Geçtiğimiz hafta, Hürriyet yazarı Uğur Cebeci'nin İran'da düşen özel jetle ilgili 'Kokpit, krizi doğru yönetti mi?' başlıklı yazısında; kadın pilotları suçlayan, cinsiyetçi bir yazı kaleme aldığını yazmıştım.
Cebeci, kadın pilot Melike Kuvvet'ten "...
Geçen yıl öğrenci pilotla Çorlu'da iniş sırasında pervaneyi vurdu.
FETÖ vs. damgaları yüzünden hayatı allak bullak olmuş, geçim sıkıntısına düşmüştü.
Aklı sıkıntılarından kurtulmuş muydu, bilmiyorum..." diye bahsetmişti. Uçağın kaptan pilotu Beril Gebeş'in ise 2007'de THY girip sonra istifa etmesine vurgu yapmış: "2013 yılında yeniden THY'ye girmek için başvuruyor. Ama başvuru için verilen görüşmeye gitmiyor.
Genellikle THY, pilotlar için en çok hedeflenen kuruluş. Giren, emekli oluncaya kadar uçuyor.
Nedensiz istifa eden, ayrılan çok az..." diye yazmıştı.
Ayrıca Cebeci'nin 'Uçak oto pilottan da atmışsa, iş jetini tutmak için ciddi güç gerekiyor' yorumu ve pilotların kadın ama teknisyenin erkek olduğu bilgisini üzerine basa basa belirtmesi vs. bence fazlasıyla cinsiyetçi bir yaklaşımdı. Cebeci, pilotlar hakkında 'Fiziki açıdan güçsüz olabilirler', 'Mesleki açıdan başarısızlıkları var', 'Kadın oldukları için duygusal problemleri işlerine yansıtmış olabilirler' gibi imalarda bulunarak hem cinsiyetçi, hem de uçağın teknik bir sorundan düşme ihtimalini düşük gösteren bir yazı kaleme aldığını yazmıştım. Yazıdaki bir diğer sorun ise kazanın nedeni belirsizken, kara kutu deşifre olmadan, Cebeci'nin kadın pilotlar hakkında iğneleyici ifadelerde bulunmasıydı. Benzer eleştiriler sosyal medyada da çıkmıştı.
CEBECİ'NİN İMALARI...
Dün Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, Cebeci'nin yazısını ele alan bir yazı kaleme aldı ve özetle şu yorumu yaptı: "Ben de yazıyı yeniden ve defalarca okudum.
Pilotların kadın, teknisyenin erkek olduğunun yazılmasının nedeni; uçağın sahibinin kadın pilot ve teknisyenlere güveniyor olması. Gördüğüm kadarıyla pilotlara cinsiyetleri üzerinden bir olumsuzluk atfedilmemiş ya da suçlama yöneltilmemiş.
Fakat ikinci pilot hakkındaki 'Aklı sıkıntılardan kurtulmuş muydu?' ifadesini spekülatif bulduğumu, ikinci yazısındaki 'Pasaklılık var' sözlerinin yargı içerdiğini söylemeliyim." Bildirici, özetle yazının genelinin 'cinsiyetçi' olmadığını düşünüyor ama benim eleştirdiğim noktalara o da dikkat çekiyor. Bildirici'nin spekülatif bulduğu ifade, bence yazıyı tek başına cinsiyetçi yapmaya yetiyor.
Öte yandan Bildirici'nin, Cebeci'yi bir-iki noktada dahi olsa eleştirmesini önemli buluyorum.
Medya dili ve etiği açısından dikkat çekici saptamalarda bulunan Bildirici; sadece Hürriyet değil, tüm medya için önemli bir rol üstleniyor.
Umarım Cebeci'nin yazısı medyadaki 'cinsiyetçi' erkek kafasının sorgulanmasına vesile olur. SABAH Okur Temsilcisi İbrahim Altay'ın 'Medyada kadın temsili artırılmalı' önerisi de medyadaki 'cinsiyetçi' yaklaşımın azaltılmasında faydalı olabilir.
Ancak sadece kadınlara karşı bazı ayrımcı kelimeleri kullanmamak, kadın çalışan sayısını artırmak da yeterli değil. Yazar, editör ve muhabirler; her haberde, her yazıda, 'Acaba ben bu metinde ayrımcılık yaptım mı? Cinsiyetçi ifadelerde bulundum mu?' diye 'double check' (iki kez kontrol) yapmalı.
Yıllardır medyaya hakim olan ve yer yer klişeye dönüşen 'erkek kafası' değişmeli.
Elbette bu hemen çözülecek bir mesele değil, Cebeci'nin yazısında olduğu gibi tartışarak, sorgulayarak doğruya ulaşmalıyız.