Ünlü iş adamı ve Çöpüne Sahip Çık Vakfı Başkanı Murat Vargı, GÜNAYDIN'a özel açıklamalar yaptı.
Vargı, Emine Erdoğan öncülüğünde hayata geçirilen Sıfır Atık Projesi sayesinde çok önemli adımların atıldığını söyledi.
■ İş yaşamında bu başarıyı yakalamanızı neye borçlusunuz?
Genç yaşta ailemin sorumluluğunu almak durumunda kaldım. Bir yandan TED Ankara Koleji'nde okurken, diğer yandan çeşitli işlerde çalıştım.
Üniversite zamanı geldiğinde hayatta ne yapmak istediğimi biliyordum ve Ankara İktisadi ve İdari İlimler Yüksek Okulu'nda dış ticaret eğitimi aldım.
Hindistan ve Helsinki'de burslu olarak ticaret geliştirme programlarını tamamladım. Başarı için en önemli anahtarlarım; iyi rota çizmek, ne istediğini bilmek ve kararlı olmak.
DOĞA VE YEŞİL TUTKUNUYUM
■ Turkcell'i kurarken bu kadar büyük bir marka haline geleceğini tahmin ediyor muydunuz?
Turkcell'in kuruluşu sırasında birlikte çalıştığımız arkadaşlarımız ile ilk on yıllık abone sayısı tahminimiz 600 bindi. Turkcell, kuruluşunun ilk yılında 200 bin abone kazandı. Turkcell'in ülkemiz için çok kıymetli bir marka olacağını ilk günden beri biliyorduk, keza Digiturk'ün de... Ancak yine de benim öngörümün ötesinde başarılı oldu. Ortaklarımızı ve çalışanlarımızı bu vesile ile tebrik etmek isterim.
■ İş hayatınızda pişman olduğunuz bir yatırımınız oldu mu?
Çok başarısız girişimlerimiz oldu ancak moralimizi bozmadık. Örneğin Marmara denizinde köpekbalığı ihracatı, borik asit projem vardı. Kağıt üzerinde her şey iyi görünmesine rağmen balıkçıların köpekbalığı avlamak istememeleri nedeniyle başarılı olmadı.
■ Çöpüne Sahip Çık Vakfı olarak hedefleriniz neler?
Kendimi bildim bileli doğa ve yeşil tutkunuyum. 2000'lerin başından beri ormanlarda, parklarda yürüyüş yaparken etraftaki çöplerden rahatsızlık duymaya başladım. Belli noktalara uyarı tabelaları yaptırarak, belediyeler ile görüşüp ufak çaplı temizlikleri teşvik ederek başladı çöple savaşım. Sonra gördüm ki, sorun daha vahim ve bu çalışmaları geniş kitlelere yayacak bir vakfa ihtiyaç var.
Çöpüne Sahip Çık Vakfı, 2015'te hayata geçti.
Bugün vakfımızın çalışmaları ile ulusal ve yerel televizyonlar, toplu taşıma araçlarında bulunan ekranlar, billboardlar üzerinden 45 milyon kişiye ulaşarak çöpün çöpe atılması, geri dönüştürülmesi ve azaltılması konularında farkındalık yarattık. 8 yaş grubu çocuklara yönelik olarak Çöpü Sıfırla kart oyununu tasarladık. Kocaeli'nde hayata geçirdiğimiz Çöpüme Sahip Çıkıyorum eğitimleri devam ediyor.
Hedefimiz çevrede çöp, yemiş kabuğu, izmarit atığı görmediğimiz, vatandaşların geri dönüşüm ve çöpün azaltılması konusunda bilinçle davrandığı bir dünya yaratmak. Hedef sıfır atık.
■ Toplumsal alana sunduğunuz katkılardan dolayı ödül aldınız...
Vakfı kurduktan sonra fark ettik ki, çöp konusu sadece Türkiye'de değil, dünyanın diğer ülkelerinde de sorun. İskandinav ülkeleri ve nüfusun daha seyrek olduğu ülkeler geri dönüşüm ve çöpün azaltılması konusunda oldukça ileriler ancak nüfus yoğunluğu olan her ülke çöp sorunu ile uğraşıyor.
