Dört gün süren maratonla bir İstanbul Moda Haftası'nı daha geride bıraktık. İlginçtir ki moda haftamız zamanla daha keyifli olması gerekirken, bu sezon maalesef heyecansız, hatta sıkıcıydı desem abartmış olmam. Kabul etmek gerekir ki, büyük isimlerin takvimde yer almaması işin pırıltılı kısmını götürmüş. Defilesi olanlarda da yaratıcılık ve yenilik anlamında bir ışık olmaması maalesef koca haftayı uzun bir tekrarın içine sokmuş. Ne kadar olumsuzluklar olsa da, ortada çok büyük bir emek ve heyecan var. Bu dört gün boyunca aldığım notlarla sizin için moda haftasının bir özetini hazırladım...
KOLEKSİYONLARDAN...
DB Berdan, isyankar ve cesur tavrını asla bozmuyor. Marka; minyatür sanatçısı Murat Palta'nın 'Gods, Monster and Men' tablosunun Türk tanrısı/tanrıçası Umay Ana görünümlü karakterinden ilham aldığı koleksiyonuyla 'Artık bana buralar dar geliyor' diyor adeta. Zaten koleksiyon birkaç gün sonra Londra Moda Haftası'nda da görücüye çıktı.
Son dönemde iyi bir çıkış yakalayan Ceren Ocak'ın modern ve yalın çizgilerdeki derileri çok beğenildi. Stylingi en başarılı defilelerin başında geliyordu.
Raşit Bağzıbağlı'nın koleksiyonunda herhangi bir sürpriz yoktu ama defilesinde makyaj artisti Alev Karslı'yı görmek ve bu vesileyle verdiği 'Her bedendeki kadın için varım' mesajını çok sevdim.
Eda Güngör'ün M.O.F.C. markasının ve Meltem Özbek'in koleksiyonları, haftanın en sofistike defileleriydi.
Haftanın en merakla beklenen ve keyif veren defilesi ise ünlü edebi eser '1001 Gece Masalları'ndan ve masalın kahramanı Şehrazat'tan yola çıkılarak hazırlanan Mehtap Elaidi'den geldi.
KISA KISA...
Bu sezon sosyetik isimlerin fazla rağbet etmediği, TV yıldızlarının akın ettiği bir ön sıra vardı. Hangi ünlü kimden giyiniyorsa, o defileye gitti ve ön sıradan bol bol pozunu verdi. Ön sırada oturma kapışması fazla yaşanmadı. Bunda elbet, büyük bir sabırla çalışan PR'cıların payı büyük.
En büyük sorunların başında, defilelerin zamanında başlamaması geldi. En az 45 dakikalık gecikmeler yaşandı.
Moda haftamızda yeni bir türle tanıştık. Bunlar, defilelerin başlamasına dakikalar kala ön sırada gözüne kestirdiğine yaklaşıp "Buradan kalkar mısınız; İHKİB başkanı oturacak" diyen takım elbiseli beylerdi. Hatta biri bana da denk geldi. Numaralı bileti olan bir kişiyi başka biri gelecek diye kaldırmayı anlamak mümkün değil. Eminim İHKİB başkanının bile bundan haberi yoktur.
Giydikleriyle dikkat çekmek isteyenler, bu sezon daha cesurdu. Defileye davetli olmasalar bile bekleme bölümünde olmak, görülmek onlara yetiyor. Amaç gözleri üzerlerine çekmek, ilginç seçimleriyle fotoğraflanmak, belki bu sayede ünlü olma kapısını birazcık olsa da aralamak. Mesela bir ara tümü payetten kıyafetinin altına topuklu ayakkabı giymiş sakallı bir bey gördüm! Tavuskuşu kostümü giyen de gözlerden kaçmadı.
Dergilerin hafta boyunca verdiği partiler çok keyifli geçti. Yaz boyunca tatil nedeniyle görüşemeyenler buluştu, bol bol selfie'ler çekildi, hashtagler havalarda uçuştu ve tabii ki de moda haftasının gerçekleştiği Zorlu'daki mekanlar coştu.