Atv'nin yeni dizisi 'Maria ile Mustafa'nın başrol oyuncuları Hilmi Cem İntepe ve Jessica May ile bir araya geldik. Kapadokya'da devam eden çekimlerin gayet güzel geçtiğini, ekibin uyum içinde olduğunu dile getiren Hilmi ile Jessica, Kapadokya'ya hayran kaldıklarını söyledi.
Dizideki karakterlerinizi anlatır mısınız?
HİLMİ CEM İNTEPE: 'Mustafa' 30 yaşlarında eğitimini yurt dışında tamamlamış biri. Babasının bıraktığı işlerinin üzerine katkı sağlayarak iş hayatına devam ediyor. Çok zeki. Ama geçmişte ailevi olaylardan dolayı bir evlilik yaşıyor. Talihsiz olaylardan sonra 'Maria' ile tanışıyor, hayata bakış açısı değişiyor ve kalbinin sürüklediği yere gidiyor.
JESSICA MAY: 'Maria' 25 yaşında Türkiye'de doğmuş. Annesi Kolombiyalı, babası Türk. Annesiyle beraber Kolombiya'ya dönüyorlar ve 25 yaşına kadar orada yaşıyor. Babası vefat ediyor ve babasından kalan araziyi satmak için Türkiye'ye geliyor. Fakat bir hayali var, restoran açmak. 'Mustafa' ile karşılaşıyor ve tahmin edemediği kadar büyük bir aşk yaşıyor.
Oyuncu için farklı bir coğrafyada yaşayıp dizi çekmek sizce avantaj mı?
H.C.İ.: Bence oyuncuya göre değişir. İstanbul'da yaşamaktan çok zevk alan bir insan değilim. Bodrum'da doğup büyüdüm, orayı çok seviyorum. İstanbul'a iş için gidiyorum. İşimin Kapadokya'da olması çok güzel bir şey. Kapadokya'da çalışmak benim için şans. Şehir dışı işleri severim.
J.M.: Benim birinci dizim Adana'daydı. Adana'da iki sene yaşadım. Zaten ben 15 yaşında Brezilya'dan Türkiye'ye geldim. 15 yaşından beri evimden uzaktayım. O yüzden evinden hep uzakta yaşamaya alışkın biriyim. Ben İstanbul'u çok seviyorum ama Türkiye'nin farklı yerlerini keşfetmek benim için çok zevkli. Ben kalpten Türk'üm. Kendimi buraya ait hissediyorum. Seyahat etmeyi de seven biriyim. Dolayısıyla işimle birlikte farklı yerde yaşamak benim için büyük bir fırsat.
Dizide canlandırdığınız karakterin size benzeyen yönleri var mı?
H.C.İ.: Daha önce canlandırdığım karakterin benzerlikleri çok fazlaydı. Kendimden çok beslendim. Ama 'Mustafa' karakteri benden çok farklı. O yüzden çok farklı bir heyecan yaşıyorum. 'Mustafa', enerjisi yüzde 40'larda olan her zaman her şeyi aklı ile mantık yoluyla çözmeye çalışan birisi. Benim biraz fevri taraflarım var. 'Mustafa' ses tonu bile yükseltmeyen biri. 'Mustafa' karakterini canlandırırken, enerjiyi düşürmekte biraz zorlandım. Ben hiperaktif biriyim. Onun dışında aile yapısı olarak da benzemiyoruz, ben memur bir ailenin ferdiyim. 'Mustafa' ağzında altın kaşıkla doğmuş bir karakter. Hiperaktifliğim biraz belki bu karakter ile törpülenir.
'ANNEMİN ADIYLA OYNUYORUM'
J.M.: 'Maria'nın özgürlüğünü, kararlılığını ve güçlü olmasını çok sevdim. O, kafasına koyduğunu yapabilen ve bunun için kimseden onay beklemeyen biri. Zaten Kolombiya'dan Kapadokya'ya gelip aşkını bulduğu için burada kalmaya karar veriyor. Kendimden biliyorum; ülke değiştirmek, yaşadığın yerden, arkadaşlarından, evinden ayrılmak verilmesi çok zor kararlar. O yüzden 'Maria' ile çok ortak noktamız var. 'Mutlu muyum?' diye sorarsanız, çok mutluyum. Ama acaba 'Maria mutlu olabilecek mi? Çünkü onun başına çok daha farklı şeyler geliyor. Ben hikayede en çok bunu merak ediyorum. Bir de 'Maria' annemin adı olduğu için bende özel bir yeri var.
Nasıl bir hazırlık sürecinden geçtiniz?
J.M.: 'Maria' gibi düşünmek, 'Maria' gibi hareket etmek için oyuncu koçlarıyla birlikte çalıştık. Saçlarım değişti, ten rengim değişti. Dilerim ince detaylarına kadar çalıştığımız bu güzel hikayeyi seyirci de çok sever.
'TÜM EKİP SET DIŞINDA DA BİRLİKTEYİZ'
Set ortamı nasıl? Çekimler nasıl gidiyor?
H.C.İ.: Nazar değmesin. Maşallah. Hepimiz aynı otelde kalıyoruz, dolayısıyla set dışında da birlikteyiz. Rahatsızlık veren arkadaşımız yok. Ekip çok memnun. Kapadokya'ya gitmiştim ancak bu kadar uzun kalmamıştım. Çok güzel etkileyici bir yer. Tek endişem; kışın sert geçtiğini duydum. Sıcaklık eksi 35'lere iniyormuş. Ama onun dışında ekip, kamera arkası çok eğlenceli, herkes gerçekten çok mutlu ve eğlenceli geçiyor çekimlerimiz. Yönetmenimiz Faruk Teber, tecrübeli bir isim. Jessica ile okulda olduğumuzu hissediyoruz.
J.M: Yönetmenimizle çalışmak büyük şans. Çekimler başladıktan sonra daha iyi anladım. Diploma istedim ondan. (Gülüyor) Oyuncuların içindeki o mücevheri görüp onun içinden çıkartması tam bir tecrübe ve profesyonellik. Cevheri parlatıyor. Benim için inanılmaz bir tecrübe.
'DEDEMİN ÇİFTLİĞİNDE AT BİNERDİM'
Dizide atları görüyoruz...
J.M.: Brezilya'da dedemin çiftliğinde çok at binerdim. Ve en sevdiğim hobim de motosiklete binmek.
H.C.İ.: Atların dizide görülmesinin sebebi çok güzel bir olayı anlatmak. Ben de at binmeyi çok seviyorum. Hayvanları da çok severim. Kapadokya da at çiftlikleri olan bir yer. Daha önceki projelerimde de çok at binmişliğim var.