CANER'LE ÖMÜR GEÇİREBİLECEĞIMİ ATİNA TATİLİNDE ANLADIM
Güzel oyuncu Müge Boz'un son bir yıl içinde hayatında büyük değişiklikler oldu. Basketbolcu Caner Erdeniz ile evlendi, ardından kızları Vina dünyaya geldi. "Film gibi bir aşk hikayemiz var" diyen ünlü oyuncu, değişen hayatını, evliliğini, karantina günlerini anlattı.
■ Müge, Caner ve Vina üçlüsünü nasıl anlatırsınız? Aramızda çok dengeli bir uyum ve eğlenceli bir elektrik var. Bazen ben yorgun ve negatif olduğumda Caner beni hemen uyarıyor ve kendime geliyorum. Caner huysuzlaştığında da ben onun moralini yükseltiyorum. Vina da bizimle çok uyumlu. Evde herkesin istekleri ve kendine zaman ayırdıkları süreler eşit. Sadece Vina'nın etrafında dönen bir hayatımız yok. Spor yaparken, yemek pişirirken, FaceTime da toplantıdayken hep bizimle.
VİNA BİZDEN OTURAKLI
■ Vina nasıl bir bebek oldu?
Enerjik olması herhalde benim ve Caner'in enerjik olmamızdan kaynaklanıyor. Ama Vina kesinlikle bizden daha aklı başında ve oturaklı birisi olacak. Bazen öyle bakışları var ki 'Ne saçmalıyorsunuz anne baba?' der gibi...
■ Kızınızla nasıl bir iletişim kurdunuz?
Evde huzursuz bir ortam yaratmamaya özen gösteriyoruz. Yüksek sesle konuşmuyoruz. Düşüncelerimizi her zaman olumluya çeviriyoruz ki Vina bunlardan etkilenmesin. Olumsuz bir şey olduğunda, mesela diyelim duygusallaşıp ağladım, bunu ondan saklamaya çalışmıyorum. "Şu anda biraz üzüldüm, üzülünce ağlayabiliyoruz, seni çok seviyorum, merak etme, seninle ilgili değil, büyükler böyle olabiliyor bazen" diye konuşuyorum onunla. Ona hep 'Sen sevgisin, sen mucizesin, sen aşksın, çok şanslısın'... gibi güzel titreşimi olan kelimeler söylüyoruz her zaman. Onu ne kadar çok sevdiğimizi her dakika söylüyoruz. Ve her şeyi açık ve net olarak paylaşıyoruz onunla.
■ Caner Bey size bebek bakımında yardımcı oluyor mu?
Çoook yardımcı oluyor. Bazı konularda ve seçimlerde benden daha iyi hatta. Altını değiştirmek, kıyafetlerinin seçimi, kişisel gelişimini destekleyici çalışmalar, banyosu; her konuyla yakından ilgileniyor ve çok severek yapıyor. Birçok sorumluluğu paylaşıyoruz. Ben Vina'yla ilgilenirken Caner kendine zaman ayırıyor, sonra da ben kendime vakit ayırıyorum. Burada erkeklere güvenmek de çok önemli. Hiç bir zaman ona gidip de "Bak altını yanlış değiştirdin, öyle mi yapılır, çekil ben yapacağım' gibi şeyler söylemiyorum. Herkesin kendi ebeveynlik tarzı var.
■ Eşinizle bir ömrü paylaşacağınızı ne zaman anladınız?
Atina'da tatildeyken anladım. İyi anlaşmamız, eğlenmemiz, hayata karşı bakış açımız, özgürlüğümüze düşkünlüğümüz, birbirimizi yargılamıyor oluşumuz... Birçok faktör var ama en çok da beni olduğum gibi kabul etmesi, sevgisini gösterme biçimi, ince ruhu ve güzel sevgi dolu kalbi...
■ Sevgili olduğunuz dönemde 'Vina' adlı şarkı sizi çok etkiliyor. Sonrasında çocuğunuza bu adı koymaya karar veriyorsunuz. Çılgın bir çift misiniz?
Evet, öyleyiz. Hayatı dolu dolu yaşamayı ve içimizden geldiği gibi filtresiz davranmayı seviyoruz. Vina ismini koyarken etrafımızdaki birçok kişi, 'Vida diye dalga geçecekler' dedi. İçimizden o geçmişti ve o anda yaşadığımız duygular çok yoğundu. Koymayalım diye aklımızın ucundan bile geçirmedik.
■ Doğuma kadar bebeğinizin cinsiyetini öğrenmediniz. Peki doğduğunda neler hissettiniz?
Ben anestezi altında doğum yaptığımdan pek bir şey hissedemedim, hayal meyal hatırlıyorum o anları. 'Vina'nın kız olduğunu öğrendiğimde 'şunu hissettim' diyemiyorum. Tabii ki kavuşma heyecanı ve onu görmek tarif edilemez bir duyguydu. Sanki onu çok öncelerden beri tanıyormuşum gibi, sanki hep bizimleymiş gibi...
