LEVENT TÜZEMEN
HIZLI YÜKSELİŞİN MİMARI BAŞKAN ÇELİK
Kayseri'ye yıllarca maç izlemeye gittim. Ancak sucuğu, pastırması, yağlaması, cıvıklaması ve çeşit çeşit mantısıyla ünlü olan şehri derinlemesine hiç gezmemiştim. Sabah Gazetesi İl Buluşmaları sayesinde, 6 bin yıllık geçmişi olan Kayseri'nin tarihi mekanları ile gizli güzelliklerini, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mustafa Çelik'in mükemmel evsahipliği sayesinde görme şansını buldum. Kayseri sevdalısı Başkan Çelik'in, şehir hakkında bize barkovizyonlarda sunulan tüm bilgilere kelimesi kelimesine hakim olduğunu gördüm. Kayseri'nin hızlı yükselişinin tesadüf olmadığını anlamak için Başkan Çelik'e bakmak yeterli.
KONAKLAR MUHTEŞEM
İnsanın ruhunu okşayan ve duygulandıran 'Gesi Bağları' türküsü kulaklarımda çınlarken, tarih kokan Hunat Medresesi'ne, Kurşunlu Cami'sine ve heybetli Kayseri Kalesi'ne hayran kaldım. Özenli bir restorasyonla ayağa kaldırılan Selçuklu Uygarlığı Müzesi'nde; 1200'lü yıllarda sağlık üzerine yapılanları soluksuz dinledim. Akıl sağlığı yerinde olmayan kişilerin, İngiltere'de o yıllarda 'İçlerine cadı kaçmış' gerekçesiyle yakılırken, Selçuklular'ın medeniyetinde tedavi edildiklerini öğrendim. Kayseri'nin kapalı çarşısının, İstanbul'daki rakibini kıskandıracak güzellikte olduğunu gördüm. Kayseri'nin mahallelerinde turlarken yüksek tavanlı tarihi evlerin ilk günkü zarafetiyle korunduğuna tanık oldum. Talas konakları tek kelimeyle muhteşemdi. Talas'ta yaşayan Ermeniler, hâlâ evlerine gözleri gibi bakıyor. Evlerini, şehri terk etmeden önce 86 yaşındaki Sarkisyan isimli bir kişiye emanet etmişler. Dönemin kabadayılarından olduğu söylenen Sarkisyan, bu evlere bakmak ve korumakla görevli. Zaman zaman Kayseri'ye ziyarete giden Ermeniler'in, evlerinin korunması için yüklü para harcadığını da öğrendim. Döner Kümbet ile Saat Kulesi'nin mimari güzellikleri göz alıcıydı. Geceleri Cumhuriyet Meydanı'nın ışıl ışıl halini görmenizi öneririm. Gelecek nesillere ışık tutan Bilim Müzesi'ni ayrıntılı gezmek için ise tam bir gün ayırmak gerekiyor. Tarihi Kayseri Lisesi'nde Milli Mücadele ile ilgili kurulan müzede, tarihe ışık tutan bilgilere ulaştım. Mesela milli mücadele döneminde 980'i subay, 36 bin 239'u er olmak üzere, toplam 37 bin 219 şehit verilmiş. Mondros Mütarekesi'nden sonra Türk tarafının elindeki cephane ise şöyleymiş: 200 adet sahra topu, 82 ağır top, bin 370 ağır makineli tüfek, 123 bin 191 piyade tüfeği.
154 SUNİ KAR MAKİNESİ
İnsanı doğasıyla büyüleyen, heybetiyle kucaklayan Erciyes Dağı'nı ve kayak tesislerini ise sona sakladım. 2 bin 88 metre ile 3 bin 400 metre arasında, zorluk derecelerine göre uluslararası standartlara uygun, birbirine bağlı 102 kilometrelik pistler, kayakseverlere hizmet veriyor. En son teknoloji ile donatılan güvenli mekanik tesisler, saatte 27 bin kişiyi taşıyor. Tek biletle gün boyu kayak yapılıyor. Tesisleri, büyükşehir belediyesi çalıştırıyor. Kar yağmadığında 154 adet suni kar makinesi ile kar yağdırılıyor. Eğitimli 25 arama kurtarma ekibi, kayak tutkunlarının güvenliği için sürekli devriye geziyor. Türkiye'nin en büyük kayak merkezi olan Erciyes'e dört şeritli otoban kalitesindeki yollardan gidiliyor. En önemlisi Erciyes; şehre 20 dakika, havalimanına ise 25 dakika uzaklıkta bulunuyor. Özetle; 6 bin yıllık tarihi ve son yıllardaki gösterdiği gelişimi ile Kayseri, Anadolu'ya rol model oluyor.
