Halk TV sunucusu Özlem Gürses, parodi bir haberi gerçek sanıp yine gülünç duruma düştü. Gürses, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye aşı yapan Gülnaz Şırınga isimli hemşirenin, Bahçeli'nin canını yaktığı gerekçesiyle darp edildiğini ve tedavi altına alındığını söyledi, iyi mi?
*
Gürses daha önce de Çin'e doğru yola çıkan TCDD'nin ilk ihracat treninin Halkalı'dan geri döndüğünü iddia edip, espri yapmıştı.
*
Yıllar önce izleyici yorumlarını okurken Fatih Portakal gelen küfürlü mesajı geç de olsa anlamıştı. Gürses'in, kadının soyadını 'Şırınga' diye okurken bile yaptığı hatayı anlamaması enteresandı!
*
Gürses hata için özür diledi. Herkes hata yapabilir ama böyle efsane bir hataya imza atmak için farklı bir boyutta olmak gerekiyor!
*
Gürses kendini öyle kaptırmış ki "Gülnaz Şırınga, 'Neye uğradığımı anlamadım. Arkamdan gelen 4 kişi aniden sopalarla vurmaya başladı. Bir yandan da canımızı acıtanın canına okuruz diye bağırdıklarını söyledi" gibi parodi olduğu her cümlesinden belli bir açıklamayı gerçekmiş gibi anlatıyordu.
*
Gazeteci her söylediğini mantık süzgecinden geçirmeli, emin olmadığı bir olayı kesinlikle haber yapmamalı. '5 N, 1 K' gibi basit kurallardan bahsetmeme gerek yok!
*
Ancak son dönemde özellikle muhalif medyada oturduğu yerden Twitter haberciliği yapan, sahaya inmeyen, önüne düşen tweet'leri bile hiç araştırmadan gerçekmiş gibi anlatan gazeteciler türedi.
GÖNÜLLÜ TROLL MÜ?
Bir de Özlem Gürses gibiler, her olayda muhafazakârlarla dalga geçiyorlar, kendilerini çok zeki sanıyorlar. Uğur Mumcu, İlhan Selçuk gibi efsanelerden sonra muhalif basının düştüğü hale bakar mısınız? Kalite yerlerde sürünüyor! Halkla dalga geçip, parodi haberleri bile gerçek diye anlatıp muhalif olmanın ekmeğini yiyorlar.
*
Asıl trajik olan ise Özlem Gürses gibilerinin anlattıkları yalanlara inanan muhaliflerin sayısının fazla olması. Emin olun 'Gülnaz Şırınga' haberine inananlar hâlâ var. Çünkü bu kitle hep belli adreslerden haber takip ettiği için haberin yalan olduğunu da öğrenemiyor.
*
Peki, Gürses gönüllü 'trollük' yapıyor olabilir mi? "Yalan söyle, ortaya çıkmazsa ses çıkarma, çıkarsa özür dile geç. Nasıl olsa birçok insan bu yalana inanır!" diye düşünen gazeteciler ve sosyal medya fenomenleri olabilir mi? Böyle bir ihtimal var. O kadar çok yalan haber yapılıyor ki, gerçek ile yalan birbirine karıştı!
***
İMAMOĞLU'NUN YAPTIĞI DOĞRU MU?
İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kağıthane Gültepe Pazarı'nda vatandaşlarla, pazarcı esnafıyla buluştu.
Bazı vatandaşlar, İmamoğlu'nun pazarda yarattığı kalabalığa tepki gösterdi. "Korona yok mu size, hepiniz iç içe geziyorsunuz" diyen vatandaşa İmamoğlu, "Aynen sizin gibi geziyoruz" diye yanıt verince sosyal medyada muhalifler coştu.
"Nasıl laf çaktı ama", "Ekrem Başkan'ın halkla ilişkileri çok iyi ya, Karadenizli kıvraklığı da olunca pası gole çeviriyor", "Çok güzel kapak oldu ha ha" diye yorumlar yapıldı.
