Anadolu Ateşi ile hem Türkiye'de hem de yurtdışında destan yazan Mustafa Erdoğan, Akşam Gazetesi'nden Tuba Kalçık'a çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ünlü isim, kendisi hakkında merak edilenleri anlattı.
Felsefe ve kamu yönetimi eğitimi aldınız ama dansa yöneldiniz. Halk danslarına olan ilginiz nasıl başladı?
İlkokuldan beri halk danslarına ilgim vardı. Bir de Hakkari'de yaşayan bir folklor var. Özellikle sözlü kültürü çok gelişmiş bir yer. Timurlenk'in Van'da Hakkari Beyi ile savaşı anlatan şarkıdan Gılgamış Destanı'na kadar bir çok destan diliyle söylenen dans müziklerine sahip, söylence kültürü gelişmiş bir coğrafyada büyüdüm. Felsefe okurken ilk derlemelerimi yapmıştım, daha sonra Halk Bilim Topluluğu'nu kurduk.
"SANATLA BÜYÜDÜM"
Ailece bu denli üretken olmanızı neye bağlıyorsunuz?
Babam edebiyat öğretmeni. Sinema, şiir ve edebiyatla iç içe geçen bir çocukluğum oldu bu yüzden. Bir de çocukluğumuzdaki Hakkari'de yaşanan yoksunluk. Günlük gazeteler bile o zamanlar bize iki gün sonra gelirdi. Bu yoksunluğun verdiği bir bileylenme durumu oldu, kendimizi sanatla ifade etmeye yönelik bir eğilim oluştu bizde. Bölgenin masal ve destan dili de besledi bizi.
"SAVAŞ ALANI YAPTILAR! "
Sahneye koyduğunuz gösterilerle medeniyetleri buluşturuyorsunuz. Ama yaşanan terör olaylarıyla şu anda dünyada medeniyetler çatışması yaratılmaya çalışılmıyor mu sizce?
İnsanlığın başından beri süregelen bir sorun bu. Tarihsel olarak medeniyetler çatışması hep bu topraklarda yaşanmıştır. Günümüzde ise emperyalist güçler Ortadoğu'yu savaş arenası olarak kullanıyor. Emperyalist devletler, Osmanlı topraklarını parça parça parselleyip, uydu devletçikler kurarak oluşturdular burayı. Masa üzerinde sınırlarını cetvellere çizdiler. Bu da bölgenin bünyesine uymuyor.
OSMANLI'YI ÖZLÜYOR
Bölgeye turneye gittiğim bile hala oradaki halk Osmanlı'ya duydukları özlemi dile getiriyorlar. Arap Baharı başlayınca hepimiz çok heyecanlanmıştık. Ama ne yazık ki süper güçler tarafından bu süreç terörize edildi. Demokrasi ve özgürlük isteyen halkları bastırdılar. Bunların yerine terör örgütlerini ikame etti emperyalist güçler. Sonra da terör bahanesiyle bölgeye girdiler. Oynadıkları oyun Londra'da, Paris'te patlıyor. Emperyalist devletler Ortadoğu toprakları üzerinde tehlikeli bir oyun oynadı ama ellerinde patladı. Türkiye ise savaştan kaçan mazlumlara kapısını açıyor. Arap ülkeleri kendi kardeşlerine sınırlarını kapatırken, biz milyonlarca insanı ülkemizde ağırlıyoruz. Dünyaya ders olmalı. Türkiye bu açıdan dünyaya insanlık dersi veriyor.
"TARİH BOYUNCA BİZE KİN GÜDENLER FETÖ'YE DESTEK OLUYOR!"
Siz 90'ların karanlık dönemine yakından şahitlik ettiniz. 1994'te amcanız faili meçhul cinayetle katledildi. O dönemin derin devleti bugün FETÖ. Siz bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?
Türkiye'de 1970'lerden beri süregelen bir derin yapılanma var. 1990'larda da buna yakından şahitlik ettik. Geçmiş dönemin siyasetçileri de bunlara ortak olmuştu. Derin yapılanma kabuk değiştirerek FETÖ oldu. Türkiye'den tarih boyunca hoşnut olmayan sürekli demokrasi diyen ve dostumuz olduğunu dile getiren ülkeler demokratik olmayan bir yolla ülkemizi ele geçirmeye çalışan FETÖ'ye destek oldu. Zaten bu ülkelerin tutarlı olmadığını her zaman söyledim.
"15 YILIN ÖZETİ YENİ TURNEDE"
Yakın zamanda Ege ve Akdeniz bölgesinde turneye çıkacaksınız. Gösterileriniz hangi şehirlerde olacak?
Turnemizde 'Anadolu Ateşi'nin 15. yıl versiyonunu sahneleyeceğiz. Birkaç kuşak birden dans edilecek. Yani 4 yaşında dansçımızda olacak, 50 yaşındaki de. Bir anlamda geçtiğimiz 15 yılın özeti niteliğinde olacak. Türk izleyicisinin bizi hiçbir gösterimizde yalnız bırakmıyorum. Bizde ilk günden itibaren hiç ödün vermedik. Bu yüzden başta Antalya, Bodrum, Ayvalık, Datça, Çeşme, Altınoluk, Kuşadası olmak üzere Ege ve Akdeniz bölgesini gezeceğiz. Bursa ve Yalova, Sakarya'da oyunlarımızı bu sezon sahneleyeceğiz.
"YOKSUL ÇOCUKLARA DANS ÖĞRETTİK"
Türkiye'nin ilk profesyonel çocuk dans grubunu da kurdunuz. Çocuklarınız da yer aldı mı gösterilerde?