BÜLENT CANKURT
ERCİYES 'TE SUŞİ KEYFİ
SABAH gazetesinin geçtiğimiz yıl başlattığı il buluşmalarının bu seferki durağı, Türkiye'nin önemli sanayi kentlerinden biri olan Kayseri'ydi. SABAH Yazarlar Kulübü'nün bu çok ses getiren etkinliği; en çok benim gibi İstanbul, Bodrum, Antalya üçgeninden pek dışarı çıkamayan ülke cahillerine yaradı. Tıpkı Konya ve Samsun'da olduğu gibi; Kayseri'de de büyük şaşkınlık yaşadım. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'den bayrağı devralan ve daha da ileriye taşıyan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik'in de slogan haline getirdiği gibi; Kayseri, tam bir zenginlikler şehri.
BEŞ MEDENİYETİN İZİ VAR
Şehir; tarihiyle, doğasıyla, mutfağıyla, insanlarının gönlüyle zengin bir şehir. Adeta açık hava müzesi gibi olan Kayseri'nin Taksim'i Cumhuriyet Meydanı'nda, beş farklı medeniyetin izlerini görmek mümkün. Bin 500'den fazla tescilli eser, hâlâ ayakta. Sultanhanı, Şahruh Köprüsü, Cami-i Kebir, Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi, Arkeoloji Müzesi, Selçuklu Müzesi, Kent Müzesi ve Milli Mücadele Müzesi, kesinlikle görülmeli. Mantının ve pastırmanın ana vatanı Kayseri'de, herhalde 48 yılda yediğimden daha çok pastırma yedim bayıla bayıla. Kayseri mantısı başta olmak üzere; yağlama, yoğurt kebabı, orman kebabı, tas kebabı, kalbura bastı ve içli köfte de, şehre gelen turistlerin ilk denemesi gereken lezzetler arasında. Başkan Çelik; şehrin kayak merkezi Erciyes'i, Fransa'nın dünyaca ünlü kayak merkezi Courchevel veya İsviçre'nin St. Moritz'i gibi yapmak için kollarını sıvamış. 200 milyon Euro yatırım yapılan turizm master planlı Türkiye'deki tek kayak merkezi olan Erciyes; telesiyejleri, teleskileri ve teleferikleriyle belediye tarafından tek yönetimle yönetilen Türkiye'deki tek kayak merkezi. Saatte 26 bin 750 kişi taşıyan son teknoloji mekanik tesisler ile donatılmış merkezde 34 pist var. Pistlerin toplam uzunlukları ise tam 102 kilometre. Belediye, Erciyes'in turizm potansiyelini artırmak adına mevcut 11 otele ilaveten 22 otel inşaatı için arsa tahsis etmiş. Ancak bu projelerden yalnızca Magna ve Ramada Hotel hayata geçmiş. Erciyes'in bence en iyi oteli Magna'da önüme konan suşiler, beni benden aldı. Ulaşımı kolay, kar kalitesi iyi, pistleri uzun, üstelik ekonomik ve lüks olan Erciyes, kayak tatilinden hoşlananların kesinlikle aklında olmalı.
FUNDA KARAYEL
TÜRKİYE'NİN COURCHEVEL'İ
Bazı nedenler vardır, şehirleri özel kılar... Kayseri'de bu nedenler saymakla bitmiyor. Sokakları, insanı, tarihi, doğası, müzeleri, yemekleri ve daha nicesi... SABAH Yazarlar Kulübü'nün bu ayki durağı, zenginlikler şehri Kayseri'ydi... Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik'in önderliğinde, şehir merkezinden Erciyes dağının zirvesine uzanan keyifli bir gezi yaptık. Erciyes; kış sporları dünyasının büyüyen markalarından biri. Aynı zamanda kar kalitesi ve kayak pisti açısından sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en iyi kayak merkezlerinden. Avrupa'daki kayak pistlerine taş çıkaran piste ayak bastığım anda "Türkiye'nin Courchevel'i burası" dedim. ruslar'ın gözdesi Başkan Mustafa Çelik, dağa yaptıkları büyük yatırımların sonucunda, Erciyes'e giden kayakçı sayısının yüzde 40 arttığını söylüyor. Merkez, uluslararası organizasyonlara da evsahipliği yapıyor. Başkan Çelik, dünyanın pek çok yerinde fuarlara katılarak tüm dünyaya Erciyes'i anlattıklarını vurguluyor. Erciyes Dağı, uluslararası standarttaki pistleriyle daha nice büyük organizasyonlara evsahipliği yapacak gibi görünüyor. Erciyes'te sömestir tatilinde otellerde yer bulmak pek mümkün olmuyor; doluluk oranı yüzde 100... Erciyes'in markalaşma süreci, Kayseri'ye birçok yabancı turistin gelmesini sağlıyor. Özellikle son dönemde Ruslar'ın dağı çokça ziyaret ettiğini öğrendim. Rus turistler, iki gün Erciyes'te kayak tatili yapıp ardından Kapadokya'ya geçiyormuş.
