Masumlar Aparmanı'nın Neriman'ı Gizem Katmer, merak edilenlerini Sabah TV'ye anlattı. Geçtiğimiz haftalarda sanat yönetmeni sevgilisi Güçlü Aydoğdu ile nişanlanan 27 yaşındaki Katmer, "'Sakın evlenme, çocuk gelin mi olacaksın' diyorlar" diyerek sitemini dile getirdi. Evlenme teklifi aldığı anlardan da bahseden oyuncu, o anı ilk kez anlattı ve "Birbirimize aynı anda evlenme teklifi ettik" ifadelerini kullandı. İşte röportajın tüm detayları…
-Neler yapıyorsunuz biraz ondan bahsederek başlayalım…
Güzel gidiyor. Hayatımın en güzel yılları gibi hissediyorum. Masumlar Apartmanı final yaptı, sürekli arkadaşlarımı özlüyorum. Bir yandan da yaz geldi, tatil deniz filan güzel. İşte görüşmeler sürüyor, insan merak duyuyor ne olacak acaba diye.
-Masumlar Apartmanı dizisiyle yıldızın parladı desek yalan olmaz sanırım. Dizi de final yapmışken sorayım, geriye baktığında neler hissediyorsun?
İlk gelen duygu 'gurur' galiba. Çok şanslı hissediyorum, beni çok mutlu ediyor. Hiç olumsuz duygu yok, pozitif duygular var içimde. Hüzün de güzel bir duygu. Bir şeyi böyle en mükemmel şekilde tasarlamaya çalışsam tam olarak böyle bir şey olurdu herhalde. Böyle bir başlangıç olurdu kariyer yolculuğumda. Bu kadar güzel bir yerden başlayınca insan korkuyor sonrası için.
SETTE OLMAKTAN DAHA KEYİF VEREN HİÇBİR ŞEY YOKTU/ EVE GİTMEK İSTEMİYORDUM
-Hep güzel anılarını dinledik, Neriman'ı, Ege karakterini, keyifli set anılarını… ama içinde kalan bir olay, ya da kırgın kaldığın bir isim oldu mu?
Hiç olmadı. Hatta sahtekarca gelecek diye korkuyorum ama gerçekten hiç negatif bir şey olmadı. En azından ben hiç şahit olmadım. Kişisel olarak da hiç öyle bir şey yaşamadım. Setim bittiğinde gitmiyordum, Ezgi'leri izliyordum. Orada olmaktan daha keyif veren başka hiçbir şey yoktu. Hele ilk sezon… Her şey bir keşif süreci. Onları gözlemlemek hoşuma gidiyor. Gitmek istemiyordum eve.
-Çok iyi isimlerle birlikte çalıştın; Ezgi Mola olsun, Merve Dizdar olsun, Farah Zeynep Abdullah olsun… Oyunculuk kariyerine katkı sağladıklarını düşünüyor musun?
Hepsinden bir sürü şey öğreniyorum. Birer birer parçalar ayıklıyorum tabii ki. Öncesindeki hazırlık süreçlerini gözlemliyorum. Mesela ön hazırlığın çok önemli olduğunu zaten biliyordum ama dizi çok hızlı bir süreç, orada buna fırsat kalmaz deniliyordu. Ama orada benden çok daha yoğun çalışan arkadaşlarımın da her zaman ön hazırlık için vakit bulduklarını gördüm. Bunun mümkün olduğunu öğrenebildim.
-Neriman karakteri dizide olmasaydı "Masumlar Apartmanı"nda hangi karakteri oynamak isterdin?
Herhangi bir karakteri oynasaydım da oyuncu olarak da tatmin olabilirdim. Ama tabii ki en ilgi çekici rollerden biri Anıl rolüydü. Sınırları çünkü daha flu olduğu için, gerçekten daha uzak bir karakter olduğu için onu anlamaya çalışmak heyecan verici olurdu.
-Psikolojik olarak baskın olan bir işte oynamak seni yordu mu? Bundan sonraki gelen projelerde daha farklı işlere mi yönelmek istersin?
Kalıpsal olarak bir tercihim yok. Ne olacaksa içi dolu olmalı. Tabii ki zıt şeyler deneyimlemek bir oyuncu için daha önemli gibi gözüküyor ama ben zaten yolun daha çok başında olduğum için ne yaparsam yapayım benim için yine keyifli, yine ilk olacak. Hepsi beni heyecanlandırıyor.
