Maslak Uniq'te açılan BKM Mutfak'tayız... Önümde tadımı bekleyen bir sürü yemek, karşımda ise alçakgönüllü, bilgili ve yetenekli genç bir kadın var. O, bir aşçı, aynı zamanda da Uniq BKM Mutfak'ın genç patronu Berfin Erdoğan. Amerika'da aşçılık ve restoran işletmeciliği bölümünde okuyan Berfin, hepimizin yeteneğine, kalemine hayran olduğumuz Yılmaz Erdoğan'ın kızı. Büyümüş, 23 yaşına gelmiş. Tam da babasının kızı; babasının 10 yıl önce BKM Mutfak'ta harmanladığı yemek ve sanat iş birliğini burada büyütmeyi hedefliyor. Maslak Uniq'te açılan 300 kişilik restoranda; hem yemekler yenilecek, hem de gösteriler düzenlenecek. Kapılarını bu hafta açan BKM Mutfak'ta Erdoğan ile oturup yeni mekanı ve bu süreçte yaşadıklarını konuştuk...
GÖZ ÖNÜNDE OLMAK İSTEMİYORUM
Bu fikir nasıl ortaya çıktı?
Çok Güzel Hareketler Bunlar projesi öncesi, BKM Mutfak Çarşı'da, bir komedi kulübü kültürünü hayata geçirdik. Orası beş senedir faaliyet gösteriyor. Üniversiteye başlamadan önce, sahnede gerçekleştirdiğimiz potansiyeli, aynı sanatsal bakış açısıyla mutfağa taşımak niyetindeydik. Yemek ve sahneyi birleştirdiğimiz bir proje yapmak hayalimizdi. Ben de üniversiteyi bitirdikten sonra Türkiye'ye dönüp bu projenin üstünde çalışmaya başladım.
Hazırlık süreci nasıldı?
Her şeyi en ince detayına kadar düşünmeye çalıştık. Masadaki peçete, tuzluk, küllük; hepsini gidip Eminönü'nden kendim seçtim. 8 aylık bir süreçti. Köyceğiz'e gittik, ekip kuruldu... Mesela babam, "Hadi bakalım bahçeden patlıcanla bir şey yapın" dedi. Biliyorsun mottomuz; yapılmışı yapma, söylenmişi söyleme! O yüzden denenmemiş bir şeyi yapmak için başladık çalışmaya, sonra tattık, hep birlikte üzerine konuştuk. Üç şefimiz var.
Ünlü çocuğu olmak ne kadar zor?
4-5 yaşlarındayken babamla alışveriş merkezine gitmişiz, herkes babamla fotoğraf çektiriyormuş. Babama dönüp "Herkesin babasıyla fotoğraf çektirmek istiyorlar değil mi?" diye sormuşum. Ama bir süre sonra bu, normal bir duruma dönüştü. Göz önünde olmak tercih ettiğim bir şey değil, bu nedenle ona göre yaşamaya çalışıyorum. Çok da sınır koymuyorum ama bazı şeylere dikkat ediyorum.
BKM Mutfak'ta neler olacak peki?
Biz bir komedi kulübüyüz ama sadece bununla bitmiyor. Mutfak aynı zamanda BKM Sanat Okulu'nun aktif bir sahnesi. Mutfak Çarşı'da pişenler, burada sahneye çıkacak ve genç yeteneklerini keşfetmeye devam edecekler. Müziğin, komedinin, güzel yemeğin bir arada olacağı bir yer aslında. Babamın deyişiyle; sanatın mutfağı. Gösterilerimize Eser Yenenler'in tek kişilik kabaresi ile başlıyoruz. Haftanın neredeyse her günü sadece burada izleyebileceğiniz sürpriz gösteriler olacak. Merak edenler internet sitemizden takip edebilir.
Mönüde neler var?
Benim favorim başlangıçlardan, bizim değişimizle 'iştahlıklardan' tantuni taco. Mönüdeki başrol oyuncumsa; safranlı mantar çökertme.
