Belirli sanatçı grupları arasında ucuz ve suni kahramanlık da diyebileceğimiz bir muhalif olma akımı var. Sadece dikkat çekebilmek, konuşulmak ve belirli bir kesime şirin gözükebilmek için birçok isim manasız tavır ve konuşmalar ile gündeme geliyor. İsimlerini tek tek yazıp prim vermeye gerek yok, o isimleri sizler çok iyi biliyorsunuz. Ancak hepsine söylenecek sözlerin bütününü sanatçı Uğur Işılak çok güzel özetlemiş. Sizlerle Işılak'ın 'muhalif sanatçı' kavramına tutunmaya çalışanlar için söylediklerini paylaşmak istiyorum...
MUHALEFET DEĞİL DÜŞMANLIK
'Son dönemde dillere pelesenk olmuş bir ifade kalıbı: Sanatçı, muhalif olmalı.
Altı boş, üstü boş, içi boş bir ifade kalıbı işte.
Şöyle deseniz anlarım:
Sanatçı; dikkatli, rikkatli, hakikatli olmalı... Sanatçı; meziyetli, haysiyetli şahsiyetli olmalı... Sanatçı; basiretli, ferasetli, cesaretli olmalı... Sanatçı; faziletli, mahiyetli, liyakatli olmalı... Bu özelliklerin iki tanesine bile sahip olmadan sadece ucuz bir muhalif olmakla sanatçılık taslayanı tanır bu millet.
Ayrıca devletin bölünmez bütünlüğüne göz dikenleri yücelt, milletin dinini, geleneğini küçümse, bizi biz yapan değerler manzumesine dil uzat, kendine benzemeyeni insandan sayma, sonra buna muhalefet de. Yok öyle yağma! Bunun adı muhalefet değil; olsa olsa düşmanlık.
Emperyalizmin mazlum katliamına, sosyalizmin soydaş katliamına, modernitenin zihin katliamına, pozitivizmin ruh katliamına, terörizmin sivil ve asker katliamına bir kere muhalif olun da görelim sizi." Yüreğine sağlık Işılak...
'SİNEMA SALONLARI ÜZERİNDE BÜYÜK OYUN OYNANIYOR'
Usta yönetmen Umut Ertek sinema salonları üzerinden oynanan oyunlara, manipülasyonlara dikkat çekti. Epey dertli olan Ertek, müthiş bir tartışmanın da fitilini ateşledi...
Ertek, "Dağıtımcı, yeterince salon bulamıyor, zaten aslında böyle bir derdi de yok maalesef. Dağıtım firmaları 'Ben paramı alıyorum, ne kadar çok film girip çıkarsam, dağıtım için o kadar kazanıyorum' diyor. İkinci ciddi sorun ise, salon tercihi bağımsızlığı... Salon diyor ki 'Ben bu filmi alırım, bunu almam. Bu film çalışır, bu film çalışmaz.' Sen nereden biliyorsun hangi film iş yapar?
Bu konuda uzman mısın? Bu zamana kadar bu yanlış, ülkemizin sinema kültürüne ciddi zararlar verdi ve vermeye de devam ediyor. İlk iki hafta, bence her film eşit kopya sayısı ile vizyona girmeli. Bu konuda adalet acilen sağlanmalı ve haksız rekabet son bulmalı. Yok efendim Amerika'nın bilmem ne filmi geldi, size fazla salon veremiyoruz! Biz böyle bir saçmalığı kabul etmiyoruz. Bana ne kardeşim elin Amerikalısının filminden, o film de girsin ancak benim filmimle aynı şartlarda, aynı kopya sayısıyla girmeli." Sizce Umur Ertek haklı mı?
'YADİGAR HERKESİN DİLİNDE'
İlkokul yıllarında TRT İstanbul Radyosu çocuk korosunda müzik macerası başlayan ve İTÜ Türk Müziği Şan Bölümü'nü dönem birincisi olarak tamamlayan Adile Kurt Karatepe'nin, 'Yadigar' adlı radyo ve TV programı herkes tarafından konuşuluyor.
25 yıllık bir radyo serüvenine sahip olan Karatepe; TRT Türk Halk müziği repertuarındaki gizli kalmış, unutulmuş, seslendirilmiş, kayıt altına alınamamış eserleri halka sunmayı görev edinmiş. Ayrıca TRT Müzik'te de 'Yadigar' isminde bir program hazırlayan Karatepe; eserleri aslına uygun yorumlayıp görüntülü şekilde kayıt altına almayı amaçlıyor.
EMEK ÖDÜLÜ ZAKOĞLU'NA
7. Anadolu Ödülleri'nde Yılın Başarı ve Emek Ödülü'ne tiyatrocu Metin Zakoğlu layık görülmüş. '
Her yerde tiyatro' fikrini kelimenin tam anlamı ile gerçekleştiren; evde, hastanede tiyatro çalışmaları olan Zakoğlu, daha çok ödül hak ediyor bence.