KAR VOLEYBOLU
Erciyes, coğrafi konumu itibariyle dünyanın en merkezi konumdaki kayak tesislerinden biri. Sıkça tercih edilmesinin en büyük nedenlerinden biri bu. Havaalanında uçaktan indikten 20 dakika sonra kendinizi pistte bulabilirsiniz. Uzun yıllar kayak yapanlar, yeni bir merkezi keşfetmenin verdiği heyecanı çok iyi bilir. Ben de büyük bir heyecanla çıkıyorum piste... Son teknolojiyle donatılmış gondol ve mekanik tesisler, insanı Erciyes'in zirvesinde bambaşka dünyalara taşıyor. Erciyes; sadece kayağıyla değil, eşsiz manzarasıyla da ünlü. Hava da güzelse, bir kayakçı daha ne isteyebilir ki... Erciyes, tescilli snow kite bölgesi ilan edilmiş. O nedenle, etrafta uçurtmayla kayan board'cular görürseniz şaşırmayın. Hem kayıyor, hem uçuyor kite'cılar. Adrenalin peşinde koşuyorsanız, siz de mutlaka denemelisiniz. Erciyes, aynı zamanda üç yıldır Snowboard Avrupa Kupası ve snowboard dünya kupalarında dünyaca ünlü snowboard'cuları ağırlıyor. Bu yılki Snowboard Dünya Kupası, 3 Mart'ta gerçekleşecek. Erciyes'te kış sporlarında yeni trendler ülkemize getirilerek ilklere imza atılıyor. Merkez, bu yıl ikinci kez kar voleybolu organizasyonuna da evsahipliği yaptı. Erciyes'in temiz havası insanı acıktırıyor tabii, özellikle bütün gün kayak yaptıysanız iştahınız epey açılıyor. Gün sonunda sizi bekleyen Şahin sucuklarının harika barbekü partisiyle tüm yorgunluğunuzu unutuyorsunuz. Sucuk ekmek ve kar; gerçekten müthiş bir ikili! Böyle nefis partiler daha sık yapılmalı. Izgaranın üzerinde, sucukların dumanı tütmeye başlayınca ekipçe mutluluğumuza diyecek yok. Bir yandan ızgaranın sıcağıyla ısınıyoruz, diğer yandan sucukların üstüne bastırılan ekmeğin yağını hesap ediyoruz. Sucukların rengi dönünce, başlıyoruz mideye indirmeye... Bir-iki derken, üçüncü sucuk ekmeğini yiyenler bile oluyor.
JUMP AND FREEZE
Önümüzdeki günlerde Erciyes'te harika bir organizasyon gerçekleşecek. Redbull'un Jump and Freeze yarışmasında, 50 metrelik pistten kayıp rampadan uçarak en havalı atlayışını sergileyenler, bir jüri tarafından değerlendirilip ödüllendirilecek.
MEVLÜT TEZEL
KAYSERİ'DE MARS YÜRÜYÜŞÜ
SABAH Yazarlar Kulübü'nün bu ayki durağı Kayseri'ydi.
Uçaktan iner inmez, ülkenin en yüksek ikinci zirvesi Erciyes Dağı, tüm heybetiyle sizi karşılıyor.
Son dönemde kayak tutkunlarının neden Erciyes'i tercih ettiğini daha gidiş yolunda anlıyorsunuz...
Yeni geniş bir yoldan rahatça dağa çıkabiliyorsunuz, Uludağ'daki gibi trafik sorunu yok! Kayak pistleri ve tesisler ise modern ve kaliteli.
