Acun Ilıcalı, Fox TV'de yayınlanan Zuhal Topal'ın sunduğu 'Sofrada' programının, kendi kanalı TV8'de yayınlanan 'Yemekteyiz'in taklidi olduğunu iddia ederek Fox TV'ye dava açmıştı. Işık Üniversitesi tarafından hazırlanan bilirkişi raporu da Fox TV'nin Sofrada programının formatını, TV8'deki 'Yemekteyiz'den çaldığını ispatladı.
GÜNAYDIN, dün o raporu yayınlayarak güzel bir habere imza attı. Aslında iki program arasındaki benzerlikleri görmek için üniversite raporuna bile gerek yoktu. Acun, bunun fikir hırsızlığı olduğunu daha önce de dile getirdi. Ancak ne 'Sofrada'nın yapımcısı, ne de Fox TV yönetimi programı yayından kaldırmak ya da formatı değiştirmek gibi bir eyleme başvurmadılar. İşte ben bu pişkinliğe kızıyorum. 'Başkaları da yapıyor biz de yapalım' anlayışı Türk TV sektörünün hastalığıdır.
YÖNETİM BİLİYOR MU?
Fox TV, medya imparatoru Rupert Murdoch'ın kanalı. Eminim Fox Entertainment Group'un tepe yönetiminin bu fikir hırsızlığından haberi yoktur. Üstelik Murdoch, telif haklarına büyük önem veriyor, yazılı ve görsel basının haklarını savunmak için Facebook ve Google'a bile savaş açtı. Murdoch, internet devlerinin, medya haberlerini telifsiz yayınlayarak büyük paralar kazandığını, bunun büyük bir fikir ve emek hırsızlığı olduğunu her fırsatta söylüyor. Öte yandan Türkiye'deki Fox TV, format çalmakla suçlanıyor. Trajikomik bir durum. Murdoch, dünkü GÜNAYDIN ekini okusa eminim "Beni rezil ettiniz" diye Türkiye'deki yöneticilerine fırça atar!
Umarım bu davadan fikir hırsızlığına karşı gelecekte emsal karar teşkil edecek bir sonuç çıkar.
'Yorgun Cümleler Günlüğü'
Ünlü Arjantinli yazar Rodrigo Garcia'nın 'Daisy' adlı oyunundan, Nefrin Tokyay yönetmenliğinde uyarlanan 'Yorgun Cümleler Günlüğü' adlı oyunu ve Çağlar Çorumlu'nun tek kişilik performansını merak ediyordum. Bu merakımı geçtiğimiz pazartesi Mastercard'ın 'Paha Biçilemez İstanbul' projesi kapsamında İstanbul Modern'de sahnelenen 'Yorgun Cümleler Günlüğü'nü izleyerek giderdim.
'PAHA BİÇİLMEZ İSTANBUL'
İstanbul Modern, ziyaretçilere kapalı olduğu saatlerde özel bir tiyatro sahnesine dönüşmüştü. Modern sanat eserlerinin arasında tüketim toplumunun, bireylerini nasıl kendine ve topluma yabancılaştırdığını izlemek güzel bir deneyimdi. Örneğin oyunda güzel bir ev almak için hayat boyu çalıştığımıza ama o eve girmemek için kendimizi sürekli dışarıya attığımıza dair bir bölüm vardı. Çorumlu o ruhsuz evleri, çocukların tavan arası korkularını, Mozart ve Bach'a göre acının tanımlarını vs. zor bir metni ustalıkla seyirciye ulaştırıyordu. Sahi tavan arasında ne var diye merak eden çocuklar ya da o gizemli tavan araları kaldı mı artık? Çorumlu olduğu için oyunu kahkahalar atarak izleyeceğiz diye bir beklentiye kapılmayın. Oyunun, keskin ironisiyle gülümsetirken yaşadığımız hayatları sorgulama fırsatı sunması daha önemli bence. Bu arada 'Paha Biçilemez İstanbul' platformu; şehrin sanat ve eğlence dinamiğini yaşamak isteyenlere her ay farklı teklifler sunuyor. İstanbul'u farklı bir gözle yaşamak isteyen Mastercard kart sahipleri, www.pahabicilemezistanbul. com'u ziyaret edebilir.