-Bundan sonraki projeler demişken var mı görüştüğün işler, yeni sezonda ekranlarda görecek miyiz seni tekrar?
Sezon daha yeni bitti, görüşmeler yeni başladı. Net bir şey yok.
NERİMAN'LA ENERJİMİZ ÇOK FARKLIYDI
-Bir röportajında 'cici kız' imajından çıkmak istediğini dile getirmiştin. Hoşuna gitmiyor mu bu şekilde anılmak?
Çok hoşuma gidiyor. Bununla ilgili bir problemim yok. Ben Gizem olarak çok cici bir kız olabilirim, ama bu benim çok zıt bir karakteri oyuncu olarak canlandıramayacağım anlamına gelmiyor. Bu benim kendi enerjim. Neriman'la benim enerjim birbirinden çok farklıydı mesela. Onu anlatmaya çalıştım. Bunu bir de bana üniversitedeki hocam söylemişti. Bir oyunculuk hocasının böyle bir bakış açısı olması bana biraz sığ geliyor. Ondan muzdaripim. Yoksa tabii ki hoşuma gidiyor.
MAKYAJ YAPMAKTAN ÇOK SIKILIYORUM
-Set dışında bir gününü nasıl geçirirsin?
Aşırı spor yapıyorum. Çok hoşuma gidiyor. Onun dışında genellikle biraz evciyim. Bir de ben makyaj yapmaktan çok sıkılıyorum. Etkisini seviyorum ama yapma sürecinde bana fenalık geliyor. O yüzden evde olayım, bana keyifli geliyor.
'SAKIN EVLENME, ÇOCUK GELİN Mİ OLACAKSIN?' DİYE TEPKİ VERİYORLAR, ÇOK ÜZÜLÜYORUM!
-Evlilik yolunda ilk adımı da attın. Hayırlı olsun öncelikle. Nasıl gidiyor nişanlılık süreci?
Çok güzel gidiyor, çok mutluyum. Öncelikle ben 27 yaşındayım (gülüyor). Çünkü sokakta insanlar beni durdurup, "saçmalama, sakın evlenme, çocuk gelin mi olacaksın?" diye tepkiler veriyorlar. Çok üzülüyorum. Bir yolda ilerleyen bir insana bu kadar negatif bir şekilde yorum yapmak… Bir kere zaten çocuk değilim öncelikle.
AŞIK OLDUM, MUTLUYUM!
-Minyon bir yapın var ya, o yüzden öyle görüyorlar muhtemelen. Şu an bu konuda dezavantajını yaşıyorsun ama ilerde avantajını yaşayacaksın bence…
Ben şuanda da avantajımı yaşadığımı düşünüyorum. Sonuçta Neriman'da 18 yaşındaydı. Minyon olmak benim yollarımın onunla kesişmesine sebep oldu. Ama insanların aşırı reaksiyon göstermelerine şaşırıyorum. Sonuçta okulunu okumuş, kendi ayakları üzerine duran bir insan bu hani. Kendi düşünebiliyordur.
Yani aşık oldum sonuçta, mutluyum. Bir hayatı birlikte yaşama fikri beni çok heyecanlandırıyor. Yalnız hissetmemek, aynı zamanda istediğinde yalnız hissetmek. Kimsenin kimseyi sınırlandırmadığı, destek olduğu… Mutluyum yani.
DÜĞÜNÜMDE BİR ŞEYLER EKSİK OLSA DA OLUR, NE OLACAK Kİ?
-Düğün ne zaman, nerede olacak, hazırlıklar nasıl gidiyor, detayları ilk bizimle paylaş isterim…
Haziran sonunda düğün. Sayılı günler var. Ben çok heyecanlı ya da panik değilim. Her şey hazır değil ama o zamana kadar olur. Daha vakit var. Yaparız, hallederiz. Dert değil. O gün bir kutlama günü. Çok da büyütmeye gerek yok. Sevdiğimiz insanlarla beraber bir kutlama yapacağız. Bir şeyler eksik olursa da olur. Yani ne olacak ki?
-Aşık Gizem'de neler değişir, nasıl bir farklılık olur?