Maalesef dünya okyanuslarının tümünde giderek büyümekte olan çöp adaları bulunuyor.
Biz görmesek bile attığımız her parça plastik bir şekilde dünyanın bir yerinde yüzlerce yıl çevreye, doğal hayata zarar vermeye devam ediyor.
Hatta bir çalışmaya göre; bizler de her yıl bir kredi kartı boyutunda plastiği su ve besinler yolu ile yiyoruz. Görüyorsunuz ki sağlık, iklim, doğal denge de etkileniyor. Vakıf olarak çalışmalarımızı küresel bir boyuta taşıyarak, benzer alanlarda çalışan kurumlar ile iyi uygulamaları paylaşıyor, işbirlikleri yaparak etki alanımızı genişletiyoruz.
Geçtiğimiz yıl Monaco'da Monaco Prensi; Ahlak, Çevre ve Davranış alanında bizi ödüle layık gördü.
■ Türkiye ekonomisine dair beklentiniz neler?
Şu an dünyada ve Türkiye'de bir ekonomik yavaşlama görüyorum.
Asya'da Çin'in, Avrupa'da Almanya, İtalya ve Fransa'nın yavaşlayan bir ekonomisi var. Yanı başımızdaki savaş, göç dalgaları, ülkemizi de menfi şekilde etkiledi. Ancak Türkiye'yi diğer ülkelerden ayıran husus; çok çalışkan bir iş gücünün, istikrarlı hükümetinin, yaratıcı bir iş dünyasının olması. Bu yüzden varlıklarda değer kaybı yaşamamıza rağmen bu, önümüze bir fırsat çıkarttı. Ve bu fırsatı da bazı yabancı yatırımcıların değerlendirmeye başladığını görüyoruz. Türkiye'ye yatırım için bir fırsat penceresi var.
TURKUVAZ MEDYA'YA TEŞEKKÜR EDİYORUM
■ 'Çöpüne Sahip Çık'ı yerelden globale uzanan bir vakıf haline getirme hedefi taşıyor musunuz?
Evet, atık ve atık yönetimi tüm dünyada giderek büyüyen bir sorun. Kalıcı ve sürdürülebilir bir atık yönetimi için, iyi uygulamaların küresel boyutta yaygınlaştırılması gerekiyor. Bizim de hedefimiz, Çöpüne Sahip Çık Vakfı'nın, yurt dışındaki adı ile Mind Your Waste Foundation'ın, küresel boyutta etki yaratabilen, strateji üreten ve uygulanmasını teşvik eden, kurumlar arasında katalizör görevi görerek iyi uygulamaları dünyanın her tarafına taşıyan bir vakıf haline gelmesi. Topyekûn bir savaş bu atığa karşı gerçekleştirdiğimiz.
Bizi izlemeye devam edin. Bu konudaki duyarlılığınız için gazetenize ve Turkuvaz Medya'ya da teşekkür ediyorum.
33 BİN OKUL SIFIR ATIK PROGRAMINA GEÇİYOR
■ Emine Erdoğan öncülüğünde Sıfır Atık Projesi hayata geçirildi...
Külliye desteğini çok gördük. Hanımefendi'nin çabaları sonucunda Türkiye çok önemli adımlar attı. Kamu sektörü ve belediyelerin müspet yaklaşımı ve desteği de önemli. 33 bin okul bu yıl sıfır atık programına geçiyor.
THY ve Turkcell gibi şirketlerimiz bu konuya sahip çıktı.
THY, kabindeki plastiği kaldıran ilk havayolu oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı'na da teşekkür ediyoruz. Bu konuda Emine Erdoğan önderliğinde gizli kahramanlar var. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr.
Huriye Martı'ya, Çevre Bakanlığı Müsteşarımız Mehmet Emin Birpınar'a ve Külliye'de diğer görevlerinin yanı sıra Sıfır Atık Projesi'ni başarıyla yürüten Sümeyra Kılıç'a teşekkür ediyorum.