Kayseri, her köşesinde değişik uygarlıkların izlerini bulabileceğiniz, Anadolu'nun en köklü kentlerinden biri. Asur, Hitit, Frig ve Roma medeniyetlerinin izlerine rastlayabileceğiniz Kültepe, Alaeddin Keykubat'ın hanımı Hunat Hatun tarafından yaptırılan Hunat Hatun Külliyesi, Selçuklu mimarisin en güzel örneklerinden Sahabiye Medresesi, 600 yıllık bir geçmişi olan Güpgüpoğlu Konağı, içlerinde Hristiyanlığın ilk yıllarından kalma fresklerin bulunduğu onlarca kilisenin kalıntılarının yer aldığı Soğanlı Harabeleri, Kayseri Arkeoloji Müzesi vs.; kentin her yerinden tarih fışkırıyor. Türk tarihinin ilk akıl hastanesi olarak bilinen tarihi 1200'lü yıllara kadar uzanan Gevher Nesibe Şifahanesi'nde (Tıp Müzesi), dönemin atmosferi modern müzecilik anlayışıyla yansıtılıyor. Akıl hastalarının müzik ve su sesiyle nasıl tedavi edildiklerini bir film gibi izliyorsunuz.
Kayseri Belediyesi, Kültür Yolu diye bir uygulama hazırlamış; hem mobil, hem de harita üzerinde bu yolu takip edip görülmesi gereken her yeri rahatça bulabiliyorsunuz. Rehberimizden Kayseri Belediyesi'nin kendi bütçesiyle dünyadaki müzayedelerden Selçuklu eserlerini satın aldığını duyunca çok mutlu oldum.
İşte belediyecilik budur; Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik'i kutlarım.
Şehir merkezinde adım başı sucuk, pastırma ve mantı satan dükkanlar var, çoğu kargo yoluyla diğer illere de satış yapıyor ama fiyatlar İstanbul'la aynı! Elmacıoğlu İskender, Bereket Develi Cıvıklısı, Erguvan Cafe Restaurant, Gubate Restaurant ve Kahvaltı Evi gibi Kayseri mutfağını tadabileceğiniz birçok kaliteli mekan var.
JAPONLAR TRANSİT GEÇİYOR
Kayseri denince akla ilk pastırma ve mantının gelmesi bu kadim kent için talihsizlik aslında. Elbette yeme-içme kültürü de önemli ama bu tarihi zenginlik daha çok turist sayısını hak ediyor.
Zaten Kayseri esnafı da yabancı turistleri kente getirmeyen turizm ajansları ve rehberlerinden şikayetçi. Örneğin Japon turistler, Kayseri'den transit geçip Kapadokya'ya gitmemeli!
Basın gezimizde tarihi Kayseri Lisesi'ni de gezme fırsatı bulduk. İki cumhurbaşkanı (Turgut Özal, Abdullah Gül) ve birçok değerli devlet adamı ile sanayici çıkaran Kayseri Lisesi'nin tarihi binasını belediye güzel bir müzeye dönüştürmüş.
Sakarya Meydan Muharebesi'nde bütün lise son sınıf öğrencilerini şehit veren okulun tarihi ve Kurtuluş Savaşı çok iyi betimlenmiş.
Mars yürüyüşü yapmanın, kasırganın ortasında kalmanın nasıl bir deneyim olduğunu Kayseri Bilim Merkezi'nde yaşadım. Bir İstanbullu olarak TÜBİTAK ve belediyenin katkılarıyla hazırlanan bu bilim merkezini kıskandım. Çünkü mega kentte bu çapta bir bilim merkezi yok.
Kayseri'ye yolunuz düşerse çocuklarınızla birlikte bilim merkezine mutlaka gidin.
Kayseri aynı zamanda 2017'de 1.9 milyar dolar ihracat yapan bir sanayi merkezi. Yerli ve yabancı şirketlerin yatırımlarını SABAH'ın ekonomi yazarlarından ayrıntılı okudunuz. Benim dikkatimi çeken, kentin ekonomisinin iyi olmasının günlük hayata yansımasıydı. Kayseriler alışverişi seviyor; çarşılar, AVM'ler, yeme-içme mekanları dolu.
Kayseri tarihi zenginliği, zengin mutfağı ve Erciyes dağı ile mutlaka görülmesi gereken bir kent.
