Atv'de yayınlanan 'Maraşlı' dizisinde 'Mahur' ve 'Celal' i canlandıran Alina Boz ve Burak Deniz, Şamdan Plus dergisine konuştu. İkili diziyi, rollerine hazırlık sürecini ve aşk hakkındaki düşüncelerini anlattı…
Dizide karşılıklı oynamanızın en keyifli yanı ne oldu sizin için?
BURAK DENİZ: Alina ile çalışmak çok keyifli, çok uyumlu partnerler olduk. Alina'nın enerjisi beni de çok yükseltiyor. Onu izledikçe sanki 'Mahur' olmak için doğmuş gibi geliyor bana.
ALİNA BOZ: Burak anlaşması çok rahat biri. Enerjisini hiç kaybetmiyor.
Oyunculuğun size en iyi gelen tarafı ne?
B.D.: Oyunculuk bana terapi gibi geliyor. İnsanlar günlük hayatlarında daha çok oynuyor, yalan söylüyor, daha fazla rol yapıyorlar. Bazen yataktan bile çıkmak istemiyorsunuz ama yapmak istemediğiniz bir ton şey yapıyorsunuz ve bunları yaparken istemediğiniz şekilde davranıyorsunuz. Oysa oyunculukta; özellikle güzel yazılmış bir sahneyse o duyguyu yansıtmak için duyguyu gerçekten yaşamanız gerekiyor.
A.B.: Gerçek dünyadan bir süreliğine kopup, canlandırdığım karakterin hayatının bir parçası olmak diyebilirim.
Oynadığınız karaktere hazırlanırken neler yapıyorsunuz?
A.B.: Her projede ilk iş karakteri çözümlemekle başlıyor. Sonra karakterin ilgili olduğu konular hakkında bir şeyler izleyip okuyorum.
B.D.: 'Maraşlı' özelinde dizideki şivem, kendi araştırmalarım sonucu üzerimde duruşunu denediğim bir ton oldu. Aksiyon ve silah kullanımını da hazırlık sürecinde aldığım teknik eğitimler ile birlikte role adapte ettim.
Aşk olunca şansını zorlamayı sevenlerden misiniz?
A.B.: İlk görüşte aşktan çok beğeni ve merak unsuru vardır benim için. Bu konuda şansımı zorlamayı severim ve hoşlandığım insanı tanımak konusunda sonuna kadar ısrarcıyımdır.
Aşkı bir şeye benzetecek olsanız ne olur?
B.D.: Bu özel ve iç kıpırdatan duygunun her şeyin bir sonu olduğu gibi bir gün sona erdiğine inanıyorum. Dolayısıyla aşkı yaşama halinin paraşütle atlamak gibi olduğunu düşünüyorum. Bir uçaktan veya yüksek bir binadan kendini bırakmak gibi... Atlarken keyif alıyorsun ancak sonunda acı duyuyorsun.
A.B.: Aşk hiç tanımadığınız bir yazarın kitabını ilk defa okumak gibi. Her sayfası size farklı duygular hissettirir. Merak ettikçe dahil olduğunuz bir dünya. Devamında ise ya hikayenin içine girersiniz ya da çıkmak isterseniz.
Risk almayı sever misiniz?
B.D.: Risk yoksa hikaye de yoktur. Hayatımda hikayesi olan her konuda risk almışım demektir. En büyük çılgınlığım, sanırım henüz yapmadığım şeydir.
A.B.: Doğru olduğunu hissettiğim şeyler için risk almaktan ben de korkmam.
İLHAM KAYNAĞIM CİDDİYET
Bir oyuncu olarak siz en çok kimlerden ilham alıyorsunuz?
B.D.: Ben sadece oyunculardan
değil, işini aşkıyla yapan herkesten
ilham alıyorum. Aslında şunu söyleyebilirim;
ciddiyet benim için her daim iyi bir
ilham kaynağı.
A.B.: Ben de sanırım en çok hayatın
kendisinden ilham alıyorum. Kişilerden
çok içinde bulunduğumuz dönemden,
akımlardan ve yaşadığım çevreden besleniyorum.