Mindfulness da mindfulness... Bu kelimenin henüz tam Türkçe karşılığı yok. Yani sözlüğe bakarsanız var da, gerçek anlamını temsil etmiyor. Sözlükteki karşılığı 'dikkatlilik' ama mindfulness, sadece dikkatli olma durumu değil.
Peki nedir mindfulness? Geçen çarşamba günü yazmıştım ama yazıyı kaçıran ve konudan habersiz okurlarım için tekrar anlatmaya asla üşenmiyorum. (Bu yazı cumartesi günü çıkacaktı ama iki yazı günüm de ilanlara denk geldi...)
Efendim kısaca mindfulness; Uzakdoğu felsefesinden esinlenilen ve tıpta da yer alan bir akım. İçinde empati, kendini sevmek, kendine iyi davranmak, bütün etiketleri atmak ve en en önemlisi yaşadığın anda kendinde ve etrafında olanları oldukları gibi fark etmek (farkındalık), anda kalmak var.
ANNEN ARAYINCA AÇ
Yani şu dırdırdır durmayan zihnimizin sesinden kurtularak hayat amacımızı kaçırmadan, stressiz yaşamak, hayatın güzelliklerini fark etmek, iyileşmek... Meditasyon ise vazgeçilmez yolu.
Bu mindfulness'ın beden ve ruh sağlığımıza etkisi o kadar büyük ki, Time dergisi özel 'mindfulness' sayısı çıkarttı. Ben de sayıyı ele geçirip size içindeki bilgilerden aktarıyorum.
Efendim diyorlar ki; kendimizi iyi hissetmemiz ve mutlu olmamız için altı şeyi başarmamız lazımmış. İşte altı madde:
1. Ailenle, arkadaşlarınla, sevdiklerinle ve iş arkadaşlarınla sağlam ilişki ağı ve sağlıklı ilişkiler kurmak: Öyle annen arayınca 'Sonra ararım' diye kadını cevapsıza düşürmeyeceksin arkadaşım. Sevdiklerinin doğum gününü, hastalığını, kutlamasını falan ihmal etmeyeceksin. Övgüde de cimri olmayacaksın. Instagram'da kim kimi takip etmiş, kim kimi beğenmiş diye bakana kadar iki gram çevrenle ilgilen diyor yani.
BAĞIMLILIKLARDAN KURTUL
2. Her gününü anlamlı ve sağlıklı şekilde geçirmek: Yani işe gitsen de, gitmesen de gününe anlam katmak. Kendini bir işe yarar hissetmek. Artık sokak hayvanlarını mı beslersin, doğada yürüyüş mü yaparsın, güzel bir kitap mı okursun, yeni bi' şey mi öğrenirsin, çocuklarla mı ilgilenirsin bilemem. Öyle boş boş ekrana bakmak, yemek yiyip yatmak yok yani. Anlam, biraz anlam...
3. Hayatının maddi, manevi, cinsel ve üretkenlik bölümlerinin sağlıklı ve verimli olması: Biri eksik kalırsa puzzle eksik kalıyor yani. İş hayatında başarılısın ama evde yalnızsın... Eksik... Paran var, eşin var ama depresyondasın... Eksik...
4. Korku, endişe ve depresyondan uzak, olumlu düşünceler ve mutlulukla şekillenmiş sağlıklı bir zihinsel ve duygusal yapıya sahip olmak: Ohhh be! Tabii ya! Valla bunu biz de çok istiyoruz. Yapacağız inşallah canım.
5. Her türlü kötü bağımlılıktan uzak, sağlıklı beslenerek, egzersiz yaparak ve iyi uyuyarak beden sağlığını destekleyen bir hayat biçimine sahip olmak: Özet: Söndür o sigarayı, at kadehi elinden, gece 02.00-03.00'e kadar tweet atma, saatlerce dizi izleme, poponu kaldır spor yap, o cips paketini hemen yere bırak.
6. Toksinlerden, radyasyondan uzak, doğal afet tehlikesi taşımayan güvenli, sağlıklı bir yerde yaşamak: Oldu! Şimdi bu maddeyi biz istesek de başaramayız değil mi... Depremi var, seli var, 10 dakika yağmurda çöken yolu var, terörü var, manyağı var, otobüste tekmeleyeni var. Bu zor; bu bize zor.
Gördüğünüz gibi liste bu kadar sevgili okurlar. Esasen baktığında yapması kolay gibi ama değil. Şahsen ben, şu listeyi altıda altı tuttursam öldüm, cennete gittim zannederim. Bu mutluluk değil Nirvana!
Ve fakat böyle buyuruyor 'mindfulness' tavsiyeleyen elin insanları... Ama ben yine de olumlu düşünüyorum, hemen havlu atmıyorum. Yavaş yavaş da olsa listenin bir ucundan tutup uygulamaya başlayabilirim değil mi?
Misal; sağlıklı beslenmek, bağımlılıkları bırakmak (sigarayı bıraktım, bir daha dönmeyeceğim inşallah, amin), egzersiz yapmak, arkadaşlarım ve aileme daha fazla zaman ayırmak, her gün anlamlı bi' şey yapmak, olumlu düşünmek... Olur yani olur. 'İstersen dağlar dağlar, yerinden oynar oynar' değil mi canım...