MERVE YURTYAPAN
BİLİM MERKEZİNDE UZAYA YOLCULUK
SABAH İl Buluşmaları'nın dördüncü durağı Kayseri oldu. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik önderliğinde şehrin tarihi güzelliklerine şahitlik ettik, şehir hakkında bilgi edinip müzelerini gezdik. Kayseri'de belediye gençlere çok önem veriyor. Gençlerin kendilerini geliştirmesi için eğitim ve bilim merkezleri açılmış. Bizim de ziyaret ettiğimiz Kayseri Bilim Merkezi'nde planeteryum seanslarında uzaya yolculuk yapabiliyor, kimyagerler eşliğinde uygulamalı etkinliklere katılabiliyorsunuz. Bilim merkezinde sanat atölyeleri de var. Bu atölyelerde yapılan faaliyetler hafta sonu ücretsiz. Öte yandan iki-üç günlük kamplar da yapılıyor ve isteyenler, merkezdeki çalışmalara katılabiliyor. Bilim merkezine giriş fiyatı da oldukça uygun; tam 4 lira, öğrenci 2 lira, üç kişilik aile için ise 8 lira. Okullarla merkeze geliş ise ücretsiz. Kayseri Bilim Merkezi'nin ziyaretçi sayısı da oldukça yüksek. Son bir yılda merkeze 120 bin ziyaretçi gelmiş. Belediye, öğrenciler için çalışma alanı da yaratmış. Kayseri Talas Amerikan Koleji de donanımlı, hayata hazır gençlerin yetiştirilmesi için eğitim merkezi haline getirilmiş. İngilizce ve Arapça derslerin verildiği okula öğrenciler, hafta sonları 10'lu gruplar halinde gelebiliyor. Kütüphanede ders çalışılıyor, testler çözülüyor, eğitmenler eşliğinde farklı dersler de veriliyor. Bu arada başarılı öğrenciler de unutulmamış. TEOG birincileri, merkezi yurt olarak kullanıyor.
TRAJİK AŞK HİKAYESİ
Şehrin en dikkat çekici yerlerinden biri Selçuklu Uygarlığı Müzesi, diğer adıyla Gevher Nesibe Medresesi ve Şifahanesi. Müzenin yapısının yanı sıra hikayesi de insanı çok etkiliyor. Bu medresenin yapılışının altında çok duygusal bir hikaye var. Abisi, Gevher Nesibe'nin evlenmek istediği kişiye savaşa gidip gelmesini şart koşmuş ancak Gevher Nesibe'nin aşık olduğu kişi, savaştan yaralı dönüp Nesibe'nin kollarında can vermiş. Buna dayanamayan Gevher Nesibe, dönemin çaresi olmayan hastalığı vereme yakalanmış. Yaptığından pişman olan abisi Nesibe'nin son isteğini yerine getirip bu medreseyi açmış. Gevher Nesibe; "Burası hem savaştan yaralı dönenlere, hem de benim gibi yaralı olanlara çare olsun" demiş. Burada dönemin tıp öğrencileri yetişmiş. Medresenin en etkileyici yerlerinden biri de akıl hastalarının bakıldığı bölüm. Hastalara, su ve kuş sesiyle terapi yapılıyormuş.
OĞUZHAN TORACI
63 ÖĞRENCİSİ ŞEHİT DÜŞEN TAŞ MEKTEP, MÜZEYE DÖNÜŞTÜ
SABAH Yazarlar Kulübü olarak il buluşmaları kapsamında bu kez medeniyetler beşiği Kayseri'deydik. Her köşesi, uygarlık kalıntılarının birbiriyle kucaklaştığı Kayseri, Anadolu'nun en köklü ve en eski yerleşim alanlarından birisi... Şehre aslında uygarlıkların derin izlerini taşıyan bir açık hava müzesi diyebiliriz. Sanayisi, Erciyes Kış Merkezi, üniversiteleri, gastronomisiyle yakaladığı başarıyla ülkemizin birçok alanda önde gelen şehirlerinden olan Kayseri'yi, yerli ve yabancı misafirler dört mevsim boyunca ziyaret ediyor. Şehri gezerken; 1893 yılında kurulduğu günden itibaren, Ermeni ve Rumlar'a yönelik kurulmuş olan Talas Amerikan Okulu ile rekabet eden Kayseri Lisesi'ni ziyaret ettik. İstiklal Savaşı devam ederken TBMM'nin hükümet merkezini Kayseri'ye taşıma kararı alması üzerine lise binası, TBMM toplantıları için hazır hale getirilmiş. Ancak Sakarya Muharebesi'nin kazanılmasıyla hükümetin Kayseri'ye taşınması kararından vazgeçilmiş. Okulun son sınıf öğrencilerinin tamamı eğitimlerini yarıda bırakıp cepheye gittiği ve muharebede şehit düştükleri için 1921'de okul mezun verememiş. Şehit düşen 63 öğrencinin hikayesi 'Taş Mektep' filmiyle beyazperdeye de uyarlanmıştı. 4 milyon liralık bütçeyle çekilen filmi Sadullah Çelen yönetmişti.