Yer aldılar zaten onların okullarını da biz çalıştırıyoruz. Çocuklar için 17 tane dans akademisi yaptık. Bu işe sosyal sorumluluk projesi kapsamında başlatmıştık. 80 tane Kıvılcım çocuk grubumuz var. İstanbul'un yoksul bölgelerindeki çocuklara dans eğitimi vermiştik bu proje kapsamında. Şimdi de işsiz Roman gençlere meslek kazandırmak amacıyla eğitim, yetenekli çocuklara burs veriyoruz.
"5 GÜNDEN FAZLA AYRI KALAMAM"
Çok yoğun bir çalışma temponuz var. Çocuklarınıza vakit ayırabiliyor musunuz?
Uzun bir turnem bile olsa dönerim, 5 günden fazla ayrı kalamıyorum. Çocuklarımla her şeyden önce iyi arkadaşız. Futbola çok ilgisi olan biri değilim ama onlar için stadyuma bile gidip maç izledim. GS'liler, futbolcuların ismini sayelerinde öğreniyorum. Sinemaya da ilgileri var. Atlas 'amcam gibi yönetmen olacağım' diyor. Güney de öyle. Senaryo yazıyorlar, sahneye koyuyorlar. İzleyicileri de biz oluyoruz.
"KANLI HESAPLARINA ÇÖZÜM SÜRECİNİ KURBAN ETTİLER"
Mustafa Erdoğan: Suriye'deki kanlı hesapları uğruna kurban ettiler bu süreci ve Türkiye'yi bölgede boşa çıkarmaya çalıştılar.
Kürt kökenli biri olarak 7 Haziran sonrası başta PKK olmak üzere artan terör saldırılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kendimi Doğulu olarak tanımlıyorum ben. Köken olarak kendimi böyle ifade ediyorum. Çözüm sürecinde bölgede bahar yaşanıyordu, kimsenin burnu bile kanamıyordu. Ama sonra PKK'nın Suriye'de yaşanan savaşı içeriye taşıma isteği ve uluslararası güçlerin de Suriye toprakları üzerinde oynadıkları oyunlar yüzünden bu bahar havası son buldu. Ne yazık ki ülkemizde terörün bitmesini istemeyen emperyalist güçler çözüm sürecini sonlandırma çabasına girdi. Suriye'deki kanlı hesapları uğruna kurban ettiler bu süreci ve Türkiye'yi bölgede boşa çıkarmaya çalıştılar. Bundan en büyük zararını da bölge halkı gördü. Umarım terör ülkemizde bir an önce son bulur.
"HİKAYEM YAŞADIĞIM TOPRAKLAR"
'Anadolu Ateşi'ne başlarken Türkiye'de ilk olduğu için 'başarısız olur muyum' kaygısı yaşadınız mı?
Büyük bir risk aldığımın farkındaydım. Bunu hayata geçirebilmek için dansçılarım da dahil olmak üzere Anadolu Ateşi'nin bu denli büyük bir başarı kazanacağına inanmıyordu. Benim kafamda bir kurgu vardı ama bunlar anlatmakla olmaz, dansçılara kurguyu söylüyordum ama onlar bunu gözlerin önüne getiremiyordu. Dansçılar nisandaki prova gösterilerimizde inanmaya başladı projeye. Yaşadığım toprakların hazinesinden kendi hikayemi anlatmaya çalıştım 'Anadolu Ateşi' ile.
"BAŞARILI OLACAĞIMI BİLİYORDUM"
1999'da Türkiye'nin ilk özel dans topluluğu olan 'Sultans Of The Dance'ı kurdunuz. Hayallerime ulaştım diyor musunuz?
Yaptığım işin dünyada çok başarılı olacağını biliyordum. 2001'deki ilk sahneye çıktığımızda üç temsil yapıp, yurtdışına gidecektik ama gösteri o kadar ilgi gördü ki üst üste 100 temsil yaptık.
Bu durum beni çok gururlandırmıştı. Hayallerime tam ulaştığım söylenemez. Türkiye'de 17 tane dans akademimiz var, yurtdışında da okullar açmak istiyorum. Belçika ve Hollanda'ya yakın zamanda açacağız. Daha sonra ise Amerika, Kanada ve Çin... Eğer bunu da başarırsam hayallerime ulaşmış olurum.
"TÜRKİYE'NİN ZENGİNLİKLERİNİ TANITIYORUZ"
Anadolu Ateşi bugüne kadar 90'ın üzerinde ülkede gösteri yaptı ve 40 milyondan fazla izleyiciye ulaştı.
Türkiye'deki zengin halk danslarını yurtdışına taşıyoruz. Yurtdışındakiler Türklerin bu denli zengin bir dans kültürüne sahip olduğunu bilmiyordu. 'Anadolu Ateşi' ile bunu dünyaya anlatmaya çalıştık. 'Anadolu Ateşi' ile Avrupa'dan Amerika'ya kadar birçok ülkeyi gezdik. Gösterilerimiz Rusya'da da çok büyük ilgi gördü. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ilk Türkiye ziyaretinde de bizden bahsetmişti. Rus Büyükelçi de eğer katledilmeseydi 1 gün sonra bizi izleyecekti.
"AİLEMİZDE HERKES KOMİKTİR!"
Yılmaz Bey bugüne kadar aile bireylerini anlatan birçok filme imza attı. Çok renkli bir aile yapınız var…
Ailemizde herkesin mizahi bir dokusu var. Örneğin, babam çok komik bir insandır. Yılmaz bile onun yanında şaka yapmaya çekinir. Annem, kardeşim babaannem de öyle. Dedem de müthiş bir insandı. Edebiyatla ilgiliydi ve eski yazıya çok hakimdi. Aynı zamanda Kuran'ı ezbere okuyordu. Ben onun kucağında büyüdüm. Ondan çok şey öğrendim.