Marketler 7 Mayıs'tan itibaren temel ihtiyaçların dışında elektronik eşya, oyuncak, kırtasiye, giyim gibi ürünleri satamayacak. Yasakla ilgili sosyal medyada yine "Özgürlükler kısıtlanıyor", "Şeriatı getirecekler" paylaşımları yapıldı. Muhalefetin algı mekanizması yine devreye girdi.
★
Genelgede bu kararın sokağa çıkma kısıtlaması sırasında marketlerde oluşabilecek yoğunlukların önüne geçmek amacıyla alındığı belirtiliyor. Ve bu yasağın kapanma döneminde uygulanacağı söyleniyor. Niyet güzel ve doğru ama bu tür genelgeler yayınlanmadan önce kamuoyuna detaylı bilgilendirme yapılmalı. Neden bu kararın alındığı, hedefin ne olduğu net bir şekilde açıklanmalı. Sadece 'temel ihtiyaçlar' diyerek insanların kafası karıştırılmamalı!
★
Bu yasak gerekliydi. Örneğin benim eve yakın bir zincir market açık olduğu saatlerde hep dolu. Özellikle kapanışa yakın saatlerde, dışarıda da 10-15 insan sıra bekliyor. Kapanma olduğundan beri hep aynı manzara! Savaşa mı giriyoruz nedir bu alışveriş tutkusu?
★
Geçtiğimiz günlerde de bu sorundan bahsetmiştim. Market gezintisi diye bir sosyal aktivite oluştu. Markete giren yarım saat, bir saat takılıyor. Oyuncak reyonları, tabak, çanak bölümleri, kırtasiye, makyaj malzemeleri stantları hınca hınç dolu. Marketlerin indirim reyonları da kalabalığı artırıyor. Canı sıkılan markete atıyor kendini. Bunda pandeminin yarattığı can sıkıntısının payı büyük. Denize girmek yasak ama markette kapalı ortamda insan yoğunluğunun oluşması serbest. Olur mu böyle bir saçmalık? Kapanma sürecinde temel ihtiyaçları en kısa sürede alıp dışarı çıkmak hayati bir mesele.
★
Yurt dışında da bizimkine benzer önlemler alınmıştı. Örneğin geçtiğimiz yıl Fransa'da salgının yoğun seyrettiği dönemde marketlerdeki kitap, kırtasiye gibi bölümler kapatılmıştı.
★
Bir de market alışverişi dışarıda dolaşmak için suistimal ediliyor. Eline göstermelik poşet çanta alan saat 17.00'ye kadar aylak aylak dolaşıyor. Yaz sezonundan önce bu kısa kapanma sürecini iyi değerlendirmeliyiz.
Hindistan gibi olmak istemiyorsak, çocuklarımızın okula gitmesini, kafe-restoranların açılmasını, insanların işlerine kavuşmasını istiyorsak market gezme sevdasından vazgeçmeliyiz.
***
ALKOLÜ MEMLEKET MESELESI YAPTILAR
Kapanma sürecinde alkol satışının yasaklanmasını memleket meselesi yapanlar var. Yahu 10 gün sabredin. Zaten kapanmadan önce isteyen evine alkolünü depoladı. Yılbaşından daha büyük satış rakamlarına ulaşıldı.
BİRÇOK ÜLKEDE YASAK
Muhalif kesimler, sanki alkol yasağı sadece Türkiye'de varmış gibi algı yaratmaya çalışıyor. Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Ofisi'nin özellikle genel kapanma uygulamaları sırasında alkol erişimine kısıtlama getirilmesi çağrısı alkolün en çok tüketildiği ülkelerde bile haklı bulundu.
■ Almanya'da Saksonya, Hamburg, Berlin ve Bavyera gibi bazı eyaletlerde 22.00-06.00 arasında alkol satışı yapılamıyor.
■ Fransa'da 1 Nisan'dan bu yana kamuya açık alanlarda alkol tüketimi yasaklandı. Bar ve restoranlarda alkol satışına izin verilmiyor.
■ İtalya'da Ekim 2020'den itibaren saat 18.00'den sonra alkol satışı dahil olmak üzere dışarıda yeme-içme faaliyetleri yasaklandı.
■ İspanya-Katalonya geçen yıl sokakta içki tüketimini yasakladı.
■ Sırbistan ve Hırvatistan'da 22.00-06.00 saatleri arasında alkol satışı yasak.
Alkol sosyalleşmeyi artıran, sosyal mesafeyi hiçe sayan bir madde. Şimdi böyle yazınca "Salgının yayılmasında tek neden alkol mü?" diyenler oluyor. Elbette değil ama bu süreçte mümkün olan her önlemi almalıyız.
***
KÜÇÜK ESNAFI BİTİRDİLER
Aslında tencere, tava, ev eşyaları, kırtasiye ürünleri, oyuncak, elektronik ürünlerin marketlerde satılmaması kapanmadan sonra da devam etse iyi olur. Marketler büyük alım ve depolama gücü sayesinde haksız rekabet yaratarak küçük esnafı resmen iflasa sürükledi. İğne iplik için bile markete gidiyoruz.
Her mahallede, her sokakta şube açtılar. Bazen bir caddede zincirden iki market oluyor. Kapitalizmin en tehlikeli virajı tekelleşmedir! Bu market zincirlerinin çoğu yabancı ortaklı!
Küçük esnaf can çekişirken, gençlerimiz işsiz kalırken paramızı yabancı sermayeye akıtıyoruz.
***
MELİNDA'YA TALİBİM!
Microsoft'un sahibi Bill Gates ve eşi Melinda Gates boşanma kararı aldıklarını açıkladı. 27 yıl sonra ne değişti acaba?
Bill amca "Trakya'dan toprak aldım, tarımla uğraşacağım, bıktım bilgisayar yazılımından, dünyayı düşünmekten" dedi. Melinda teyze de "Sen git tutan yok" diye rest mi çekti acaba? Ya da Bill amca "Hep iş iş, yeter artık biraz da kendim için yaşayacağım" mı dedi?
Belki bu ayrılık Bill amcaya iyi gelir, alemlere akıp dünya ile ilgili komplo teorileri kurmaktan vazgeçer.
Ünlü çiftin sadece kurdukları vakfın mal varlığı bile 51 milyar dolar. Melinda muhtemelen dünyanın en zengin kadını olacak. Sosyal medyada şimdiden Melinda'ya talibim paylaşımları yapılıyor, umut dünyası işte!
***
İMAMOĞLU'NA MAĞDURIYET FIRSATI!
Bir yıl önce Fatih Sultan Mehmet Türbesi'ndeki anma töreninde türbenin dışında elleri arkada yürüyüp saygısızlık yaptı iddiasıyla Ekrem İmamoğlu'na soruşturma açıldı.
İmamoğlu, İstanbul'u sosyal medya ajansı gibi yönetiyor. Çok reklam az iş yapıyor. Eleştirilecek birçok yönü var ama elleri arkada bağlı bir şekilde gezindi diye soruşturma açmak fıkra gibi bir olay. Böyle saçma gerekçelerle soruşturma açılırsa İmamoğlu'na yönelik haklı eleştiriler de anlamını yitirir.
Sanki birileri İmamoğlu'nu sürekli mağdur göstermek için uğraşıyor!