Emir Elidemir, Bi' Başka'da aşçılığa başlama serüveninden bahsetti. Oyunculuk yapmayı düşünmediğini söyleyen Elidemir, Amerika'da çalıştığı dönemde şefiyle yaşadığı bir anısını anlattı: Ben New York'ta çalışırken işe gitmeden önce her sabah 1-2 saat spora gidiyordum. 12 saat de mesaim oluyordu. Justin adında bir şefim vardı. Bir gün beni kapıda kolumdan tuttu "Karar vermen gerekiyor. Şef mi olacaksın, model mi olacaksın?" dedi. Ben de "İkisini birden yapabilirim şef" dedim. O da "Hayır, bundan sonra spora gitmeyeceksin" dedi.
MasterChef'ten elendikten sonra hayatında neler değişti? Gelen tepkiler nasıl?
Yarışmada 6 ay boyunca bir evde kaldık. Dışarı çıkamıyorduk. Şimdi koronavirüs dolayısıyla da yine evlerdeyiz. O yüzden elendiğimin çok farkına varamadım. Kısıtlamalar sona erdiğinde daha iyi anlayacağım farkı. Ama sosyal medyada bizlere karşı oluşan ilgiyi başta yadırgamıştım. Sonradan alıştım. Hayatımda çok büyük bir değişiklik yaşanmadı. Sadece yarışma stresiyle yemek yapmıyorum artık.
Yarışmadan sonra gelen ün ve tanınırlık psikolojik bir baskı yarattı mı üzerinde?
Her yaptığınız hareketi birileri görüyormuş gibi hissediyorsunuz. Bu da değişik bir his. İnsanı bazen biraz bunaltıyor. Yurt dışına gidebilmek istiyorsunuz bazı zamanlarda daha rahat olabilmek için. Ama aynı zamanda güzel de bir şey, insanlara karşı bir sorumluluğunuz oluyor. İyi bir şekilde çevrenize etki etmeye çalışıyorsunuz.
"KÜÇÜKKEN ANNEME WAFFLE YAPARDIM"
Yarışmada gördüğümüz kadarıyla yemek yapmaya gerçekten gönül veren birisin. Aşçılık hikâyen nasıl başladı?
Küçükken anneme waffle yapardım, makarna yapardım. Lisede Anadolu lisesine gittim. Daha farklı alanlarda mezun veren bir okuldu. Ben de arkadaşlarımın ve öğretmenlerimin etkisiyle hiç gastronomiyi düşünmemiştim. Ta ki annem araya girene kadar. Annem gastronomi okumamı çok istiyordu, beni hep destekledi. Bu sayede ben de gastronomiyi tercih ettim. Normalde ben ileride bir kurs almayı düşünüyordum, hobi olarak yapmayı planlıyordum. Sonra annemin desteğiyle adım attım, mesleğim haline getirdim. İyi ki de yapmışım. İnsanın sevdiği işi yapması çok önemli bir şey.
Birçok farklı ülkede çalıştın. Yarışmada uluslararası mutfakta ne kadar iyi olduğunu tabaklarınla gösterdin. Türk mutfağında biraz zayıf kaldın. Türk mutfağıyla ilgili bir eğitim almayı düşünüyor musun?
Türk mutfağında zayıf olduğum için de girmiştim aslında yarışmaya. Çünkü rekabet gerektiren bir platformun içine girdiğinizde aynı zamanda gelişiyorsunuz. Her insanın farklı farklı kuvvetli alanları oluyor ve herkes birbirinden bir şey öğreniyor. Türkiye'nin en iyi şeflerinden birkaçı size rehberlik ediyor. Onlar sizi eleştirdikçe gelişiyorsunuz. Ben bu 6 ayı aynı zamanda gelişme adına da kullandım. Ve Türk Mutfağına dair çok güzel şeyler öğrendiğimi düşünüyorum. Türkiye'nin çeşitli şehirlerini gezdim ve gördüm. Yemek kültürlerini daha iyi anlamış oldum. Çok büyük bir eksikliğim kalmadı. Sadece bilgilerimin üzerine koymam gerekiyor. Belki ufak ufak stajlar yapabilirim. Aşçılıkta hiçbir zaman yeterli seviyede olamazsın, her zaman üzerine koyman gerekir.
