Neredeyse birçok kişinin hayatının her bölümünde karşı karşıya kaldığı, istemeden de kendini pençesinde bulduğu ve bunu yaparken kendilerinden ödün bile vermediği bu rekabetçi modern zaman, göründüğü gibi değil. Bu yazımızda kişilerin her yerde ve her şekilde rekabet duygusunu ön planda tuttuğu bu modern dünyanın insanlara olan etkisinden bahsediyoruz...
TETİKLEYİCİSİ NEDİR?
Çevremizdeki insanların sürekli bir tüketim çılgınlığı içerisine girdiğini görürüz. Bu durum artık ihtiyaçları halletmekten çok bir yarış halini aldı. Kim daha iyi bir evde oturuyor, kimin arabası diğerinin arabasına göre daha havalı, kimin telefonu diğerininkine göre daha yeni vs.; rekabetler yalnızca normal yaşantıda değil, sosyal medyada da büyük bir problem haline geldi. Kişi artık yemekte yediği şeyleri dahi paylaşıp bunu bir statü meselesine dönüştürmekte. Bu durum çeşitli psikolojik sorunların tetikleyicisi olabiliyor ve onları kötü etkileyebiliyor. İnsanların ellerindeki imkanlarını ve sosyal medya hesaplarını amacının çok dışında yanlış kullanması, en belirgin tetikleyici durumlardan biri haline geldi. Negatif tutumların esiri olduk. Kişi, takipçisi olduğu kişinin yaşam standartlarından etkilenip bunu kendi karakterini ve imkanlarını hiçe sayarak kendine göre uyarlamak istiyor ve sorun da burada başlıyor. Bir zaman sonra takip ettiği kişi gibi olamadığını ve bu durumun onda bir çöküntü yaşattığını görmesi uzun sürmüyor. Kendince erişemediği bu toplumsal kalıplar onu depresyona kadar sürükleyebiliyor. Rekabetin iyi olanı kişiyi geliştirir ancak rekabet günümüzde çok başka bir boyut almış bulunuyor. Sosyal medya fenomenleri, kişileri belli kalıp ve markalara özendiriyor, bu durum rekabetin önünü açıyor. İnsanlar artık bir birey olduğunu unutup sanal bir dünyanın bireyleri haline geliyor.
NASIL AŞMAK GEREKİR?
İnternetle yakın arkadaş olduğumuzdan beri, birçok derdimizi, sorumuzu, mutluluğumuzu ve üzüntümüzü onunla paylaşıyor, buna karşı da beğeni ve ilgi bekliyoruz. Bundan bir an önce sıyrılmalı, daha somut ilişkiler kurmalı ve insanlar ile olan iletişimimiz daha doğal olmalı. Sosyal medya jargonundan kurtularak bu amansız rekabetten kurtulmanın ilk adımı atılabilir. En ufak şeyleri hesabımızda paylaşmaktansa, sevdiğimiz kişilerle bir araya gelip dertlerimizi onlarla paylaşmalı ve onların da sorunlarına bir dinleyici olarak yargılamadan yaklaşmalıyız.
ASTRO GÜNDEM
16 Şubat 1960 doğumlu ve Satürn'ü Oğlak döngüsünden geçen Prens Andrew'ün yarım kalan olayları gün yüzüne çıkabilir. '2020 gerçekten şifreleri çözüyor' dedirtirken, dünyaca ünlü liderlerin skandallarını da dünya ekranlarına taşıyabilir. Ay- Venüs 120'liğiyle beraber ülkemizde müzik alanında uluslararası boyutta başarı sağlayarak çıkış yapan kişileri konuşabiliriz.