"Kaplumbağa avlamış bir köpekbalığı gördük. Avını yemekle meşguldü. Çok büyük bir köpekbalığıydı. Arkadaşıma 'Bu köpekbalığını öldüreceğim' dedim. Arkadaşım bunun çok tehlikeli olduğunu, eğer kaçırırsam gelip köpekbalığının beni öldüreceğini söyledi, ben de peşini bıraktım..."
Bu açıklama Four Four Two dergisinden Ahmet Yavuz'a konuşan Galatasaray'lı Felipe Melo'ya ait.
Röportajda, "Bir daha kaleye geçmek istemiyorum", "Riera ile aramız eskisinden iyi" gibi bir sürü önemli açıklama var. Ancak röportajın en keyifli yeri, giriş bölümü. Yavuz; Melo'nun zıpkınla balık avı tutkusu ve babasıyla olan rekabetini kelimelere dökerken adeta ünlü futbolcunun fotokopisini çekmiş!
Melo'yu farklı yapan, köpekbalığını zıpkınla avlamayı isteyecek kadar arıza olması galiba!
Hep eleştiriliyorlar ama Melo gibi arızalar, futbola coşku ve heyecan katıyor!
Tüplü dalışla balık avlamamasını da Melo'nun karakter özelliklerine artı olarak ekleyebiliriz. Çünkü Melo rakibiyle mümkün olduğu kadar eşit şartlarda mücadele etmek istiyor. Denizde balık avlarken bile eşit şartları arıyor!
MELO VE BABASI
Röportajda beni en çok etkileyen ise Melo'nun babasıyla olan rekabeti ve babasının, kendisinden daha çok balık avlamasına kızmasıydı. Melo'daki kazanma arzusu ve savaşçı ruhtan etkilenmemek elde değil!
Melo "Bana inanan ilk insan babamdı. Daha yürümeyi bile bilmezken ayağıma futbol topu vermiş" diyor. O baba iki işte çalışmasına rağmen Melo'yu 50 kilometre uzaklıktaki antrenman sahasına götürmüş.
Röportajda etkileyici bir baba oğul hikayesi de var. Four Four Two'nun bu ayki sayısını kaçırmayın!