"SEN BENİM ŞAMPİYONUMSUN"
Geriye dönüp baktığında kendini hangi noktalarda eleştiriyorsun? Keşke yapmasaydım veya yapsaydım dediğin şeyler var mı?
Var. Programa ilk girdiğimde üzerimdeki stres oranı çok yüksekti. Aniden sosyal medyada bir patlama oldu. Üzerimde bir baskı oluştu. İnsanlar "Şampiyon, şampiyon" mesajları atıyordu. Ben kendime güveniyordum. Gerçekten güçlü bir yarışmacıydım ve şampiyon olmayı istiyordum. Ama yine de dışarıdan küçük çocuklardan gelen "Sen benim şampiyonumsun" mesajları ister istemez bir baskı altına soktu beni. Elenme konusunda ve başarısız olma ihtimaline karşı bir kaygı oluşuyor içinizde. Bu yüzden başlarda sinirli davrandım, tartışmalara girdim. Bunların olmasını istemezdim çünkü beni yansıtmıyor. Sonradan kendi stabil halime döndüm.
Son 3'e kaldığında Serhat ile olan düellonda baklava hamuru açtın. Bunu yapamazsam zaten finale çıkmamalıyım düşüncen vardı. Çok ilkeli bir davranıştı. Belki bildiğin bir tatlıyla günü bitirseydin şu an MasterChef'in şampiyonuyla konuşuyor olacaktım. Hiç bu ihtimali düşünüp üzüldün mü?
Serhat hak ederek kazandı. Varsayımlar üzerine bir şeyler demek doğru olmaz. Türk Mutfağını seçmek istedim çünkü kendimle de bir yarış halindeydim. Hem Türk Mutfağını öğrenmek hem de yaptığım mesleği insanlara gösterebilmek için girdim yarışmaya. Bu yüzden Türk Mutfağını seçmek benim için bir zorunluluktu. Aslında o günkü yemeğim güzel de gidiyordu, çok ufak bir hata yaptım. O gece fazla uyumamıştım. Çok kısa bir sürede o menüyü hazırlamamız gerekiyordu. Ben hep böyle yaparım, kendime hedefler koyarım ve odaklanırım. Hiç pişman değilim.
"RESTORAN AÇMAM İÇİN TEKLİFLER GELİYOR"
Bundan sonra neler yapmayı düşünüyorsun? Arkadaşlarının çoğu YouTube kanalı açtı, oradan tariflerini paylaşıyor. Pandemiden en çok etkilenen sektörler arasında sizin sektörünüz de var. Nasıl hedeflerin var ileriye dönük? Kendine ait bir yerin olsun istiyor musun?
Evet, istiyorum. Şu an sosyal medya üzerinden ilerliyorum. Yarışmaya katılmadan önce ufak tefek yemek videoları çekiyordum. İnsan sevdiği işi yapıp insanlarla paylaşınca çok mutlu oluyor. Ben sosyal medyada ilerlemekten zevk alıyorum. Şu an restoranlar kapalı. Ama pandemiden sonrası için planlarım var. Yarışmadan önce tanınan biri değildim. Aşçılık için elimden geleni yapıp yurt dışında zorlu restoranlarda çalıştım. Benim kadar ya da benden daha yetenekli ama tanınmayan arkadaşlarım var. Tüm bu arkadaşlarımı bir çatı altında birleştirip restoran açmak istiyorum. Restoran açmam için teklifler oluyor. Ama doğru olanı tercih etmem lazım.
MasterChef'teki enlerine geçelim! MasterChef'in en komiği kimdi?
Serhat ile iyi gülerdik. Ciddi bir siması var ama komik bir çocuk. Sefa ve Eray ile de gülerdik.
En sinirlisi?
Eray.
En sinsisi?
Ben hiç kimseye sinsi demedim şimdiye kadar. Öyle biri yok.
"20 YAŞINDA FURKAN'IN YAPTIKLARINI YAPMAK MÜMKÜN DEĞİL"
En yeteneklisi?
