TürkTelekom Arena'yı Galatasaray- Fenerbahçe derbisinde görme fırsatım oldu... Tartışmasız Türkiye'nin en iyi stadı... Atletizm pistinin olmaması ve tribünlerin sahaya dik yükselmesi bana İngiliz statlarını hatırlattı. Stadın akustiği de muhteşem. Galatasaray daha çok desibel rekoru kırar! Maçı, Ülker'in locasından izledim... Localar da iyi tasarlanmış. Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki gibi kopukluk yok! Localar bağımsız alanlara sahipler ama oturma planı seyirciyle iç içe maç izlemeye olanak tanıyor. Bu oturma planının tek bir dezavantajı var; o da benim gibi deplasmanda maç izleyince ortaya çıkıyor. Deplasmanda maç izleme deneyimim var ama Türk Telekom Arena'da baskı daha fazla. Bir Fenerbahçeli olarak, binlerce Galatasaraylı'nın arasında sessiz sedasız maç izlemek zor bir deneyimdi. Semih'in golünde ayağa fırlamak gibi stratejik bir hata yapıp tam kendimden geçmiştim ki, beni "Mevlüt içeri" lafı kurtardı.
KADINLAR EZİLİYORDU
Ülker locasındaki açık büfe, sıcak ortam vs. galiba beni fazla evimde gibi hissettirdi. Gelelim derbiye dair en berbat deneyimime... Maça giderken, Levent'e kadar metroyu kullandım. Dün Habertürk İstanbul ilavesinin manşetten verdiği olayların benzerini ben de yaşadım. Her yer bira kutusuydu, koridorlarda sigara içiliyordu. Alkollü taraftarların taşkınlıkları ve küfürlü tezahüratları iğrençti. Metronun içinde meşale bile yaktılar. Vagonların içine duman girdi. Tren yaklaşırken, izdihamdan az daha bazıları raylara düşecekti. Vagonların içinde de izdiham yaşandı. Bazı kendini bilmezler; ellerinde bira kutularıyla, ağzına kadar dolu vagonlara yüklendi. Kadınlar "Nefes alamıyorum" diye çığlıklar atıyordu. Eğer tren hareket etmeseydi, kesin bir facia yaşanırdı. Polis sadece stat çevresinde değil, metroda da önlem almalı.