Köyde, şehirden, gürültüden ve tüm yapaylıklardan uzak doğal bir yaşam süren, doğayla iç içe yaşayan Mustafa Ali'nin seyre doyamadığımız hikayesi... Çekimleri Çökertme Köyü'nde gerçekleştirilen 'Mandıra Filozofu' filminden bahsediyorum. Bu yıla kadar köye her gidenin mutlaka ilk olarak çekim yerini ziyaret etmek ve Mandıra Filozofu ruhunu hissettiği o köye yerleşmek istediği bir yerdi. Filmde Mustafa Ali'nin zengin Cavit'e satmadığı muhteşem koy, şimdilerde hem köyün, hem de Mandıra Filozofu'nun ruhuna ihanet ediyor.
Şu günlerde partileriyle gündemde olan yer Birol Güven'den Sailing Kalamari adlı mekanı açmak için kiralanmış, köye yeni vizyoner bir mekan kazandırılmış, çok güzel ancak ne yerin ruhu kalmış, ne de Mandıra Filozofu'ndan bir eser. Esas mesele ise restoran yapılırken ağaçların yanması. Köylüler, ağacın bilerek yakıldığını ve müzikten dolayı köyün eski huzurunun kalmadığını öne sürüyor. Birol Güven arazisinde olup bitenden elbette haberdardır, peki ya hiç sormaz mı? Filmde görülen taş kulübenin önündeki yapı inşa edilirken neden ne doğa, ne de Mandıra Filozofu'nun ruhu düşünülmemiş? Belki akıllarına gelmemiştir, belki de 'Üç gün doyasıya müzik' diye anons ettikleri köy yerindeki partilerde hangi DJ'lerin çalacağını düşünüyorlardır, kim bilir.
PODCAST ÖNERİSİ: ENDİŞELİ PSİKOLOG
Her güne bir doz Endişeli Psikolog podcast'i dinlemenizi öneririm çünkü içine sıkıştığımız kimliklerden hayatı kaçırma korkusuna, ilişkilerdeki ayarlanamayan mesafelerden iyilik sandığımız sınır ihlallerine kadar öyle can alıcı tespitler paylaşıyor ki, dinlerken 25-30 dakikalık kayıtlar nasıl geçiyor anlamıyorsunuz bile. En son yüklediği kayıtta iyi niyetin her zaman iyi davranışı getirmediğini, kendi komşusuyla yaşadıkları üzerinden öyle güzel anlatmış ki, dinlerken en yakınlarınızın sınırları nasıl da ihlal ettiğinin farkındalığına varıyorsunuz. 'Hediyeleşme meselesinde ilişkilerde alma-verme dengesini göz ederek hareket edin. Hep karşındakini mahçup etmek iyi bir şey değil, bu iyilik adı altında sınır ihlalidir' diyor. Devamını Zeynep Özgen'in hazırladığı spotify Endişeli Psikolog podcast'inden dinleyebilirsiniz...
Buna eğitimsizlik demeyin
Münevver Karabulut, Özgecan Aslan, Şule Çet, Emine Bulut, Pınar Gültekin ve daha ismini bilmediğimiz katledilen onlarca gencecik kadın... Gündem bu hafta öyle acı vericiydi ki; Pınar Gültekin'in vahşice dövüldüğü, boğularak öldürüldüğü ve cesedinin yakıldıktan sonra varille ormanlık alana bırakıldığı haberi herkesi derinden sarstı. Her gün yeni bir vahşetle uyanmak, insanoğlunun bu denli vicdansızlığına tanık etmek yıpratıcı olduğu kadar düşündürücü de.
EGO MESELESİ
Bazı insanlar hâlâ şiddetin en büyük nedeninin eğitimsizlik olduğunu düşünüp savunurken, esas düşünülmesi gereken meseleyi unutuyor. Mesele eğitimsizlikten ziyade ahlaki ve vicdani değerlere sahip olmamak, insan olmanın eksikliği. Bu, üç üniversite bitirmişte de karşımıza çıkıyor, hiç okumamışta da. Konuyu eğitimsiz cahiller diyerek kapatamayız, çünkü o kadar basit değil. Pınar'ın acısı kalbimizdeyken, tehdit edilen, 'Ölmek istemiyorum, bana yardım edin' diyen kadınlara abartıyor diye bakmak yerine, yardım eli uzatalım ve sesini duyurmaya çalışan nice şiddet mağduru kadınlarımızı gündemde tutalım...Tutalım ki insanlığa dair unutulan her şey, vicdan yoksunluğu ego hesaplaşmaları, güç kavgaları bir an önce son bulsun.