'Aşktan Geberiyorum' adlı şarkısını geçtiğimiz günlerde müzikseverle buluşturan Berdan Mardini, 'Günaydın Hafta Sonu'nda samimi açıklamalar yaptı:
Diyarbakır'da doğdum ama aslen Mardinliyim. Ne zaman köye gitsem oradaki çocukların gözleri, yırtık ayakkabıları beni hep duygulandırır. Bir gün inşallah onlara yardım edebilirim. Mardin'de fabrika kurduk. Kozmetik sektörünün ham maddesini üreteceğiz; gül yağı, lavanta yağı... İnsanlık işi yaptığımıza inanıyoruz biz. Bin dönüm araziye gül ve lavanta ektik. Köy halkına iş imkanı sağladık. Bölgeye turistler de geliyor. Tarihi dokuyla kozmetik koku birleşince güzel olacak. Mezopotamya'da bir gül hikayesi olsun istedik, öyle başladık. Finans ve diğer durumları kontrol ediyorum ben. Bir süre sonra orada kendi kokunuzu üretme şansınız da olacak. 'Mardin'in Gülü' diye şarkılar vardı ama, gül yoktu. Biz getirdik gülleri. Mardin'i tanıtan her şeyi seviyoruz. Orada çekilen 'Hercai' dizisiyle de gurur duyuyorum.
YANLIŞ ALGI VAR
TRT Kürdi'de program yapıyoruz, bu kimsenin cesaret edebileceği bir şey değil. Biz elimizi değil, gövdemizi koyuyorduk taşın altına. Biz ülkemizi, insanları seviyoruz. Ama gördüğüm kadarıyla herkes menfaatçi. Sanatçılar ya da iş adamları kazandığını bir fikirle kendi köyüne yatırsa, işsizlik sorunu kalmayacak o bölgede.
Türkü söyleyen sanatçıların sürekli takım elbise giyerek gezmeleri gerektiği algısı var toplumda. Bu cahil insan düşüncesi.
SİBEL BİLGİÇ
'EN GÜZELİ 40'LI YAŞLAR'
Müziğe biraz ara vermiştim, tekrar döndüm, sahneye çıkıyorum. Evlendim bu arada. Çok güzel projelerimiz var. İnşallah 2020 başlarında güzel bir şarkıyla tekrar seyircinin karşısına çıkacağım.
Şarkı söylemeyi çok seviyorum. Aynı zamanda mücevher tasarlıyorum. 1 buçuk yıl önce başladım, bir marka yarattım.
20'li yaşlarda çok saftım. 40'lı yaşlar en güzel yaşlar. Çok şey yaşadığın için hayata uyum sağlamış oluyorsun.
COVER HAYALİ
Yıllar evvel bir gün ofiste oturuyordum ve 'Müzikalde oynamak istiyorum' dedim. 6 ay sonra Casablanca müzikali teklifi geldi. Çok güzel şeyler yaptım sanat hayatımda, çok değerli insanlarla çalıştım. Şimdi de güzel bir şarkı, bir cover istiyorum. Caz tarafımı da kullanıp değişik bir parça yapmak istiyorum.
ELİF BUSE DOĞAN
'BİZİM EVDE MİSAFİRE TÜRKÜ İKRAM EDİLİRDİ'
Aslında Türk halk müziği sanatçısıyım ama müzisyen ve yorumcu olduğum için farklı denemeler yapmak istiyordum. Son şarkım 'Bir Nefes Gibi' de bunlardan biri oldu. Bir yol şarkısı; bana ve şarkıyı dinleyen herkese öyle hissettirdi.
Hem genç olmak, hem de Anadolu ruhunu taşımak benim için şans. Benimle ilgili 'Sen Y kuşağının temsilcisisin' diye bir yorum yapılmıştı. Çok sevindim. Birilerine örnek olabilmek benim için önemli.
DOKTORA YAPIYOR
Çocukluğum duvara asılı bir bağlamanın, kemençenin olduğu ortamda geçti. Bizim eve misafir gelirdi, yemek yerdik, ondan sonra herkese türkü ikram edilirdi. Dedem daha çok Sivas türküleri okurdu, genellikle de 'Uzun İnce Bir Yoldayım'ı.