■ Evlilik, ilişkinizi nasıl değiştirdi?
Evlilik ilişkimizi daha derinleştirdi, daha sevgi dolu korunaklı bir alan yarattı bana.
■ Müge Hanım, sağlıklı beslenmeye özen gösterdiğinizi biliyoruz. Hiç abur cubur yediğiniz olmuyor mu?
Sağlıklı şeyler yediğimde kendimi daha iyi hissediyorum ama arada kaçamak da yaparım. Yapacaksam bunu en iyisiyle yapıyorum. Bazen sorarım 'Bu pizza ne kadar iyi, kalori almaya değer mi?' diye. 'Abur cubur mu, fast food mu?' derseniz; fastfood derim. Abur cuburu 2-3 ayda bir yiyorum.
TÜM İNSANLIK GÜZEL ALIŞKANLIKLAR EDİNDİ
■ Salgın döneminde nasıl tedbirler aldınız?
Herkesin aldığı tedbirleri aldık. Zaten sağlıklı beslenmeye ve bağışıklık sistemine her zaman önem veriyorduk. Bu bizim için bir avantajdı. Temizliğe daha çok önem verdik, normalde kapı kollarını falan silmiyorduk deli gibi ve marketten aldığımız şeyleri yıkamıyorduk, kolonya da nadiren sürerdik. Bunlar hayatımıza girdi. Güzel alışkanlıklar edindik bence tüm insanlık olarak. Mesela annem dışarıdan gelen şeyleri hep silerek dolaplara koyardı, gereksiz titizlik gibi gelirdi bana. Ya da eve gelince misafire kolonya verme adetimizi çok demode bulurdum. Büyüklerimizin bildikleri varmış, değerlerimize tekrar dönmek çok güzel oldu.
IŞIKLARI KAPATMAMASI DIŞINDA EŞİMİN HER ŞEYİNİ SEVİYORUM
■ Eşinizle çok mutlu görünüyorsunuz. Hiç tartışmıyor musunuz?
Hararetli tartışmıyoruz. Caner zaten çok sakin birisi, sesini yükseltmez, kavga etmez. Benim ona göre daha çabuk parlayan bir yapım var. Ben de onunla daha sakin kalarak istediklerimi ifade etmeyi öğrendim. İlişkimizde herkesin özel alanına saygı duymak önemli, birimiz 'Ben böyle olmasını istemiyorum' dediğinde, diğerimiz 'Tamam nasıl istersen' diyor. Ha bir de beş tane diş macunu kullanıyoruz, herkes istediği yerden sıkıyor. Şaka bir yana genel olarak böyle davranıyoruz.
■ Eşinizin en sevdiğiniz özellikleri neler?
Özgür ruhlu ve kendinden emin olmasını, her şeye sevgiyle bakmasını, paylaşımcılığını, komik, esprili, hayat dolu cıvıl cıvıl olmasını seviyorum... Işıkları açık bırakması dışındaki her şeyini sanırım.
VİNA BANA DAHA SAKİN OLMAYI ÖĞRETTİ
■ Vina'nın doğumundan sonra hayatınız nasıl değişti?
Hayatta her şeyi kontrol edemeyeceğimizi öğretti bana öncelikle. Doğum hikayemi anlattığım Youtube videomda zaten bunu çok detaylı anlatıyorum. Biz istediğimiz kadar plan yapalım, ne olması gerekiyorsa o oluyor. Daha sakin ve huzurlu olmayı öğretti bana, odaklanmayı ve koşulsuz sevgiyi de...
BİZİMKİSİ FİLM GİBİ BİR AŞK ÖYKÜSÜ
■ Sizinkisi nasıl bir aşk hikayesi?
Bizimkisi bayağı film gibi bir aşk hikayesi. Bir sene önce başrolünde oynadığım 'Çat Kapı Aşk' ismindeki romantik komedi filmini çekerken "Umarım ben de böyle filmlerdeki gibi bir aşk yaşarım' diye dua etmiştim, oldu.
İLİŞKİYİ SÜRPRİZLER AYAKTA TUTAR
■ Birbirinize sürprizler yapmayı seviyor musunuz?
Sürpriz bizim için çok önemli. Ben sürpriz yapmayı da, yapılmasını da çok severim. İlişkiyi ayakta tutan önemli bir şey. Sporcu ile oyuncunun evliliği güzel oluyormuş valla, yoğunluklar çakışmıyor. Bazen Caner, bazen ben yoğun oluyoruz ve dengeleyebiliyoruz. Spor yapmak ve sağlıklı beslenmek, iki taraf için de önemli, bu çok rahatlatıcı. Caner aynı zamanda sanata ve kamera önünde olmakla da ilgili olduğu için beraber güzel işler çıkarıyoruz.