Komedyen ve avukat Miray Akovalıgil konuk olduğu Bi Başka Youtube kanalında hakkında yapılan yorumlardan ve kurumsal hayattan sahneye uzanan komedyen kimliğine kadar bilinmeyen birçok konuya ilk kez açıklık getirdi. Kasım ayında yeni stand up gösterisiyle sahnelere geri dönmeye hazırlanan Akovalıgil komedide hala çok az sayıda kadın olduğunu söyledi. Erkeklerin komedyen kadınlara karşı ön yargısını dile getiren Akovalıgil, "Sevgilisinin zoruyla gösterilerime gelenlerde görüyorum. Erkekler çok fazla kadınlar güldüremez ön yargısına sahip. Ama gösteriden sonra hepsi gelip özür diliyor" dedi. Uzun boylu kadınlara dair toplumda farklı bir bakış açısı olduğunu anlatan Akovalıgil, ergenlikten itibaren kendini kapattığını daha maskülen biri olduğunu ama kadınlığını sahnede keşfettiğini söyledi. Aynı zamanda sosyal medyadan kendisine gelen yorumları da paylaşan Miray Akovalıgil, "Sormadıkları sürece kadınlığımla bir sıkıntım yok. Ama komediye girdiğimden beri videolarda cinsiyetim sorgulanıyor. Kim bu kadın mı? Erkek mi? Travesti mi? Nedir ne değildir? Diye… En son bir videomun altına, bir hanım efendi "Kadın mı erkek mi bu lan?" diye yazmış. Demek ki bir farklılığım var dedim. Tabii ki bunu da gösterilerimde tiye alıyorum ama insanlar "Türkiye standartlarında değil, ne bu?" deyince ben de naçizane komedyen olarak kendimi, Canım kadınım ben göstereyim mi? derken buldum" dedi.
Yeni bir gösteri hazırlığındasın bizleri neler bekliyor?
Son gösterimi pandeminin ilk zamanları yapmıştım. Hatta Bodrum uçağından indiğimde bana "Miray Hanım pandemi diye bir şey var. Tüm gösteriler iptal edildi" dendi. Bir taraftan da avukatlık yapmaya devam ettiğim için öyle bir iş almışım ki zaten gösterilere yetişmem de mümkün değilmiş. Araya pandemi girince avukatlık işlerime yoğunlaştım. Ama şimdi tüm hazırlıklarımı yaptım. Ofisteki ortaklarıma da tüm diğer işleri yıktım. Şimdi online etkinliklerim başladı. Kasım ayında da sahnelere geri dönüyorum.
Kurumsal iletişim etkinlikleri de yapmaya başladın. Bu süreç nasıl gelişti ve geri dönüşü nasıl oldu?
Ben kendimi akışa bıraktım ve kendiliğinden bambaşka kapılar açılmaya başlandı. Pandemi döneminde hiçbir yere gidemeyince biletli online etkinliklere başladım. Bu etkinliklerde hafta sonları ilham veren konuşmamı yapıp, ardından da katılımcılarla soru cevaplar yaptığımız bir etkinliğe başladım ve çok sevildi. Bu konuşmalar tabii stand up değil daha çok motivasyon konuşması şeklinde oluyor. Konu her neyse ben kendi hikayemi anlatıyorum, sonra da prensiplerimi paylaşıp, yaptığımız soru cevaplarla dertleşiyoruz. Bu gösterilerden sonra şirketler ve kurumsal firmalar bu konuşmaları bize de yapar mısın demeye başladı. Böyle de olunca online şirket etkinliklerine başladık. Ama şimdi asıl kalben istediğimiz stand up sahnesine geri dönüyorum. Heyecanım büyük.
"HERKESİN YALNIZ OLMADIĞINI HİSSETMEYE İHTİYACI VAR"
Yeme bozukluğu üzerine yaptığın motivasyon konuşması da çok ilgi görüyor. Bunun hikayesi nedir?
