Fashion Week Istanbul'un beşinci sezonu, bu yıl ilk kez görücüye çıkan Antrepo 1 ve 7'de gerçekleşti.
Yeni mekanı beğenenler olduğu gibi şikayetçi olanlar da az değildi. Soğuğa karşın ısıtıcıların yeterli olmaması, davetlilere zorlu anlar yaşattı. İçerisi de en az dışarısı kadar soğuktu. Gün sonu defilelerinin geç saatte olması da bir diğer zorlayıcı durumdu.
PR şirketleri bu sezon ekiplerini daha kalabalık tutmuşlar.
Bu da, uzun bilet kuyruğuyla kısa sürede başa çıkmalarını sağladı. Ön sırada oturma telaşı bu sene yaşanmadı.
Blogger sayısındaki artış ve sosyetik simaların azlığı dikkat çekti.
İŞTE NOTLAR
Ve gelelim gittiğim defilelerden aldığım notlara... Ne yazık ki bu yazıma cuma günkü defileleri dahil edemedim. Cuma gününden önemli detaylar, gelecek haftaki yazımda olacak.
İlk gün haftanın en merak edilen defilesi Raisa&Vanessa'ydı. Sason kardeşlerin markalarını yönetişi, Türk standartlarının üstüne çıktı. Koleksiyonlarını uygun tema ve şovla birleştirerek tam bir görsel ziyafet sunuyorlar. Birbirinden farklı dokuların ve renk paletlerinin dansı yine ritmik, yine kan kaynatan cinstendi. Raisa&Vanessa kadını şehirli, modern, asi ve dişi. Bu da koleksiyonun her parçasında görülüyor.
Yıldızlarımızın da en rağbet ettiği defile bu oldu. Azra Akın, Merve Boluğur, Çağla Şıkel, Burcu Esmersoy ilk aklıma gelenler. Yurt dışında ünlülerin yaptığı gibi bizimkilerin de çoğu jest yaparak tasarımcıların kıyafetlerini giyerek gelmişlerdi.
En şık olanı Eda Taşpınar idi.
'BEDENİNLE GURUR DUY'
Meltem Özbek, moda haftasının en beğendiğim isimlerinden biri oldu. Rock&Roll temalı koleksiyonda, tasarımcı ile özdeşleşen deri kumaş, bu sefer çok daha maskülen ve sert çizgilere sahipti. Siyah ve gri parlak peluşlar ile payetler, tasarımcının elinde, olabilecek en klas ve feminen formlara ulaşmıştı.
DB Berdan'ın verdiği mesajları ve mesajlarıyla koleksiyonun paralelliğini seviyorum. Eğlenceli ve genç koleksiyonunu 'Bedeninle gurur duy' diyerek sundu. Canlı renkleri, rengarenk printleri, hologram desenleriyle insanın içini kıpır kıpır eden bir koleksiyondu.
Lady Faith'in ipek ve kürkü bir arada sunduğu koleksiyonun hepsini alıp, bavulu toplayıp Courchevel'e gidesim geldi. Özgür Masur defilesi yine ünlülerin akınına uğradı. Bade İşçil ve Selin Demiratar, en şıklarıydı. Koleksiyonda sürpriz yok. Yine bilindik ve alışılmış, klas Özgür Masur kadını. Bakır ve lavantanın en güzel tonlarıyla tüm parçalar birbirinden şıktı.
Tasarımcı bu sefer daha yalın bir çizgide. Kumaşın ve kesimin ön plana çıktığı kıyafetlerde yumuşak tonların son dokunuşunu çok sevdim.
ÇIKIŞ NOKTASI KELEBEK
Merve Bayındır'ın şapka koleksiyonu çok beğenildi. Mavinin en keskin tonu kobalt, şapkaların iddialı formları ve sunumdaki başarılı styling gönülleri fethetti.
Özlem Kaya'nın 70'li yılların glam ruhuna göz kırpışı çok klastı. Lakin 2013 sonbahar-kış koleksiyonunda olduğu gibi yenilikçi ve özgün kimliğinden sıyrılıp satışa yönelik bir kimliğe bürünmesine üzüldüm.
Nedo by Nedret Taciroğlu'nun demi-couture elbiselerinin sunumu haftanın en iyilerindendi. Sosyetenin ağır topları, bu defileyi kaçırmadı. Çıkış noktasının kelebek olduğu koleksiyonun ismi de Kelebek Etkisi. Nedo kadınları romantik ve hayalperest. Minik çiçekler, manşetli danteller, üç boyutlu kristal işlemeleriyle tüm koleksiyon iddialı ve bir o kadar zarif.
Anne-kız Nedret Taciroğlu ve Yasemin Taciroğlu, moda haftasına Avrupai bir hava kattılar.
Umarım bundan böyle her moda haftasında Nedo'yu görürüz.
Mehtap Elaidi'nin koleksiyonu haftanın en iyilerindendi.
Tüm koleksiyon giyilebilir, rahat ve şık. Özellikle İspanyol paçalı pantolonların hepsine hayran kaldım. Kadife, saten ve organze kumaşlar; çizgili desenlerle birleşerek güçlü bir kadın silueti çiziyor.
Beyaz poplin gömlekler, bol volan ve abartılı fırfır detaylar; farklı kuplara ve yalın elbiselere hayat veriyor.