HEDEF YILDA BİN 200 ZİYARETÇİ
2016 yılında Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında yapılan protokol neticesinde; Kayseri Lisesi'nin iki katlı Taş Mektep olarak adlandırılan binası, yaklaşık 12 milyon TL'lik harcama yapılarak üç yılda ayağa kaldırılıp Milli Mücadele Müzesi olarak halkın ziyaretine açılmış. Bu özel müzeye 1.5 yıl içinde yaklaşık 150 bin ziyaretçi gelmiş. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik'ten edindiğim bilgiye göre; hedef, yılda 200 bin ziyaretçiyi ağırlamakmış. Merhum sekizinci cumhurbaşkanı Turgut Özal, 11'nci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, şair Behçet Kemal Çağlar, bilim insanı Jale Baysal gibi birçok önemli ismi yetiştirip Türkiye'ye kazandıran okulun müzesinde; bu isimlerin öğrencilik yıllarını gösteren, tahta sıralardaki balmumu heykelleri ile diplomalarının bulunduğu, kara tahtadaki televizyondan görüntülerinin gösterildiği sınıfı ziyaret ederek hatıra fotoğrafı da çektirdik. Müzede balmumu heykellerinin yanı sıra; şehit olan askerlerin diplomaları, o dönemki TBMM'nin meclis kürsüsünün birebir prototipi, daktilo, radyo, dürbün, fişeklik, asker armaları, asker kemer tokaları, asker mataraları, top mermisi ve çekirdeğinden oluşan koleksiyonlar da sergileniyor. Müze içinde çeşitli yerlere led ekranlar yerleştirilmiş. Özel seslendirmelerle hazırlanmış videolardan da hem müze, hem muhabere, hem de şehir hakkında bilgi edinilebiliyor.
BAŞKANLA TAVLA MÜSABAKASI
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, SA BAH yazarı Yavuz Donat'la tavla müsakabası yaptı. Kıran kırana geçen müsabakayı 5-3 Başkan Çelik kazandı.
İKİ ÖNEMLİ GAZETEYE EVSAHİPLİĞİ YAPMIŞ
KAYSERİ, Milli Mücadele döneminde Sebilürreşad ve Anadolu'da Yenigün gibi iki önemli gazeteye de evsahipliği yapmış. Mehmet Akif Ersoy'un başyazarlığını üstlendiği Sebilürreşad; Sakarya Muhaberesi sırasında Ankara tehlike altına girince Kayseri'ye taşınmış. Yunus Nadi Bey yönetimindeki Anadolu'da Yenigün de kağnılar eşliğinde 10 gün süren bir yolculukla Kayseri'ye ulaşmış ve 1 Eylül 1921'den itibaren 31 sayı boyunca şehirde basılmış. Sakarya Muhaberesi'nin zaferle sonuçlanması üzerine iki gazete de faaliyetlerine tekrar Ankara'da devam etmiş. Bunun yanı sıra, Cumhuriyet tarihinin ilk gazetelerinden Anadolu'da Ortodoks Sadası isimli gazete de Milli Mücadele Müzesi'nde teknolojik olarak sergileniyor. Yayın dili Osmanlıca olan gazeteyi taratıp dokunmatik özellikli bir led ekranda sergilemişler. Parmağınızı ekrana değdiğinizde bir büyüteç çıkıyor ve gazete üzerinde parmağınızı gezdirdiğiniz yerler Türkçe ya da İngilizce dillerine dönüyor.
ZİRVEDE SUCUK PARTİSİ
Erciyes Dağı'nın mis gibi temiz havasını soluyup acıkan SABAH yazarları için Şahin sucukları mangal partisi düzenledi. Dağın zirvesindeki parti, birbirinden renkli anlara sahne oldu