38 yıldır uğraştığım bir yeme bozukluğum var. Çok hızlı kilo verip alırım. Bunun bincinde olarak bir yolculuk içerisindeyim ve bunu çözme sürecindeyim. Pandemide çok ciddi kilo aldım. 10 ayda 45 kilo aldım. Bununla rekorlar kitabında girebilirim. Pandemiye 68 girdim 118 kilo çıktım. Bu süreçten sonra çok büyük bir farkındalık yaşadım ve bu konunun hiç konuşulmadığını fark ettim. Aslında birçok bağımlılık gibi yemekte bir bağımlılık. Ama kimse de çıkıp, "Ben kötüyüm. Pandemide bana hiç iyi gelmedi" demiyor. Herkes sosyal medyada iyi yanını gösterme çabasında. Ben bu duruma bir baş kaldırı gibi bir video çektim. "Arkadaş pandemi berbat geçti. 40'tan fazla kilo aldım. Kendimi hiç iyi hissetmiyorum ama toparlayacağım" dedim. Buna çok büyük bir geri dönüş aldım ve herkesten "Ben de kötüyüm" lafını duymaya başladım. Ve fark ettim ki yalnız olmadığımızı hissetmeye ihtiyacımız var. Birisinin çıkıp kendi hayatını samimiyetle paylaşmasına ihtiyacımız var. Bu da bir şifalanma biçimiymiş. Bir süre sonra bunlar da yetmemeye başlayınca ilk yeme bozukluğuyla ilgili etkinliğimi yapmaya başladım. Baktım ki biletlere ve taleplere yetemiyoruz, her hafta yapmaya başladım. Akabinde kariyerde çok yönlülük dediğim, yani benim avukatlıkla komedyenlik gibi iki saçma dünyanın birleştiği bünyemle bunu nasıl yaptığımı ve başardığımı paylaşmak istedim. Bu 'Kariyerde çok yönlülük' etkinliğim de ikinci etkinlik konum oldu. Bu konu şirketlerin de çok etkilendiği bir konu oldu. Çünkü ne olursa olsun kurumda çalışan birinin mutlaka bir mutsuzluğu oluyor. "Aslında her şeyi bir arada yapabilirsin. Çalışırken de kendi mutlu edip geliştirebilirsin" dediğim bir etkinliğe başladım. İki konuyu da böyle özetleyebilirim.
"KOMEDYENLİK BENİM İÇİN HOBİDEN ÇIKTI MESLEĞE DÖNÜŞTÜ"
Peki senin kurumsal hayatla beraber sevdiğin başka bir alana yönelmen ne kadar zor, ne kadar kolay oldu?
Çok zor oldu. O kadar sancılı bir süreçti ki… Bir kere komedi benim için bir hobi değil, profesyonel bir meslek. 2015 yılından beri komedyenim. Hala çok yolum var ama git gide profesyonelleşiyorum. Yüzlerce kişiyle sahnede buluşuyorum. Artık bu iş bir hobiden çıktı bir mesleğe dönüştü. Ama bu da zorunluluktan oldu. Çalışırken bir yandan da bir hobiye ihtiyacım oldu ve kendimi oyunculuk kurslarında buldum. Oyunculuk kursundan bir arkadaşım Umut, "Gösterimde yer kaldı gelir misiniz?" dedi. Gösteriyi tiyatro zannederek gittik. Bir baktım Umut, BKM sahnesinde bir şeyler anlatıyor ve insanları güldürüyor. Orada sahneye çıkmayayım diye koltuğa tırnaklarımı geçirdim. Orada içimden sahneye çıkıp, Umut elinden mikrofonu alıp, "Ben güldüreceğim" demek geldi. O noktada kendimi genç yeteneklerin kendilerini göstermek istediği ve stand up yaptığı açık mikrofon gecelerine yazdırdım. Böylece Umut sayesinde benim hayatıma stand up girdi. Tabii ki avukatlığı ve komedyenliği beraber götürmek çok zor. Çünkü yepyeni bir kariyer inşaa ederken, maddi konforumda elimden gitsin istemedim. Ama komedide, hele ki sosyal medyadan reklam almazken, gelen teklifler etik olarak "Hayır" derken bir yerlerden de para kazanman gerekiyor. Zoraki olarak kendimi 24 saatin, 20 saatinde çalışırken buldum. Ama bunun da bana çok iyi geldiğini hissettim. Bunu da insanlar bilsin istiyorum. Aslında her şeye inanırsan yapabilirsin.
Avukatlık, komedyenlik, oyunculuk ve yazarlık kimliklerinden hangisi senin vitrinin ve vazgeçilmezin?
Hepsi benim. Bu ayrımı bir ara yaptım ve utanarak söylüyorum; komedyen kimliğimi tutmaya çalışırken avukat olduğum bir ara söylemekten utandım. Çünkü insanlar sana avukat gözüyle bakıyor ve bir süre avukat olduğumu sakladım. Ama sonra pandemide baktım ki bana para kazandıran şey avukatlık, nasıl utanırım böyle güzel bir meslekten dedim. Sonra baktım ki, avukat, konuşmacı ve komedyen Miray'ın hepsi benim. Hiçbirinin birbirinden bir farkı yok. Çünkü ben zaten duruşma salonunda da kendi sahnemi yaratıyorum. Hakime espri yapmaya çalışıyorum, dikkati çekmeye çalışıyorum, müvekkili ikna etmeye çalışıyorum… Orada da aslında yapmaya çalıştığım şey, hayatın içinde ben bir başrolüm. Her yerde de kendi başrolümü muhafaza etmeye çalışıyorum. Hepsinde böyle ve bence kaçırdığımız nokta bu. Ben başrolü oynuyorum, herkesi de başrolü oynamaya davet ediyorum.
