Sanat dünyası neredeyse her hafta bir şiddet haberi ile gündeme gelmeye başladı. Öyle olaylar yaşandı ki sanat camiasında, hepimiz 'Yok artık, bundan fazlası da olmaz' dedik ama daha beteri de oluyormuş, gördük Halil Sezai'nin yaşlı bir adamı dövdüğü videosunu izlerken. Romantik müzisyen imajı çizen Sezai'nin içinde meğer 'canavar' yatıyormuş. İzlerken insanın isyan edesi geliyor. Babası yaşındaki adama odunla, tekme tokat girişmek nedir? Yanına adam alıp ev basmak nedir? 67 yaşındaki birine bu eziyeti yapan benim için 'insan' falan değildir açıkça söyleyeyim. Bir de utanmadan hala sosyal medyasında dövdüğü Hüseyin Meriç'i kötülemeye çalışıyor 'yavuz hırsız' misali...
Sezai'nin bu videosu halkta büyük bir tepkiye yol açsa da sanat dünyasında durum öyle değil ne yazık ki. Her fırsatta toplumsal şiddeti eleştiren, kendini 'muhalif' olarak gören ünlü isimlerin büyük bir kısmı yine sessizliğe büründü. Bu şiddeti kendi dünya görüşlerine yakın olmayan 'ünlü bir isim' yapsa eminim yeri göğü inletirlerdi. Ama şiddeti gösteren Sezai olunca susmayı tercih ediyorlar...
Anlaşılan o ki Halil Sezai yıllardır başta sevenleri olmak üzere hepimizi kandırmış. Şiddet karşıtı paylaşımları ve söylemleri bir PR çalışmasından ibaretmiş... Muhalif kimliğe bürünerek sosyal medyasından insan, doğa ve hayvan haklarını savunan paylaşımlar yapması meğer içindeki canavarı gizlemek için bir maskeymiş. Ne diyelim takke düştü, kel göründü...
Özen bir süre sosyal medyadan da uzak durmalı
Eski eşi Selen Sevigen'in şikayeti üzerine hakkında üç ay uzaklaştırma kararı çıkan Gökhan Özen, bence bir süre sosyal medyadan da uzak durmalı. Neden mi? Sevigen'in sunduğu dilekçe basına yansıyınca Özen sosyal medyada kendini temize çıkarmak adına öyle ifadeler kullanmış ki, ben bile okurken bir kadın olarak incindim. Konu her ne olursa olsun iki çocuğunun annesine yönelik 'İçinin kötülüğü yüzüne vurmuş' ifadesini Gökhan Özen'e hiç yakıştıramadım. Ayrıca, kendisinin iddia ettiği gibi Selen'in onun üzerinden ünlü olmak gibi bir gayreti olduğunu da düşünmüyorum.
Öyle bir gayreti olsaydı medyaya çıkar açıklamalar yapardı. Ya da Özen gibi sosyal medya üzerinden sürekli paylaşımlarda bulunurdu. Bunların hiçbirini yapmadı Selen. Tam tersi sessizliğe büründü. Bence o sadece tahammül sınırlarını zorlayan diğer sabırlı kadınlar gibi son raddeye kadar bekledi ve hukuka sığındı. Doğru olan da buydu. Unutmayalım ki, iyi bir baba olmak; mutlu an fotoğrafı paylaşmak ya da ısmarlama çekilmiş gülücüklü videolarla ispatlanacak bir şey değildir. İyi bir baba olmak her şeyden önce çocukların annesine saygılı olmaktan geçer, yani 'fiziksel ya da ruhsal' açıdan kendini iyi göstermek adına karşı tarafı kötülemekten geçmez. Kaldı ki Selen Sevigen gördüğüm kadarıyla eğitimli, güzel ve kendi ayakları üzerinde duran üretken bir kadın. Ve iki kız annesi olarak çocuklarına sahip çıkan bir kadın. Umarım Gökhan Özen de bundan sonra kendine yakışır bir tutum sergiler ve adalete, kamu vicdanına karşı saygılı davranarak toplum için iyi bir örnek teşkil eder.