GÜNAYDIN'ın gündeme getirdiği MESAM'daki şeffaflık tartışmasında, Arif Sağ'ın hakkında ortaya atılan iddialara yanıt vermesi gerektiğini yazmıştım.
MESAM'dan bir basın açıklaması geldi; sonra da Arif Sağ, Kelebek'ten Cengiz Semercioğlu'na konuştu.
Sağ, MESAM'da sekiz sene başkanlık yaptığı dönemde Orhan Gencebay'ın uzun süre yönetim kurullarında görev aldığını ve sonra ona başkan olması için destek verdiğini söylüyor.
Sağ, yaşanan anlaşmazlıkların temelini de şöyle özetliyor: "Orhan Gencebay hayata şöyle bakıyor; bir tarafta Türkiye'deki bütün eser sahipleri, yapımcılar var, bir tarafta da Orhan Gencebay tek başına." Anladığım kadarıyla Gencebay kendi kadrosunu kurmak istemiş ama buna Arif Sağ ve MESAM yönetimi izin vermemiş. Gencebay da istifa etmiş.
Sağ'ın, "Gencebay bir sene başkan kalacağına söz verdi ama sekiz ay fazla başkanlık yaptı" sözü ise MESAM'daki işleyişi ne kadar bozuk olduğunu gösteriyor. Elbette verilen söz önemlidir ama on binlerce insanın telif hakkının peşinde koşan MESAM'ın bir yönetmeliği yok mu? Başkanlık süresi belli değil mi? Elbette bellidir ama Sağ ile Gencebay kendi aralarında anlaşmışlar, sonra da bozuşmuşlar falan filan...
Sağ, "Sanatçılar haklarını alamıyor, devlet MESAM'a denetçi atasın" önerisine de şu yanıtı veriyor:
"Yılda üç-dört kere denetleniyoruz.
İç denetim var. Özel denetim kurumları denetliyor.
Bunun dışında bakanlık da denetliyor.
Bugüne kadar telif kurumlarında herhangi bir olay olmamıştır. Olamaz, mümkün değil." Arif Sağ gibi değerli bir sanatçı yalan söylemez herhalde.
Peki, MESAM yönetimi işini iyi yapıyor mu? Bu konuda da ekstra bir denetime ihtiyacı yok mu?
Sağ kendi ağzıyla söylüyor:
"Almanya 1.5 milyar dolar topluyor teliften. Türkiye'de dört kurumun topladığı para 60 milyon doları geçmiyor.
Mesela Yunanistan'ın telif geliri bizimkinin dört katı." Elbette teliflerin istenen düzeyde toplanamamasında kanunların yetersizliğinin de etkisi var ama yeni telif yasasından sonra gelirin artması gerekmiyor mu? MESAM ve diğer kurumlar işlerini iyi yapsalar, sanatçılar daha çok kazanacak!
Geçtiğimiz hafta 'MESAM hep aynı' başlıklı yazımda da belirttiğim gibi; bu kurumdaki tartışmalar, kavgalar bitmedi ve hiç de biteceğe de benzemiyor.
10 milyonluk Yunanistan, 80 milyonluk Türkiye'nin dört katı telif topluyorsa, MESAM ve diğer kurumlardaki herkes şapkasını önüne koyup düşünmeli!