"SOSYAL MEDYADA REKLAM YAPMAK RUHUMA UYMADI"
Senin yerinde başka biri olsa "Ne müvekkiliyle ne de davasıyla uğraşırım. Zaten sosyal medya gücüm var. Reklam alıp geçinirim" der. Ama sen bunu yapmadın neden?
Denedim ama olmadı. Çünkü ben çok çalışırım ve kolay para kazanmaya alışık değilim, bünyede durmuyor. "Bir tane posta 20 bin mi nasıl yani?" Dedim. Bazı işler denedim. Ama anlaşamadım. Çünkü reklamı getirdiklerinde bütün senaryoyu değiştirmek istiyorum o büyük bir kaos oluyor. Pandemide "Neymiş bu kadar ne varmış bu işte" diyerek kaydır al, tıkla al olayına girdim. Bir ay boyunca yukarı kaydırları yaptım. Çok güzel para var ama hayat, al bu yastığı paylaşa dönüyor. Ben böyle deliririm, bu benim için extrem basit bir şey dedim ve vazgeçtim. 1 ay denedim ve ruhuma uymadı.
Böyle ilkeli ve idealist fenomenlere alışık değiliz… Ama artık herkes tarafında da bu tavrın biliniyor değil mi?
Evet herkes biliyor artık. Ama şu an o kadar mutlu bir dönemimdeyim ki; ne olacak, ne gelecek demeden yaşadığım andayım. Bu kafaya da 38 yılın sonunda zor geldim. Bu yüzden tamamen akışta ellerimi açtım yarın başıma ne gelecek ve nasıl eğleneceğim diye bekliyorum.
"SAHNEDE BİR ERKEĞE YAPMADIĞIM İŞVEYİ, CİLVEYİ YAPAN BİR KADIN ÇIKTI İÇİNDEN"
Bir röportajında "Kadınlığımla 37 yıl sonra sahnede barıştım" demişsin. Bunun hikayesi nedir?
Çok büyüğüm ve uzun boyluyum. Otobüse bindiğinde bile bir yaratık muamelesi görebiliyorsun. 1.83 boyundayım bir de cüsseliyim… Böyle olunca saklanmaya ve içime kapanmaya başladım. Bu da bana maskülenlik getirdi. Avukatlığın da etkisiyle daha da fazla maskülen oldum. Sahneye çıktığımda ne oldu bilmiyorum ama içimden bir kadın çıktı ki; hayatımda bir erkeğe yapmadığım kuru, işveyi, cilveyi yapan bir kadın çıktı içimden. İçimde pullu payetli giymek isteyen, makyajı seven bir kadın varmış. Ben baya dişiymişim deyip bu sefer sahnede elde ettiğim dişiliği hayatıma entegre etmeye başladım. Ne saçma değil mi? Sahneden öğrendim kadın olmayı…
Yakın çevren bu anlamda seni hiç beslemedi mi?
Sen şimdi bakma böyle tatlı göründüğüme aslında ben öyle akıl da verilecek biri değilim. Herkesin kafasında "Miray'ın bir bildiği vardır ve onun işine karışılmaz" şeklindeyimdir. Bir de bu benim çok içimde, kendi kendime yaşadığım bir süreçti. Daha sonradan da kendimi keşfettim diyebilirim.
"SORULMADIĞI SÜRECE KADINLIĞIMDA BİR SORUN YOK!"
Şimdi kadın olmakla aran nasıl?
Sormadıkları sürece kadınlığımla bir sıkıntım yok. Komediye girdiğimden beri videolarda cinsiyetim sorgulanıyor. Kim bu kadın mı? Erkek mi? Travesti mi? Nedir ne değildir? Diye… En son videoma da bir hanım efendi "Kadın mı erkek mi bu lan?" diye yazmış. Demek ki bir farklılığım var dedim. Tabii ki bunu da gösterilerimde tiye alıyorum ama "Türkiye standartlarında değil, ne bu?" deyince insanlar ben de naçizane komedyen olarak, "Canım kadınım ben göstereyim mi?" derken buldum kendimi.
Bir süredir fark ettiğim bir şey var ki o da videolarında kullandığın dil giderek yumuşadı… Öyle mi?