Aşık olunca herhalde biraz daha dışarıya vurumum arttı. Sevdiğini sürekli söylemek, sürekli sevildiğini duymak, sürekli yan yana olmak o ışıltıyı biraz daha büyüttü. Aşık olmak güzel ama önce insanın kendini sevilebilir bulması ve kendini seviyor olması gerekir. O yüzden sağlıklı bir ilişki yaşayabildiğimi düşünüyorum. Aşkı da güzel yaşıyorum, panik olmadan yaşıyorum. Biraz şifacı bir tarafım var bence, aşık olunca biraz o artıyor. Karşımdaki insana iyi geldiğimi gördükçe kendime de daha iyi geliyorum. O da bir Pollyanna havası yaratıyor bende (gülüyor).
BİRBİRİMİZE AYNI ANDA EVLENME TEKLİFİ ETTİK!
-Nasıl evlilik teklifi aldın peki?
Aynı anda evlenme teklifi ettik birbirimize. O çok özel bir an şimdi çok detay vermeyeyim ama ben ona evlenme teklifi etmeyi tasarladığım anda o da bana aynısını tasarlamış. Kendi teklifine o kadar yoğunlaşmış ki benim koyduğum ortadaki sürprizi görmemiş. "Ya görmüyor musun?" diyorum, "neyi?" diyor. O da panikle yakalandığını zannetmiş. Aynı anda evlenme teklifi ederken birbirimize yakalandık gibi oldu. Ama çok güldük, çok eğlendik.
KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ'Nİ KAZANDIĞIMI ÖĞRENDİĞİMDE YIKILDIM!
-Herkesin hayatında bir dönüm noktası olduğunu düşünürüm. Senin için var mı bir kırılma noktası?
Bence böyle bir tane dönüm noktası olmuyor. Ama Sapanca'da yaşarken çok mutsuzdum. Üniversitede İstanbul'a gideceğim diye kafaya takmıştım. Sonra oyunculuk sınavlarına girdim. Hepsine İstanbul'da girdim, hocam Kocaeli Üniversitesi'ne de gir diye çok ısrar etti. Ben de, "hayır istemiyorum orada okumak, İzmit'te kalmak istemiyorum" diyordum. Ama en azından sınav tecrübesi olsun diye girdim. İstanbul'dakileri yedekten kaybettim, Kocaeli Üniversitesi'ni kazandığımı öğrendim, yıkıldım. İstanbul Üniversite'sinde de Antropoloji bölümünü kazanmıştım. Ben İstanbul'da olmak için oyunculuk hayalimden vazgeçme fikrindeydim. Hocam dedi ki, "4 seneyi daha burada geçirmek mi, yoksa hayatın boyunca mutsuz olacağın bir iş yapmak mı sence?" O bir sarstı beni. Onu düşündüm, kaldım Kocaeli'de. Çok zordu, hiç istemedim ama oyunculuk okumak için okudum. Orada doğru karar verdiğimi düşünüyorum.
KISA SORULAR
-Karşı cinste ilk dikkat ettiğin şey genellikle ne olur?
Artık hiç dikkat etmiyorum desem (gülüyor). Biraz boy takıntım var, ben kısa olduğum için. Hep böyle boylu poslu olma durumu beni etkiliyor. Bir de eller.
-Bana o kelimeyi kullanmasın, küfür etse bile daha iyi dediğin bir kelime ya da cümle var mı?
Abartma. Abartmıyorum zaten (gülüyor).
-Hayatından neyi çıkarırsak geriye hiçbir şeyin kalmayacağını düşünürsün?
Hiçbir şey ya. Böyle bir şey yok bence. Hiçbir şeyin yerini dolduramayacak bir şey yok bence aile dışında.
-Ağzına asla sürmediğin, "kokusuna bile tahammül edemem" dediğin bir yiyecek var mı?
Ciğer. Sakatat, ciğer çok kötü.
-Kendini güzel buluyor musun?
Buluyorum ya. Baktığım zaman hoşuma gidiyor.
-Kıskanç biri misin?
Arkadaşlarıma karşı evet, çok. İlişkide hiç değilim. Eğer o güven yoksa bir ilişki yaşamıyorum zaten. Güveniyor olmam lazım.
-Şıpsevdi biri misin?
Yok ya değilim.
-Cimri biri misin?
Değilim ama tutumlu olmak zorundayız bence. Dikkatli harcama yapıyorum.