Uzun süredir Almanya'da olan Megastar Tarkan, eşi Pınar Dilek ve kızı Liya ile birlikte market alışverişine çıktı. Ünlü şarkıcı, bu fotoğrafı sosyal medyada, 'Liya'mızla market serüveni' mesajıyla paylaştı.
Normalde Tarkan da cepten bir tıkla alışverişini yapardı. Belli ki Tarkan ve ailesi de evde oturmaktan bunalmış, virüs riskini göze alıp pandemi sürecinin en kolay sosyalleşme yöntemi olan market alışverişine çıkmış.
Tarkan'ı anlıyorum; fiyat artışları, marketler arası büyük fiyat farkları, gramaj oyunları, sosyal mesafe, kasada bekleme gerilimi vs.; bu yasaklı günlerde markete alışverişi yapmak serüvene çıkmak gibi bir şey. Aslında bu serüvene birkaç markete gitmek, fiyat karşılaştırması yapmak ve aile için en doğru kararı verebilmek de diyebiliriz. Çünkü Tarkan'ın da belirttiği gibi bu bir serüven! Sürprizler ve tuzaklara dolu. Bazen ucuz diye gittiğiniz markette aldığınız bir ürün, en pahalı marketteki aynı üründen pahalı olabiliyor. Normalde ekonomik olsun diye aldığınız büyük boy ürünler, küçük büyük boy ürünlerin toplamından pahalı olabiliyor. Gramaj oyunlarına da dikkat! Her zaman aldığınız beş kiloluk şeker, deterjan, un vs. 4,5 kiloya inmiş oluyor ve siz bunu anlamıyorsunuz! Önce zam yapıp sonra indirim yapmış gibi etiket oyunları ise en büyük tehlike! Devir ekonomi devri, alışveriş listeni mutlaka bir-iki marketle karşılaştırın.
TARKAN RİSK ALDI
Aslında marketler, temel ihtiyaçların karşılanmasını sağlamanın ötesinde bireye ülkedeki refah seviyesinden pay aldığına ikna etme mekânlarıdır. Marketlerin güvenli ve konforlu ortamında sepeti, market arabasını doldurmak bireye hayatın yolunda gittiğini söyler. Hele markette küçük şımarıklıklar yapıp pahalı kaliteli birkaç ürün almak orta sınıfa güven duygusu aşılar. Bir baba için dolu market poşetleriyle eve girmek, mağara devrinde ateşi yakıp avladığı geyiği ailesiyle paylaşmak gibi büyük haz verir.
Özetle bu zorlu pandemi sürecinde risk alıp markete giden ve evine dolu poşetlerle dönen mega star Tarkan'a artık 'mega baba' diyebiliriz!
Yorma bizi Edis!
Ünlü şarkıcı Edis, "Ben toksik maskülenliğin karşısında duran bir erkeğim. 'Adam gibi adamım, şöyle erkeğim, böyle delikanlıyım' gibi yanlış söylemlerin karşısındayım. 'Erkekliğe ters' denilen giyim, dans, konuşma... Erkeklik çatısı altına sığdırılan bu kalıplara girmedim, girmeyeceğim" demiş.
'Toksik maskülenliğin', 'erkeklik çatısı' vs.; ne diyorsun Edis'cim? 'Maçoluk' ve 'ağır abi' de, geç git! Eğer müziğin yerine garip açıklamalarla dikkat çekmek istiyorsan yanlış yoldasın. Daha yolun başındasın! TV yarışmalarına katılacağın, jüri üyesi olacağın dönemde garip açıklamalarla dikkat çekersin!
Sen bari yorma bizi Edis. Müziğe odaklan, yap güzel şarkılar, mutlu et insanları.
The Godfather dönüyor
Yeniden kurguladığı ve bazı değişiklikler yaptığı 'The Godfather 3'ü yakında izleyicilere sunacak olmanın heyecanını yaşayan efsane yönetmen Ford Coppola, 'The Godfather' (Baba) üçlemesinin devam edebileceğini söyledi.
Coppola, serinin devamını yönetmekle ilgilenmediği belirtse de "Filmin hakları Paramount'da, devam filmi yapmakta özgürler" diyerek 'The Godfather' hayranlarını mutlu etti.
Paramount da "Doğru hikâye ortaya çıkarsa seri devam edebilir" açıklamasını yaptı.
'The Godfather' serisi sadece bir başyapıt değil, sinemanın yakın tarihini değiştiren bir kilometre taşı! 'The Godfather', daha sonra çekilen bütün suç ve mafya filmlerinin alfabesidir, genç yönetmenlere yönlerini bulmalarını sağlayan kutup yıldızıdır. Coppola geride öyle bir miras bıraktı ki, yerli mafya dizisi bile 'The Godfather'dan çok ekmek yedi.