çok mutlu oldum. O kadar garip hissettim ki kendimi merak içindeydim. İkisi birden tutacak mı kendi kendimi motive ettim.
'Ben sizi sevgimle tutacağım içimde' olumlamalarıyla ikisini birden hayatta tuttum. Çok güzel geçti sadece hamilelik sonunda biraz sıkıcı olaylar oldu. Tam son üç hafta kalmıştı sezaryene alacaklardı beni kontrole gittim, baktı doktorum 'Bir tanesi çok küçük kalmış hiç kilo almamış bir aydır' dedi. 'Bir ayda 50 gram almış bu hiç normal değil' dedi.
34. haftadaydık çünkü doktorum 'sen panik olma, haftamız iyi çocukların iç organları gelişmiş gözüküyor eğer bunu 27. haftada yaşamış olsaydık çok kötü sonuçlar olabilirdi. Biz bunu doktorlarla konuşalım, ihtiyaç duyarsak yarın ikisini de sezaryenle alabiliriz. Biz onu dışarıda daha iyi büyütürüz' dedi.
Ertesi gün tekrar gittim hastaneye 'üç gün sonra alacağız' dediler. Benim de en büyük hayalim 'çocuklar doğuyor annelerinin kucağına veriyorlar onu çok istiyordum' Hastaneye yattım Mustafa doğdu, onu kucağıma vermediler çok küçük olduğu için hemen makineye götürdüler. Kemal'i zaten hiç görmedim, çok küçük doğmuş görünce korkmayayım diye… Uzaktan bile göstermediler. Beni anesteziyle tekrar uyuşturdular, çocuklar yukarı çıkmış herkes ağlıyor o kadar küçüklermiş ki…
Biz küçüğü Kemal'de problem var sanıyorduk aslında Mustafa'da sorun çıktı. Küçük sıkıştığı için savaşmaktan güçlenmiş. Ciğerleri falan açılmış Mustafa ise üç hafta daha kalacaktı ana karnında bir anda doğunca solunuma bağlandı. 'Ben çocuklarımı ne zaman göreceğim' diye sordum. 'Şu anda yoğun bakımda belki akşam görebilirsiniz' dediler. O kadar kötü hissettim ki kendimi.
Yan tarafta başkalarının da bebekleri doğuyor, ses geliyor ama benim çocuklarım yanımda değil görmemişsin dokusunu hissetmemişsin… Akşam götürdüler uzaktan gösterdiler ama yüzlerinde bantlar makineler vardı suratlarını göremedim. Bende büyük bir travma oldu bu. Üç gün boyuncu Mustafa'yı kucağıma alamadım.
Sadece bir kere Kemal'i aldım o da çok ufaktı. 'Tutabilecek misiniz?' diye sordular 'Tutacağım, annesiyim ben onu her şekilde herkesten iyi korurum' dedim. Aldım kucağıma bacakları parmağım kadardı, o kadar küçüktü ki ben ona karnımda da hep 'aslanım' diyordum güç alsın diye.
Mustafa da hala makinede 'Bir anne kucağına verelim, annesini hissetsin' dediler. Kablolarla verdiler kucağıma şöyle bir sarıldı bana nefesi düzeldi. Hemşirelerin gözü doldu. Dediler ki 'biz bunu çok yaşıyoruz, bu anne mucizesi, korktu sizden ayrıldığı için' ben hiç ağlamamıştım orada çok ağladım. Doktor geldi 'Mustafa makineden çıktı' dedi. 'Anne mucizesi onu iyileştirdi.' Şimdi çok şükür ikisi de çok iyi. Bu yüzden biraz pimpirikli bir anne oldum. Küçük olan serumunu kendi söktü, hortumunu kendi çıkardı. Çok şükür 10 gün sonra hastaneden çıktık.
İkiz büyütmek çok vicdani bir şey. Birini tutuyorsun diğeri de annemin kucağında ne olabilir ki ama gözüm bir yandan da onda oluyor. Acaba 'kardeşimi aldı, beni almadı mı' diyor. Birini seviyorum odadan çıkıyorum, 'Aa diğerini öpmedim gidip onu da öpüyorum.' Kendi içimde denge kurmaya çalışıyorum.