Furkan. 20 yaşında Furkan'ın yaptıklarını yapmak mümkün değil. Ben 20 yaşımdayken üniversiteye yeni girmiştim ve bıçakla soğanı zor kesiyordum. Berk de yetenekliydi.
Furkan ile aranız nasıl?
Sık sık konuşuyoruz. İkimiz de yoğunuz. Yüz yüze çok görüşemesek de projelerimizden bahsedip karşılıklı fikir alışverişi yapıyoruz. Ekranda göründüğü gibi bir çocuk, mert ve doğal. Seviyorum Furkan'ı.
En sevimlisi?
Barbaros.
En samimisi?
Hepsi samimi. Berker veya Özgül diyebilirim ama.
Somer Şef, Danilo Şef, Mehmet Şef senin için ne ifade ettiğini de merak ediyorum.
Türk Mutfağını bana öğrettikleri için minnettarım. Bir şef sizin için bir baba figürü aslında bu meslekte. Üçü de çok kaliteli insanlar. Her birinden ayrı ayrı şeyler öğrendim. Danilo Şeften İtalyan mutfağını öğrendim ama bir İtalyan'dan Türk Mutfağı hakkında da çok şey öğrendim. Somer Şef de benim hayallerimden birini yaşıyor. Tabakları hem sofistike hem de Türk mutfağının nasıl yurtdışına uyarlanabileceği hakkında. Çok ilgi çekici gerçekten. Mehmet Şef de tam bir baba. Asla alınmam. Dışarıdan ne kadar sert gözükse de asla alınabileceğiniz bir insan değil. Baba figürü benim için.
"ŞEF Mİ OLACAKSIN, MODEL Mİ?" DEDİ
Yarışma sonrası bir dergiye kapak oldun. Ekran önünde olmayı, modellik veya oyunculuk yapmayı düşünüyor musun bundan sonraki süreçte?
Oyunculuk düşünmüyorum. Hiçbir zaman böyle bir planım olmadı. Ajanslardan böyle teklifler geldi, sağ olsunlar. Ama ben oyunculuk yapmayı düşünmüyorum. Bir işe girdiğinde sonunu getirmen gerektiğini düşünüyorum. Ben New York'ta çalışırken işe gitmeden önce her sabah spora gidiyordum 1-2 saat. 12 saat de mesaim oluyordu. Justin adında bir şef vardı başımızda. Bir gün beni kapıda kolumdan tuttu "Karar vermen gerekiyor. Şef mi olacaksın, model mi olacaksın?" dedi. Ben de "İkisini birden yapabilirim şef" dedim. O da "Hayır, bundan sonra spora gitmeyeceksin" dedi. Restoranda kullanacağımız malzemeler için sabahları marketlerde fiyatlara bakmamı istedi. Ben de bu mantalitede ilerliyordum. Ta ki pandemiye kadar. MasterChef'e katıldıktan sonra fikrim değişti. Bir şef her şeyi yapabilir. Ana tema yemek olduğu sürece bence her şeyi yapabilir bir şef. Ben projelerimi yemek üzerine seçiyorum ama bunu istediğim gibi çeşitlendirebilirim.
Sosyal medyadan aldığın en kötü veya en saçma yorum neydi?
Dalgınlığım üzerine bir iki mesaj almıştım :) Ama çok kötü yorum almıyorum.
Bugüne kadarki en kötü date anın nedir?
Yok ya öyle bir anı.
Hayatında biri var mı şu an?
Yok.
Bir ilişkinin içindeyken en berbat özelliğin ne olur?
Alınganım biraz.
Seni en çok sinirlendiren şey nedir?
Saçımın çekilmesi :)
Seni bu hayatta en çok ne şaşırttı?
MasterChef'ten sonra oluşan fan kitlem. 10 saniyelik fragman yayınlandığında 30 bin takipçim oldu.
Ergenlikte ailenle zıtlaşıp yaptığın en büyük saçmalık neydi?
Annemle kavga ediyorduk, laptopunu tersine kapattım. Sonrasında annem de benim beyzbol sopamla bilgisayarımı parçaladı :)