İlkokulda müzik hocasının keşfiyle ses yarışmalarına katılıp derece aldım. Güzel sanatlar lisesinde Batı müziği eğitimi gördüm. Sonrasında İTÜ Türk Halk Müziği Bölümü'nü bitirdim. Haliç Üniversitesi'nde yüksek lisansımı tamamladım. Şimdi Yıldız Teknik Üniversitesi'nde doktoramı yapıyorum.
Görünüşümden dolayı insanlar 'Böyle biri nasıl türkü söyler?' diye şaşırıyorlar. Bu iş kesinlikle ruhla ilgili, görünüşle değil. Bu algının da yıkılması gerekiyor. Ben ruhumun müziğini yapıyorum, ailem de her zaman arkamda.
NİLGÜN BELGÜN
'BENİ BİR ERKEK NE DEVLEŞTİREBİLİR NE DE DEVİREBİLİR'
Ailenin tek çocuğuyum. Babam piyanist olmamı istiyormuş. Bana piyona aldılar, hoca gelip ders veriyordu. Bana klasik müzik öğretiyordu, o gidince 'Gözleri Aşka Gülen Taze Söğüt Dalısın'ı çalardım. "Anneme boşuna uğraşmayın, olmaz bu" demiş. Piyano hayatım öyle bitti benim.
'ENERJİM YAŞINDAYIM'
'Hayatla Geçinmeyi Seçtim' diye kitap yazdım. İnsanlar hayatla geçinemiyorlar. Herkesin bir savaşı var. Ben de o savaşlardan geçtim ama mutluluğu seçen taraf oldum. Kitap kadınlar için bir başucu kılavuzu oldu.
Eşlerimden ayrılmadan önce, karar verme aşamasında dolma sararım. Dolma sararken zaman geçiyor, ben de düşünüyorum. Dolma çok da lezzetli olur uzun düşünüyorum çünkü. Hayattaki en güzel şey kararlı olmaktır. Kararsızlık en kötü şey.
Hayat enerjidir. 'Bana kaç yaşındasın?' diye sorduklarında, "Enerjim kadarım" diyorum. Artık evlenmek istemiyorum, mutluyum böyle.
Tek başıma bu noktalara geldiğim için beni bir erkek devirmez de, devleştiremez de. Bütün hayallerimi gerçekleştirdim.
ANJELİKA AKBAR
'İKİ YAKAYI BİRLEŞTİREN KÖPRÜDE KONSER VERMEK İSTİYORUM'
Annem ve babam müzisyendi, evde bütün enstrümanlar vardı. Müziğe ilgimi birkaç aylıkken fark etmişler. Piyanoyu karyolamın yakınına yerleştirmişler. İlk tanıştığım obje, piyano olmuş. Bir sürü ekol ve eğitimden geçtim. 4.5-5 yaşlarından beri beste yapıyorum.
TÜRKİYE'YE AŞIK OLDUM
90'larda Unesco üyesi olarak geldim Türkiye'ye. Uçaktan iner inmez aşık oldum Türkiye'ye. SSCB'nin yok oluşunu televizyondan izlemiştim, o yüzden TV seyretmemeye karar vermiştim. İlk kez televizyonu açtığımda Sibel (Bilgiç) Hanım'ı gördüm, şarkısı 'Alışamadım Sensizliğe'yi duydum. Türkçe öğrendiğim ilk iki kelime 'alışamadım sensizliğe' oldu. Sibel Hanım'ın burada olması benim için önemli.
Türk insanını çok seviyorum, hamurları iyi. Buradaki sıcaklık başka yerde yok. Bir manevi derinlik var. 'İçimdeki Türkiye' kitabında da anlattım bunları.
Kafamda tek bir şey var, hayal diyemem buna ama gerçekleşmesini çok isterim. İki yakayı birleştiren köprüye bir kuyruklu piyano yerleştirip orada konser vermek çok güzel olurdu.