Bunun fark edilmiş olmasına şaşırdım. Çünkü ben bunu çok soft yaptım. Önceki videolarımda o kadar agresif ve despot bir kadınmışım ki, ben rahatlayınca üslubum da yumuşamaya başladı.
Sen aynı zamanda yazmaya ve üretmeye devam ediyorsun? Peki bu yazdıklarını izleyecek miyiz?
Kısmetse neden olmasın? Bir şeyler yapıyorum ama biraz adım adım gitmek lazım. Şimdi stand up ve komedyen kimliğimi kendim benimsiyorum. Daha sonra da bu yazarlığın üzerine bir tık ne koyabilirimi görüp kendi yazdığım minik hazırlıklarımı değerlendiririm, neden olmasın?
"KOMEDYEN OLMAK İÇİN DOĞMUŞUM"
Peki komedyen olmak için doğmuşum diyor musun?
Evet diyorum. Çünkü çocukluğumdan beri yaptığım şey buymuş. Ama bunu hep bilmeden yapıyordum. Her ortama girdiğimde hep bir gırgır şamata modundayım ve hep "Ben neden böyleyim? Neden ablam gibi asil olamıyorum?" diyordum. Ama böyle yaratılmışım ve buna sahip çıkınca bunun güzelliğini görmeye başladım. İlkokulda ne yapıyorsam şu anda da aslında sahnede de, duruşmada da aynı şeyi yapıyorum. Hepsi de aynı Miray aslında…
Bekar ve başarılı bir komedyen ve avukat olmak nasıl bir durum? Gerçekten hayatında kimse yok mu?
Bu iş böyle, herhalde hepsine aynı anda sahip olamıyorsun herhalde. Benim de böyle gönlümü, kalbimi alan, hayran olduğum, yanında gururla durayım dediğim biri çıkmadı karşıma. Ne yapayım bekar bekar oturuyoruz böyle işte…. Ama keyfim çok yerinde, muazzam bir hayatım var kimse merak etmesin…
Hiç erkekler daha komiktir algısına maruz kaldın mı?
Sadece Türkiye değil dünyada böyle… Biz birkaç sayılı kadın, "Her işte olduğu gibi kadınlar da komedide olabilirin" savaşını veriyoruz. Biz şu anda o savaşı kazandığımız bir noktada değiliz. Daha o kapıyı açmaya gayret ediyoruz. Benim gösterilerime gelen bey efendilerin çoğu sevgilisinin zoruyla ve beklentisiz olarak gösteriye geliyor, bunu görüyorum. Ama hepsi gösteriden sonra gelip bana "Çok özür dilerim. Kadınlar güldürmez diye çok ön yargılı gelmişim. Çok eğlendim" diyorlar. Bunu çok yaşadım. Toplumda böyle bir durum.
"ERKEKLER FEMİNENLEŞİYOR, BEKLENTİLERİMİZİ KARŞILAMIYOR"
Kadın haklarını savunan erkek komedyenler, kadın komedyenleri ne kadar destekliyor?
Sevdiğim komedyenler var ama anlaşamadıklarım da var. Ben karşımdakinin cinsiyetine bakmadan iletişim kurarım. Ama normal hayatta olduğu gibi komedide de anlaşabildiğim insanlar var anlaşamadıklarım da var. Ben de kolay bir insan değilim, benle de anlaşamayanlar vardır. Kadın erkek demeden ne kadar çok sayımız artarsa komediye daha çok alan açılacaktır. Ama kadınlara da pozitif ayrımcılıkta bulunuyorum çünkü sayıca çok azız. Türkiye'de belki 10 belki de 20 standa up yapmaya cesaret eden kadınız biz. Buna cesaret edelim ki bu eşitlik biraz daha sağlansın.
Aklına bir içerik gelmediğinde ama içerik üretmek zorunda kaldığında ne yapıyorsun?
Canım evde Netflix karşısında film izleyip, kahve içmek istediğinde oturup zoraki olarak içerik yazdığım oldu. Ama yapmam gerekiyor çünkü takipçilerim benden bunu bekliyor. Benim de görevim ve işim bu. Gösterimin biletlerini satabilmem için bunu yapmam gerekiyor. Ama bunu disiplinle yaptıkça beni mutlu etmeye de başlıyor. Mesela bu hafta çok güzel bir video geliyor. Yine erkek olacağım. Konumuz da şu; Erkeklere o kadar çok görev, sıfat veriyoruz ki onlar da feminenleşiyor. Beklentilerimizi karşılanmıyor. Biraz kadın erkek taleplerini değerlendirdiğim ilginç kafalardayım. Bu yüzden güzel bir tipleme kafası geliyor.