Bir de sessiz mönü varmış...
Evet, yemek ve gösterinin aynı anda olduğu etkinlikler için Seyir Halinde Sessiz Mönü'müz var. Adından da anlaşıldığı gibi, bu mönüde misafirlerimize gösteri sırasında sahnedekilerin de dikkatini dağıtmadan keyifle yiyebilecekleri atıştırmalıklar sunuyoruz.
Her şey Köyceğiz'den mi geliyor?
Ekip olarak iyi yemeğin taze ürün ve doğru tariflerle yapıldığına inanıyoruz. Köyceğiz'den gelen, kendi yetiştirdiğimiz ürünlerimiz var. Şimdilik bütün ürünler köyden gelmiyor ama ilerideki hedefimiz bu. Taze yöresel ürünler tedarik etmeye çalışıyoruz; Siirt'ten pekmez, Hakkari'den bal, Antep'ten yağ gibi.
Yılmaz Erdoğan mönü için fikirler verdi mi?
Mönüyü şeflerimiz ve babamla birlikte oluşturduk. Çok fikir değiştirdik, çok denedik, en sonunda bu mönü oluştu. Sezonluk ürün kullanmaya özen gösterdiğimiz için mönüyü de ona göre oluşturacağız. Bu arada babam filmlerinde kullandığı eşyaları getirdi, burayı müze yapmak istiyor.
Mönüde hikayesi olan bir yemek var mı?
'Tatlım Tatlım' filminden esinlendiğimiz tatlı bölümü var. Ördekli börek var mesela adını esprili olsun diye bördek koyduk. Eğlenceli oldu.
Peki fiyatlar nasıl?
Fiyatları, sektör ortalamasında tuttuk.
AŞÇILIĞA OLAN İLGİMİ AİLEM BAŞTA HEVES SANDI
Babanız ya da anneniz küçükken sizin ne olmanızı istiyordu?
Her zaman sevdiğim işi
yapmaya teşvik edildim ama
kimse bunun aşçılık olacağını
tahmin etmiyordu. Ailemizde
yemek önemli bir yer taşıyor,
sürekli yeni restoranlar, yeni
tatlar deniyor, denediklerimizi
de uygulamaya çalışıyoruz.
Küçükken kurabiye yaptığım
fırın, kuzuya doğru giden bir
yol oldu. Ortaokulda anneme
bu işin tekniğini de öğrenmek
istediğimi söyledim ve birlikte
yemek kursları almaya
başladık. Ailem bunun bir
heves olduğunu düşünüyordu
yani 'aşçılık hobi olur ama yanında
bir şey okur herhalde'
gibi bir algı vardı. Sonrasında
üniversitede aşçılık okumak
istediğimi söylediğimde, onlar
da beni destekledi.
YABANCI BİR YEMEK KANALINDA BİR YIL, GÜNDE 14 SAAT ÇALIŞTIM
Size mutlaka oyunculuk teklifleri de gelmiştir...
Oyunculuğu merak ediyordum, doğal olarak deneyimledim;
'Organize İşler'de babamın kızını oynadım. Mutfak ekibinin
derslerine girdim, Çok Güzel Hareketler Bunlar'da skeçte
oynadım. Eğlenceliydi ama istediğim iş dalının bu olmadığını
anladım. Amerika'da aşçılık ve restoran işletmeciliği
bölümünde okudum. Üç ay New York'ta bir İtalyan restoranında
staj yaptım. Aşçı ve şef olmanın aslında farklı şeyler olduğunu,
her aşçının şef olamayacağını o zaman anladım.
Hangisi sizi daha çok heyecanlandırıyor?
Yemek işinin görsel tarafı, beni daha çok
heyecanlandırıyor. Yemek programları, yemek
fotoğrafları sürekli takip ettiğim konular. Bir yemek
kanalında çalışmayı çok istiyordum ve Food
Network'te asistan olarak işe başladım. Bir
yıl boyunca, haftanın beş günü 13-14
saat çalıştım.