Evet, laf çakmış ama İmamoğlu'nun yaptığı doğru mu? Vaka sayıları düşsün diye milyonlarca insan evde duruyor, uzmanlar sosyal mesafe demekten sıkıldı. Çocukların, yaşlıların sokağa çıkması yasak ama İmamoğlu pazar pazar dolaşıyor!
Pazar zaten kalabalık, bir de İmamoğlu'nun ekibini ve onu görmek isteyenler bu kalabalığa eklenince vatandaş da doğru olanı yapmış "Korona yok mu size?" diye sormuş.
İmamoğlu ya da başka bir siyasetçi hiç fark etmez; kalabalığı artıracak, sosyal mesafeyi sıfırlayacak hareketlerde bulunmamalılar!
***
TELEFONLA KONUŞMAK YASAKLANMALI!
FRANSA Ulusal Tıp Akademisi, 'Toplu taşımada insanlar birbirleriyle konuşmaktan ve telefon görüşmesi yapmaktan kaçınmalı' diye bir açıklama yaptı.
Mantıklı bir uyarı, bizim Bilim Kurulu'nun niye aklına gelmedi?
Toplu taşıma araçları, zaten kalabalık olduğu için riskli ortamlar. İnsanlar özellikle telefonla konuşurken maskeyi çıkarıyorlar. Bu da virüsün daha hızlı yayılmasına neden oluyor.
Toplu taşımada telefonla konuşmak zaten insanları rahatsız eden bir davranış. Telefonla konuşmak yasaklanmalı ya da konuşurken maske çıkaranlara ceza yazılmalı.
***
EVSİZLERE BÜYÜK HİZMET!
ALMANYA'DA evsizlerin uyuduğu park ve diğer alanlara rüzgâr ve suya dayanıklı uyku kabinleri yerleştiriliyor.
Evsizler için hazırlanan ahşap ve çelik kabinler; soğuğa, rüzgâra ve neme karşı koruma sağlıyor.
Kabin içinde ayrıca temiz hava sirkülasyonu gerçekleşiyor. Güneş panelleriyle donatılan kabinler radyo ağına bağlanma özelliğiyle iletişim kurma olanağı da sunuyor.
Almanya'da donarak ölen evsizlerin sayısında artış var. Kabinler de bu sayıyı düşürmek için yapılıyor.
Almanya gibi ekonomisi güçlü bir ülkenin evsizlere kabin yapması trajik bir durum aslında. Çünkü ülkede evsiz insan sayısının 1 milyon olduğu tahmin ediliyor.
Türkiye'de ise evsizlerin sayısı ise 70 bin civarında!
***
HEDEF SIFIR SIĞINMACI
DANİMARKA Başbakanı Mette Frederiksen, ülkesinde hiçbir mülteciye sığınma hakkı vermek istemediğini açıkladı: "Ülkemize çok fazla mülteci gelmemesine özen göstermeliyiz, aksi takdirde sosyal uyumumuz bozulur. Zaten tehdit altında..."
Danimarka'da geçen yıl sadece bin 547 sığınmacı kaydı yapıldı ve buna rağmen tehdit altında olduklarını düşünüyorlar iyi mi?
Hedefleri sıfır sığınmacı! Sonra da demokrat, medeni geçiniyorlar!
***
ELEKTRİK BİLE KAÇAK!
HDP'nin Esenyurt ilçe binasında PKK'ya ait dokümanlar, afişler, bayraklar vs. ortaya çıkmıştı. HDP ile PKK arasındaki organik bağ tekrar deşifre olmuştu.
HDP binasında ayrıca dört yıldır kaçak elektrik kullanıldığı tespit edildi.
Elektriği bile kaçak kullanan sözde siyasi parti! Bari İstanbul'un göbeğinde kaçak elektrik kullanmayın!