Yüzlerce kişi, yeme-içme işlerinde uzmanlaşmak için Mutfak Sanatları Akademisi'ne (MSA) gidip eğitim alıyor. Birçoğu; ya kendi restoranlarını açarak ya da mevcut mekanların mutfaklarında çalışarak marifetlerini gösteriyor. Benim de MSA'nın workshoplarına katılıp birkaç çeşit yemek yapmışlığım var.
Şimdi MSA'cılar, Sakıp Sabancı Müzesi'nin içinde yeni bir restoran açtı. Adı, MSA'nın Restoranı. Kapıdan içeriye girer girmez, sizi önlüklü öğrenciler karşılıyor ve masanıza kadar eşlik ediyorlar. Heyecanları daha ilk anda hissediliyor. Samimi, içten ve mesafe koymadan tatlı tatlı muhabbet edebiliyorsunuz. Önünüzdeki servis kağıdının üzerinde bu projenin detayları yazıyor. Başlığında ise; 'Şu anda derstesiniz' yazılı.
Dünyanın dört bir yanından öğrencilere ilham veren yemekleri; öğrenci şefler ve eğitmenlerinin yorumlarıyla tadıyoruz. Geleceğin şeflerinin elinden çıkan lezzetler, Michelin yıldızlı şefleri kıskandıracak kadar lezzetli. Pancar raviolisi, kuzu kokoreçli tacosu, ıslak burger ve somon ceviche'sine bayıldım! Ama en çok da bu öğrencilerin heyecanına ortak olmak paha biçilmez bir deneyimdi.